eğer üniversite şehir dışında ise 2 kat zordur. bilmediğin yerde işlerini tek başına halletmen hiç kolay olmaz. ama bir tanıdık veya çevre olduğunda son dakikalık işlerde bile şansın her zaman yaver gider. en basiti not bulmak. kimseyle hemen ense tokat olamazsın, yapmacık olmakta işine gelmez. bir derdin olur uzaktasın anlatacak bir allah'ın kulu olmaz. ama o okul bitmek zorunda ya hani, kötü geçen vizeler sonrasında biraz çevre edinme çalışmaları iyi gelir. ha yalnızlık iyidir ama şehir dışında üniversitede yalnız takılmak buna dahil değildir. zannımca.
çok da kötü değildir be abartmayın. tripler tripler.. tamam yakın bi arkadaşınız olsa hoş olur ama olmuyorsa da gidip hayata lanet etmeye gerek yok. üniversite birey olunması gereken bir yerdir. zaten insanlar fazlasıyla güçsüz ve mızmız. eğer siz tek başınıza dimdik durur, iyi vakit geçirebilirsiniz hayatınız boyunca gittiğiniz hiçbir yerde sıkıntı çekmezsiniz. üstelik bu güç arayan insanlar da etrafınıza üşüşür o zaman. işte bu noktada sırtınıza yük almaktansa kendiniz gibi olan diğerlerini zaten bulacaksınız.
imza; her zaman arka sıralara çömüp yapacak bi şey bulamazsa kitap okuyup müzik dinleyen üniversite öğrencisi.
Marmara üniversitesinde olup bu durumda olan arkadaş varsa kadıköyde falan kahve ısmarlayabilirim istediği zaman,
Mesaj atabilirsiniz.
Tabii vizelerden önce. *
Alttan o kadar çok dersim var ki dönem derslerimi alamadım. Alt sınıf ile derse girmek zorundayım. Kimseyi tanımıyorum. Bu dönem böyle kötü biter artık.
kendi dönemindeki arkadaşlarının dersleri verip, senin kalman yalnızlığın başlangıcıdır. kendi döneminden bir kaç kişi görmek için zaman zaman onların da kalmasına sevinirsin.
geçen hafta konferans salonundayken en önde bizim sınıftan bir kızın yalnız oturduğunu fark ettim. Arkadaş grubumdan ayrılıp yanına gittiğimde kızın gizli saklı ağladığını anladım. Beni görünce ilk başta göz yaşlarını saklamaya çalıştı. Sonra yanına oturup konuşmaya başladım. Konuştukça o da açıldı, çok yalnız hissettiğini söyledi. Bu da onu baya kötü etkiliyormuş. O halini görünce içim cız etti resmen. Koskoca sınıfta kendini yalnız hissetmek çok fena bir şey. Denk geldiğimiz zaman zarfında onunla eskiden hep konuşmama rağmen yine de bir nebze de olsa kendimi suçlu hissettim.
Yani kalabalıklar içinde ağlatacak kadar acıtan bir durum yalnız kalmak.
hiç arkadaşım yok.sözlük yazarıyım, asosyalim.hafiften saykoyum.üniverste hayatım dolmuşlara para yedirmekle geçiyo.ağlamam mı lazım şimdi?çok polyannaca çok pamuk prenses işi...
Bakın millet, üniversite de belli kız grupları olur 4-5 kişilik, onlarla iletişime geçen ilk karşı cins siz olun, 4 sene her anlamda kafanız rahat olur.
En iyisi, o yakın olduğun üç beş kişi, en nefret ettiğin kişiler olabilir zamanı gelince, üniversite de pek yakın olmamak lazım zaten, asosyallik olarak anlaşılmasın , herkesle iletişimin olmalı ama pek yakın olmamalı.
çevreniz ekonomik durumu sizden çok çok iyi, lakin realiteyle alakası bir o kadar düşük laylaylom galiba bana göre vizeler hopaşinanay galiba sana göre finaller tarzı insanlarla dolu. bir kere böyle bir okulda erkekseniz ve arabanız yoksa, başka hiçbir vasfınızın önemi yok. yakışıklı da olsanız kızı evine bırakamayacaksanız o kızın gözünde cansever'e dönüşürsünüz.
bir diğer konu kıyafet, kızlar aralarında yarışıyor hepsi adeta birer ikoncan. bir giydiğini bir daha giymişse anlayın ki o kız bursludur.
ağzının laf yapmasının bile bir önemi yok çünkü muhabbet kurabilmek için önce muhabbete girmek lazım. aynı bölümde okumak tanışmak için yeterli bir ortak nokta değil. zengin zengini tipinden anlıyor zaten ve bir şekilde birbirlerini çekiyorlar.
sen de bu tür insanlar arasında, şu an ailelerinin onlara sağladığı yaşam standardını, okuyarak kazanmaya çalışıyorsun.
Yalnızlık ve mutsuzluk getiren bu duruma, iş hayatına atılınca düzelir herhalde umuduyla katlanabilirsiniz anca.
boktandır. ilişki anlamında değil de; bazen yalnız kalıyorum. çünkü 1-2 arkadaşım var. mecbur ders saatini bekleyene kadar bilgisayar laboratuarına gidiyorum, çarşıya gidip bir şeyler yiyorum. kütüphaneye uğruyorum falan, sırf zaman geçirmek için. saat de geçmek bilmiyor hiç. bir ara ege üniversitesi'ni komple gezdiğimi bilirim zaman geçsin diye. kötüdür, kötü.
genelde metalcilerde görünen, uzun sakal ve saç sendromuyla devam eden, topluluk içerisinde cool davranışlarıyla ve uyku bağımlılığıyla dikkat çeken asosyal kişilik hastalığı.
göz boyarlar bi üniversiteye git, o zaman farklı olacak derler. farklılık nerede hala görebilmiş değilim. aslında görüyorum, ama genelde başka insanlarda. hiçbir şey yapamıyorum sanırım ben. üşenmekten. insan niye üşenir ki. kalk hadi şunu yapalım diyen biri olmadığı için. insan bir şeyi çok yapmak ister ama yapamaz ya nedensiz. işte öyle bi durum bu da. bir de cesaret tabi. cesaretim mi yok ki benim acaba insanlara karşı. hayır ama arkadaşım oradan hiç alakası olmayan bi tip adam gibi insanlarla tanışır kaynaşır. o adam gibiler bana niye denk gelmez bir de onu anlamam.