türkiye'dekiler için bu söz kısmen doğrudur ama eksiktir. Bizim üniversitelerimiz aynı zamanda rejim bekçiliği yapmaktadır, "ordu göreve" pankartları açmaktadır.
üniversiter, önce burs verip rahatlatan, sonra geri ödemesini dayatıp hayattan bezdiren, bilimin b sinin tartışılmadığı, yök ün öğrencilikten ve hayattan bezdirdiği, dünyada eşi benzeri olmayan kurumlardır.
türkiye'deki üniversitelerde "dersi bir şekilde anlatıp bir an evvel bitirme", "ek ders ücretlerini cukka etme", "ek görevlerle veya kaçak olarak yapılan ek işlerle ek gelir sağlama", "doktora tezini bilimselliğe dayansın dayanmasın, mantıklı olsun olmasın bir an evvel bitirip öğretim üyesi olup kendini kurtarma", "kendinden sonra göreve başlayan asistan ve öğretim görevlilerini ezme" vs., vs., vs. mantığında çalışır.
çok az ama çok az akademisyen bilim üretir, onlar da ürettiği ile kalır.
sırf başörtülü olduğu anlaşıldığı için sen benim dersimden geçemezsin denildiği bunun yanında sadece sol görüşe sahip birisi diye muhafaszakar bir profun dersinden geçirmediği yerlerdir aynı zamanda. komünist diye selam vermeye korkulan, kürt diye pkk'lı ilan edilen, ülkesini sevmesi ile de faşist ilan edilen yerlerdir aynı zamanda. tanrı fikrini sorguladığı için ateist ilan edilen, anarşist olduğunu söylemesi ile terörist ile aynı kefeye konulacak kadar da "ulan burası neresi?" diye hayretler içinde bırakmayan artık alışılageldik bir kurum. hatta bir obje (abajur)...
edit: eksilemenin amacı ne bu entryyi? hayır anlamıyorum kimi atladık?
herşeye rağmen üniversiteler hala ve hala az da olsa bilim yapılan yerlerdir. onların bu aktivitelere devam etmesi de bu ülkenin modern dünyaya açılan penceresidir.
Üniversiteleri YÖKden önce YÖK ten sonra diye ayırıyorduk. Şimdi birde AKP eklendi. AKP den önce, AKP den sonra. Liseden sonra lise müfredatıyla okunan üst lise gibi yerler oldu.