üniversiteden mezuniyetin ardından, gerek askerlik vazifesinin ifası esnasında; gerekse de hayata atıldıktan sonra , tanışılan sayısız kişiden hiçbiriyle yakın dost olamamak, kurulan ilişkilerin arkadaşlık-tanıdıklık düzeyinde kalmaya mahkum olması, artık kendini bütünüyle deşifre etmeyi göze alamamak, insanlarla arada hep biraz mesafe, biraz ihtiyat payı bırakmak...
Insani yalnizligindan tad almaya zorlayan bir durumdur. Etrafinizda iliski icerisinde bulundugunuz yuzlerce insan bulunuyor olmasına ragmen, o eski yakinliklar, samimiyetler kaybolur. Hayatinizda onem verdiginiz herseyin sirasi degisir. Saraptan anlayan bir degustasyon uzmani, sinemadan anlayan bir sinefil, cakir keyif ortamlarin zirzop filozofu da oluverirsiniz bir sure sonra.
yanlış önermedir. gerçek arkadaşlar üniversitelerde, işyerlerinde değil dağlarda edinilir. Bunun içinde dağcılık kulübüne üye olun, dağlarda gerçek arkadaşlığı ve dostluğu görün derim. yardımlaşmayı ve başkasını düşünmeyi öğrenin. aynı çadırda tipi altında 24 saat kalmak, aynı tasa beş altı kaşık daldırmak, lider düştüğünde onu kurtarmak için kendini boşluğa bırakmak vs vs * üniversiteler de, insanlar çıkar amaçlı birbirleri ile dostluk arkadaşlık kuruyor. özellikle çan sistemi varsa. benim şahsi gözlem deneyimlerim sonucu yazılmış bir entrydir.
edit: imla hataları ve anlatım bozukluları giderilmeye çalışıldı.