okulun ilk haftası ama ilk gün değil. Dersin hangi sınıfta olduğuna bakmak zor geldiğinden kalabalığın gittiği sınıfa gitmek. Yaklaşık 5 dakika sonra dersin iktisat olmadığını farketmek ve ingilizce dinlemiş olmak. O günden beridir ingilizce dersleri benim için bitmiştir, hiç girmedim sene boyunca. E haliyle ba aldım ingilizceden.
üniversiteye yeni başlamışınızdır, fakülteye ilk dersinize girmek üzere gidersiniz ve dersin işleneceği sınıfa girersiniz, oturursunuz hoca gelir ve konuşmaya başlar,
ee artık arkadaşlar son sınıf oldunuz bugünde dersi siz işleyeceksiniz,
(hocanın bu sözünden sonra kafamdaki lamba ancak yanar)
tek tek kalkıp protein komplikazyonlarının emilme şekline göre pragmatize sıralanışını yazacaksınız (içten bir ses; kafanı sikeyim hardcor kafanı)
ilk girdiğim üniversitede, sınıfın ilk gün haremlik-selamlık oturması. o gün orada kalmamam gerektiğini anlamıştım zaten.
ardından yatay geçiş yapıp kaydolacağım okula giderken gördüğüm standlar.
yolun sağ tarafında 15-20 tane stand, "hacı bilmem ne vakfı" "hoca bir şey vakfı".. "hacı bursu" "hoca bursu", üniversiteye kaydolana "kuran-ı kerim" hediye yazıları. bana kuran uzatan ve beni davet eden biri. "gel abi yurt ayarlayalım, lig tv+internet dahil okula 5 dakika yurt" ne kadarmış diye soruyorum, "200 lira abi" başka ne istiyorsun? "haftada iki gün konuşma var abi, onlara geleceksin" siktir git. sokakta kalmaya razıyım.
yolun sol tarafında 3 tane genç, tek stand. 6 tane çocuğun ismi, lütfen katiller okulumuza gelmesin yazısı.
cemaatin üniversite de adam kovalayıp oy aldığı mazgal öğrenciler sayesinde üniversitesi konsey başkanı seçilen karakterin sadece erkeklere yönelik faaliyet yapmasıdır.
haziran ayı geldi. hava oldu 30 derece. su tabancası sezonu açıldı. o gün iki adet su tabancasıyla, beyaz tişört giymiş kızların memelerine su sıkıyorum filan ıslansın da görünsünler diye. sonra biri evden pril kutusu getirmiş. boru gibi su fışkırtıyo tabi o. baya bi ıslattı. sonra ben gidip tuvaletten maşrapayı aldım, kafasından aşağı su döktüm. bundan cesaret alan tipin biri kafeden çöp bidonu içinde su getirip sandalyede oturan arkadaşını yıkadı. günün kapanışını tabiki ben yaptım. 4 amansız herif beni karga tulumba taşıyıp kampüsün yosunlu ve japon balıklı havuzuna attılar. ben de hazır ıslanmışken yüzdüm biraz.
salak kıytırık bir asistan bozuntusunun sınava son 15 dakka kala girdim diye beni sınava almaması. sayesinde finalim 0 . gerzek. bende çok sinirlendim elimi falan kaldırdım sonra sinirden çıktım el kol yapma dedi baktım bi uzun uzun sonra sınıfta kapıyı yüzüne carparak cıktım. iyi oldu gene olsa gene yaparım yosma.
döndürdüğü slaytın powerpointini öğrenciye vermeyen hocalar rezilliklerden sadece biridir.
-hocam slaytları alabilir miyiz?
-hayır, ben onları ne emeklerle hazırladım biliyor musun?
-hocam dersin amacı sizin slaytlarda anlattıklarınızı öğrenmemiz değil mi? yoksa dersin amacı saklanan ve gizlendiği yerden bulup çıkarmak mı?
-tamam o zaman slaytların fotoğrafını çekebilirsiniz ama ben powerpointleri size vermem.
-öğrenci içinden (seni hoca yapan zihniyetin)
ilkokulda lisede artık nasıl yerleşmişse zihnime öğretmen gelince ayağa kalkma olayı sınıfa bir hoca girdiginde refleks olarak ayaga kalktıgım cok zaman oldu. tabi caktırmamak için yer degiştiriyormus gibi yaptım her zaman.