illegal mafya şeklinde köşesi ortamı olan, sözü geçen etrafa üstünlük taslayan takım elbiseli reisi falan olan ülkücü tayfa idi. Harbiden korkuyordum ilk yıl. Haha.
Aslında öğretmenlerin cidden bir şey anlatmıyor olması bir öğüt vermiyor oluşu ve mezun olduktan sonra aklımda bir tane bile sohbet kalmamasına çok şaşırıyorum.
lise zamanında tuvalette onca pisliğin içinde kaçak göçek zıkkımlandığımız sigarayı, kantinde bile pöfür pöfür içebilmek...(sene 2000 kapalı ortamda sigara yasağı daha gelmemişti, hatta AKP diye bir parti bile yoktu henüz...eski Türkiye...)
öğrenciyle öğrenci olabilen öğretim üyeleri.
ilköğretim ve ortaöğretim hayatı boyunca ders veren kişileri ulaşılamaz otoriteler olarak algılamaya alışmış olmanın yarattığı bir şaşkınlık olsa gerek diye düşünüyorum.
Sokak köpekleri için topladığımız artan yemek kovasının önünde bilgilendirme amaçlı "çöp değildir yemek kovasidir çöp atmayın. " tabelası ve ben olduğum halde çöp atan "üniversite" öğrencileri.