Uyuyakalıp önemli bir vizenin ancak son yarım saatine yetişebilmek. Aslında bu pek çılgınlık değil olsa olsa mallıktır yani. Bir de farkında olmadan yaptığım bir çılgınlık var ki bu eğitim hayatımı yerle bir edebilecek türden bir şeydi ama onu anlatacak mecalim yok zira olayın şokunu yeni yeni atabildim üzerimden.
Fakültenin facebook grubundan, taş gibi bir hatun görüp mesaj atmak. Hayvan gibi asılmak ve o taş gibi hatunun, başka bir bölümün hocası çıkması. Travma.
üniversitenin üç katlı bir binanın ilk iki katında ders işlenirken üçüncü katına liseli bir hatunla zaman, mekan ve yer kavramından uzaklaşarak fütursuzca, ahlaksızca ve hunharca sevişmek.
en sert hemen sinirlenen hocanin dersinde, arkadasla sos oynamak, ve kaybedince kahkaha atmistim, sinifta oldugumu unutup, hoca dersten atti, ve donem sonuna kadar gelmeyin derse dedi, devamsizliktan birakacakti, ozur diledik ki affetti, insafliymis, sansliydik.* neyse.
üniversiteyi bırakıp avusturya'ya gitmek sonra orayı da bırakıp gelip türkiye'de devam etmek. evet manyağım. burayı bitirip almanya'ya gideceğim. avusturya sarmadı.
arabaya atlayıp şehrin en yüksek tepesi olan "radar tepesi"ne çıkıp geceyi orada geçirmek, sokakta sabahlamak, üşüdükçe vodkaya abanıp bir süre sonra hissizleşmek, ayılınca hastalıktan gebermek, barda numara almak için yaklaşan çocuğa canım kardeşim, abisi vs diyerek çocuğu talihine küstürmek, yurtta 12 kişilik rakı sofrası kurup yakalanıp atılma eşiğine gelmek, üç gün sonra aynı ortamı parasızlıktan bira ile kurmak. bahar şenliklerinde kampta kalmaya kalkışıp sabahın altısında güneşten beyin kanaması geçirmenin kapısından dönmek, ayrıca çadırda birlikte kalınan sevgili yüzünden oksijensizlikten gebermek. daha bir sürü vardır da aklıma gelmiyor. güzel günlerdi. mezun olduğum günlere ohşit.
ölümden döndüren bir çılgınlıktır. ehliyeti yeni almış araba sürme pratiği sadece direksiyon dersiyle sınırlı olan bir arkadaşımızın ehliyeti ile hyundai getz kiralamıştık benim zorumla.ev arkadaşım içimde kötü bir his var yapmayalım demişti herkese duygu sömürüsü yaptım beni de severler söylemesi ayıp kabul ettiler. (devletin yatırdığı bursla 2008 de 200 tl veriyordu devlet) 200 tl vererek aracı kiraladık.benim araba sürme tecrübem ise arabayı çalıştır kaldır standart bir vitesde gitten ibaretti. vites değiştirmeyi bile bilmiyorum ilk yarım saat ehliyeti olan arkadaş sürdü arabayı sonra ben geçtim direksiyona bir de müzik açtık radyodan gayet keyifli her şey.ilk başta geniş olan ve ortalara doğru daralan bir yola girmişim o darlaşan kısımdan dönmeye çalışırken araba kaldırıma çarptı ve 15 metre yüksekten kaldırımın alt tarafındaki arsaya düştük. allaha şükür ki araba takla atmadı sanki allah bizi arabanın tepesinden tuttu ve arsaya bıraktı. etraftaki evlerden teyzeler geldi önümüzden giden bir kamyoncu vardı o da geldi ve biz 4 kişi burnumuz bile kanamadan çıktık arabadan. kamyoncu geldi arabanın sağına soluna baktı bu arabanın en az 10 milyar hasarı var dedi o an ölmediğime sevinemedim. o anın şokuyla ne hissedeceğini bilemiyor insan. arabanın ön tarafinı çarptığımız için silecek bidonu kırılmış su akıyordu biz onu benzin zannettik aha dedik araba patlayacak kamyoncu dedi ki su o korkmayın. arabanın yanına oturduk sonra etraftaki kalabalık dağılınca biz 4 arkadaş ağlamaklı gözlerle ne yapacağımızı bilemeden hiç konuşmadan oturduk. sonra bir arkadaşımızın hyundai nin servisinde çalıştığı geldi aklımıza onu aradık ve geldi arabayı buraya nasıl çektiniz dedi. kaldırıma çarptık ve uçtuk dedik takla atmadan buraya bu şekilde inmiş olmanız çok büyük şans allah sizi korumuş dedi. arabada zarar yok fazla ben hallederim dedi ama sizin bu şoku atlatmanız için bu arabayı bugün sürmelisiniz dedi hepimizi tek tek direksiyona oturttu ve araba sürdürdü. o gün hayatımızın en büyük çılgınlığıydı.