avantajları ve dezavantajları olan bir hayat tarzıdır. iki yıl devletin kız yurdunda kalmış biri olarak benim de bu konu hakkında söyleyeceklerim olduğu için kendimi bu başlıkta buldum.
önce avantajlardan bahsedelim, hemen karamsar bir giriş yapmış olmayayım. söyleyeceklerim özel yurtlar için ne kadar geçerlidir bilemem ama, dediğim gibi ben devletin yurdunda kaldım.
-şimdi bu kyk yurtları genelde kampüs içinde olurlar dolayısıyle okula git-gel yapmak için yol parası vermezsiniz. kyk yurtlarının standartlarını yükseltme yönünde çalışmalar yapıyor devlet (yanlış anlaşılmasın çalıyorlar ama çalışıyorlar diyenlerden değilim ama sezar'ın hakkını sezar'a... anladınız siz onu) e haliyle bu geliştirmeler devam da edecek.
-benim kaldığım yurtta 3 tane kız yurdu bloğu kampüsün içindeydi, geçen sene internet sorununu çözdüler mesela. bedava fiber internet tabi ttnet altyapılı ama iş görecek seviyede hızlı, her katta dağıtıcıları var, yemekhane ve kantinler de dahil. internet sorununuz olmaz.
-her blokta çamaşır ve kurutma makineleri var (bu iyileştirme de bu sene yapıldı) deterjan vs senden olmak üzere ne zaman (makinelerin çalıştığı saat aralıklarında elbette, haftasonu da dahil) ne kadar istersen çamaşırların yıkanır; elektrik, su parası düşünmezsin.
-ısınma ve sıcak su sorunum pek olmadı, ısınma sorunum hiç olmadı ama sıcak su bazen arızalanıyordu ama abartmaya değmezdi. banyolarımızda hiç kuyruk olmadı, ne zaman istersem duşumu da aldım, banyomu da yaptım.
-yemekler iyi değil ama yenmeyecek kadar kötü de değil, aç kalmazsın ama elbette anne yemeği gibi hiçbir şey olamaz. benim kaldığım yurtta her gün rahat 10 farklı yemek olurdu, ekstra olarak pide fırını vardı. ben param varken canım istediğinde dışarıda yedim, pizza yedim, kebap yedim, döner yedim, ev yemekleri yedim, tost yedim, çorba içtim vs. lokantaların menüleri ne işe yarıyor? param az olduğu zaman yurtta yedim, ne yapacaksın öğrencisin.
-kantinlerde ve sosyal merkez binasında ortak televizyonlar var ama ben tv izleyen biri olmadığım için bu konuda yorum yapamıyorum.
-en önemli avantaj ucuz olması. 120 lira idi bizim hepsi içinde, 300 lira aylık kredi alıyorum. 180 lira cebime kalıyordu, biraz da ailem destek oluyordu. fatura, kira vs düşünmeyince 200-250 lira elime rahat kalıyordu, bazen daha az, bazen daha çok tabi. otobüs bileti param da vardı, eğlenmeye gitmek için param da vardı, alışveriş için de... harcamaya param vardı, parasızlık çekmedim.
aklıma gelen avantajlar bunlar, şimdi dezavantajlara bakalım.
-en büyük dezavantaj hijyen. her gün temizlikçiler temizlik yapsa da insanlar pis, öyle böyle değil hem de. pis!
-gürültü en büyük sorun. insanları gece gürültü yapmamaları için uyarabilirsin ama hangi birini susturacaksın? benim tavsiyem kulak tıkacı alın, daha rahat uyursunuz.
-odalar 4 kişilik, bunlar senin şansına dünyanın en iyi 3 kişisi de olabilir, en kötüsü de. anlaşmak her şeyin anahtarıdır, mümkün olduğunca uyum sağlamaya bakın ama kendinizi asla ezdirmeyin.
-bir arada yaşamanın zorluklarını çok net görürsünüz. akşamın 8'inde veya gündüz vakti oda arkadaşlarının film izleme veya müzik dinleme keyfine karışamazsın. başın ağrır, kafa dinleyecek sessiz yer bulamazsın.
-ders çalışma salonları dolu olur veya herkes kurallara uymaz, buna hazırlıklı olun. buralar odalara göre daha sessiz olur ama dışarıdaki gürültü olduğu gibi içeride.
-horlayan oda arkadaşları denk gelirse uyku diye bişey kalmaz, tavsiyem kulak tıkacı alın.
aklıma daha da gelirse yazarım.
yurt hayatı ile ev hayatını da kıyaslayabiliriz ama hepsinin kendine göre avantaj ve dezavantajları olacaktır. kilit nokta her zaman insanlardır. senin birlikte 4 kişi diye çıktığın ev gün gelir 7 kişi olur, ev arkadaşının misafir getirmesine karışamazsın mesela. evime gideyim kafa dinleyeyim dersin, bi gidersin ki her taraf her yerde. yemek sırası gelen arkadaşın ortalıkta yok, temizlik yapılmamış, faturalar ödenmemiş gibi sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. ayrıca o evde yaşanması için ortaya her ay para koyduğunuz için bu tip sorunlar daha çok koyar insana. paranla rezil de olabilirsin, paşa da.
yurtlarda kimseyi rahatsız etmediğiniz sürece kimse size karışmaz. müziğini duyacağın kadar aç, telefonla yüksek sesle konuşma, gece yarısı odada gürültü yapma, koridorda hiç yapma, uyuyana saygı göster, kibar ol adamlığını bozma. kavgaya karışma, uyarırsın karşındakini ama baktın iş kavgaya giriyor, derhal uzaklaş ve güvenliği çağır. belalısı var, psikopatı var. her şeyi kafaya takan, insanlara hayır diyemeyen tiplerden olmayın. umursamaz olun biraz. ve kimseye borç da vermeyin. paranız kendinizin olsun, biri sizden borç isterse "valla bende de yok, ayın sonunu zor getiriyorum" deyin.
zorluklar hayatın her alanında var ama unutmayın ki bu zorlukların karşılığını en iyi şekilde almak için uğraşıyorsunuz.
Yeri gelince ev hayatından daha iyi olan hayat tarzıdır. Yemek bulasık temizlik derdi yok. Ama partiden sonra kızı goturecek ev olmaması veya dostlarla sabahlayabilme sansı olmuyor.
en pisi belli bir ideolojik görüşe hakim olan öğrenciler tarafından ele geçirilmiş olan devlet yurtlarıdır.
yurt yöneticileri de durumdan haberdar olmalılar ki kendisini devlet ya da yurt yöneticisi zanneden ancak üniversite öğrenciliği dışındaki sivil hayatında bir bok olamamış ve olamayacak olan bu nedenle belli ideolojik görüşlerin peşinden giderek kendisine
(reis, asena, yoldaş, heval şakirt, hoca v.b. takma isimlerle 'gerçek hocalar ve kur'an öğrencisi olan gerçek şakirtler üzerlerine alınmasınlar ve haklarını helal etsinler' )
okulda, yurtta ve tabi ki genel olarak toplum içerisinde yer edinmeye, popüler olmaya ve yurt dışındaki siyasi örgütlenmelerde kendisine verilen emirleri yurtlarda harfiyen uygulamaya çalışarak öğrencilerin hayatlarını cehenneme çevirmeye çalışan zıçmıklardır!
Kendi siyasi görüşleri dışından olan tarafsızlara ve karşıt siyasi görüşteki kişilere tahammülleri pek yoktur.
sağcı bir yurtsa eğer; kız arkadaşınızla değil el ele yan yana bile yürüyemezsiniz yurt bahçesinde ve çevresinde. Favori uzatamazsınız. Küpe takamazsınız. Top sakal yasaktır. sol ideolojiye sahip kitaplar okuyamazsınız. kızlarla fazla görünemezsiniz yurt çevresinde ve bahçesinde çay-kahve içmek bile yasaktır neredeyse.
(ha gerçi karma yurt olayı da sona ermek üzere ya da sona erdi galiba ama o da ayrı bir konu tabi ki.)
Solcu bir yurtsa eğer (gerçi yurtlar değil de öğrenciler oluyor tabi siyasi görüş olarak fazla olan kendisini sadrazamın sol taşşaa zannederek yurda el koyuyor resmen kendilerince. merak ettiğim şeyse yurt yöneticileri görevlileri çalışanları bildikleri gördükleri işittikleri halde nasıl bu kadar umursamaz olabiliyorlar bu tarz olaylar karşısında! ) bu sefer de tam tersi şeyler söz konusu oluyor. Kılık kıyafet, saç, sakal v.b.
Eğer bu tarz ideolojik olarak ele geçirilmiş devlet yurtlarına düştüyseniz ya da düşerseniz tek kelime ile başını tuttunuz demektir siyasetten hoşlanmayan tarafsız olmak isteyen ya da karşıt görüşte bir öğrenciyseniz! hade hayırlısı olsun...
ikinci öğretimlerle aynı odaya düştüğünüz takdirde uyku düzeninizin bozulması, 4-6-8 hatta hala varsa 10 kişilik odalarda özellikle yaz aylarında sabahları ter ayak apış arası kokularından dolayı akşama kadar odayı havalandırsanız yine de kokuların çıkmadığını görür ve zamanla kanıksamaya filan başlarsınız. Ancak bu tarz sorunlar ideolojik yurtların yanında resmen devede kulaktır.
Yurt arkadaşlıkları başkadır ama... An gelir öz kardeşiniz kadar yakın olduklarını görürsünüz güven ve huzur verirler öyle anlarda insana...
iğrençtir. Özellikle devlet yurdu ise bu. Leş gibi 40 tane ayakkabı kokusu, sabaha kadar perdelere işlemiş nefes kokusu, sabah erkenden dersi olup tüm odayı uyandıranlar, 2. Öğretim olup sabaha kadar uyumayanlar, misafir kabul etmeyiş, berbat kurallar. ince belli bardakta ve demlenmiş çay içememe falan filan.
Kızsanız eğer hiç tavsiye edilmeyendir.kyksı da aynı özeli de aynı.ilk sene iki kişilikte kalıyodum.kız çalıştığı için anca gece yatmaya gelirdi o yüzden rahattım.sonra 4 kişilikte kaldım.cidden kabustu.hepsi önce kankam sonra düşmanım oldu.milletin yüzüne gülüp arkasından konuşurlardı.düşünsenize koca bi bina sadece kızlarla dolu.kıskançlıklar,dedikodular,ayna sırası için kavgalar,çalışma odasında yer bulamamalar.ayrıca sifonu çekmeyen insan bile gördüm.eğer anlaşamazsanız oda arkadaşlarınızla çıldırırsınız.
Oda arkadaşlarınızın, kafa dengi olması halinde, inanılmaz keyifli, eğlenceli ve huzurlu geçirebilirsiniz.
Büyüyüp, olgunlaşmak, yığınla insan tanımak için bulunmaz bir yerdir.
Zorlukları yok mudur? Tabii ki vardır...
Lâkin, maddi gücünüz yetersizse, çıkış ihtimaliniz sıfırsa, zevk almayı ve uyum sağlamayı öğrenmek zorundasınız.
iyidir iyi... Korkmayın...
bende bu sene yurt ortamına gidiyorum (üniversite dolayısıyla). Sorup öğrendiğim kadarıyla iyi arkadaşların olursa çok eğlenceli geçiyormuş ama seni sevmeyen senle kötü olmaya çalışan pisliklerle karşılaşırsan sana hayatı zehir ediyormuş (durup dururken kavga çıkarması, eşyalarını çalması, sanki okumak için değil de huzursuzluk çıkarmak için gelmiş olması vb.). Allah bize yardım etsin.
en rahat yurtta kalinmis olsa bile universitede ev hayatina gectikten sonra kazandirdigi arkadasliklar disinda bir gun bile ozlenmeyendir. her kosulda saatli kahvalti, aksam yemekleri, toplu yasamanin getirisi zorunluluklarla sahsima yumusatilmis bir toplama kampini cagristirandir. tek faydasi bireyin olgunlasmasina, kurallara uyma bilincine katki saglamasidir.
yorumlarda eğlenceli, zevkli vs deniyor da türkiye'de öğrenci yurtlarından bahsedilmiyor sanırım.
arkadaşım yurt hayatı demek sefalet demek. sabah temizlikçinin gelip "hadi kalkın okula geç kaldınız ehehe" demesidir. (ikinci öğretim bloğunda)
ev nedir? uyku demektir. özgürlük demektir. o yüzden önerimdir ki yurtta kalmayı aklınızdan çıkarın. beş para etmez yığınla adamla yüz göz olursunuz yoksa. siz kaçarsınız ama onlar bırakmaz. çıkın evinize paşa paşa. tek çıkın ama. ev arkadaşı da bir süre sonra bokunu çıkarıyor. gelsin arkadaşınız sizde kalsın. ama 3-5 gün. sonra gitsin. gitmiyorsa da kovun. kafanız rahat eder.
yaşanılması gereken hayattır.
eğer bugüne kadar aileniz yanından hiç ayrılmamışsanız ve üniversite'de eve çıkma planları yapıyorsanız 1-2 sene kalmanızı tavsiye ederim.
insanları tanımanız için güzel bir fırsattır.
güzel anılar hoş dostluklar biriktirirsiniz.
benim ailem kesin fakir diye düşünmenize sebep olmuştur.
yoksa neden bir aile kızlarını tuvalet terlikleriyle odaya gelindiği,
sadece kaşarlı tost yemek için yarım saat sıra beklendiği,
tuvalette deliği tutturamamış ve sifonun ne işe yaradığını bilmeyen
lavabolarına s.çıldığı(gerçekten lavabo gerçekten b.k)
kapıların arkasına kanlı ped yapıştırılan bir yerde barınmak zorunda bırakır ki.
zor durumdur.bütün katla aynı banyoları ve wcleri paylaşıyorsunuz.sabah çişe sıkıştığınızda ıslak ve ya sıcak terliği giymenin acısını yaşayan bilir. arkadaşlarınız arasında dengesizler elbet çıkacak, oda arkadaşınızla küseceksiniz, eşyalarınız izinsiz kullanılacak, paranız yetmediğinde aç yatacaksınız, hergün ütü yapacaksınız, çorap yıkayacaksınız, okula geç kaldığınızda kimsenin umrunda olmayacaksınız, hasta olduğunuzda kimse gerçekten ilgilenmeyecek. bu liste böyle uzayıp gider, güzel zamanlarınızda olacak elbet ama olgun insanlarla dost olmazsanız burnunuz boktan kurtulmaz.
Tam 5 yıl uludağ kız yurdunda kaldım. 3 blok dedikleri tüm teksaslıların kaldığı blokta 2 yılım gecti. Odalar altı kişilik . herkes 7 bölgenin birinden nerdeyse. iki yıl çok sorun yaşadım. Onlara göre ortama uyum sağlamam gerekiyordu. Her yere kız kıza birlikte gidelim. O sıralar popüler olan nasılsa öyle yaşayalım öyle giyinelim öyle yiyelim.
Zaman zaman saygısızlıklarla karşılaştım. 6.45 uyanıp hazırlığa gitmem gerektiğinden gece 12 sen sonra ışığın kapanmasını talep etmem kasıtlı suç sayıldı.
Ertesi yıl saat 1 de çalışma solunumdan odaya girdiğimde terliklerin çok fazla ses çıkarıyor diye diye başımın etini yiyenler oldu. Kaldı ki böyle bir şey olmamıştı. En son sinirle terkettim o odayı. Ve yurdun en sakin bloğuna yerleşip kalan 3 yılı en yakın arkadaşımla 4 kişilik odada geçirdim.
Bazen haksızlıklar oldu evet kendinizi bilen bir insansanız ilişkileri her şeyin önünde tutuyorsanız kalbiniz kırılıyor. Haklı olduğumu ilk yıl tartıştığım kişinin gelip sene sonunda helalleşmesinden diğerlerinin de beni dışarda gördüklerinde çevremi sarıp muhabbete girişmelerinden anlamıştım.
Eğer ilişkiye önem veren ama haksızlığa uğramak istemeyen biriyseniz size can yoldaşı olacak bir arkadaş tez zamanda edinmeye çalışın yeni başlayacaklar. Yoksa 4 yıl geçmez başka türlü.
Kantinde ekmek arasi patates, koğuşta 40 lı roket sigara ile batak oynamak ve uyumak dışında başka aktivitenin yapılmadığı hayattır. Günümüzdekileri bilmiyorum.
6 yıl yurtlarda yaşadığım için, kitabını yazabileceğim, tuvaletten tutunda, uyumasına, yemesine, içmesine kadar her şeyin sorun olduğu ama bir o kadarda eğlenceli yaşam biçimi.
