Genelde kentten gelenlerin doğayla bütünleşme isteğidir, huzur verir. hele 4-5 kişilik bir arkadaş grubunun içindeyseniz o an ve hava açık-güneşli ise tadından yenmez.
baharın gelmesiyle üneversite çağlarında yaptığım ve herkese yapmasını önerdiğim eylem. O ne huzur dolu anlardır, mavi gökyüzüne bakarsın tek sıkıntın vize, sınav vs den ibarettir, kulağında çalmakta olan vivaldi notaları ve yüzünde gülümseme. tekrar üniversiteye gidip uzansam çimlerin üzerine aynı tadı verir mi bilmiyorum ama öğrencilik yıllarında çok iyi gelirdi.
uzun saçlı arkadaşınızın nothing else matters ya da akdeniz akşamlarını klasik gitarıyla çalıp, o buğulu sesiyle söylemesiyle hisleriniz en üst raddeye çıkar.
üniversitenin olmazsa olmazıdır. eğer bir üniversiteli genç çimlere uzanıp güneşi boğrune yememişse o üniversiteyi okusa ne olur okumasa.
gitar çalıdır. güreşilir. batak atılır. kız arkadaşınla yan yana hayeller kurulur...ve daha bir çoğu.
eğer üniversiteli olmak istiyorsan nisandan okul bitene kadar çimlerde uzanmak zorundasındır.
üç sene dersaneye gidip, a-b-c-d-e şıklarıyla dolu üç koca sene geçirip, akabinde bir köy üniversitesini kazanıp ilk haftalarda edinilen saçma sapan üç beş arkadaşla kampüs sınırlarında yapılan eylemdir.
hadi bakalım gençler, yayılın!
elektiriği vücuttan atma yoludur. sınav stresiydi, parasızlıktı, aşk acısıydı her birini bir nebze olsun toprağa dökmektir. bahar şenliklerinin festivallerinin de vazgeçilmez dinlencesidir. o yıllar geçip de takım elbiselilerin dünyasına karışıldığında tek özlenecek şeydir belki de.