bugün

Bir binaya üniversite denildiği.
derste yanima oturan kizin "sana bir sey sorucam, beni gorsen kiz mi dersin kadin mi dersin" diye sormasidir. "Hanimefendi derim" diye espriyle savurmustum bu zor problemi ama yillar gecmesine ragmen hep aklima gelir. Ne geciyordu aklindan ?
mühendislik fakültesindeki ender kızlardan biri olmama rağmen hala bir tek insan evladının bana yan gözle bakmaması, hepsi tarafından bacı gibi görülmem.
not: 3. senem bitti.
O ciddi, suratsız profesörlerin aratırma görevlilerinin düğününde göbek atarken çekilen fotoğraflarını görmek.

Ne bileyim lan normaldir belki. Belki de ben sorunluyum.
sınav esnasında insanların asıl kişilikleri.
Bu kadar yüzsüz insanın bir araya toplanıp arkadascilik oynaması beni hala şaşırtmaya devam ediyor. Üniversite hayatım hayal ettiğim gibi olmadı. Başlarda öyleydi ama sonlarda boka sardı. Şuan o boka saran kisimdayim. Bitse de gitsek diyorum. Öyle bi üni hayatım var ki derslerim iyi olmasına rağmen dersler benim için ikinci hatta üçüncü planda kalıyor okuldayken. Ben de bundan hiç memnun değilim.
ilişkilerin bu kadar basit oluşu ve samimiyetsizliktir net.
Arkadaşlıkta da hoşlantılar da çok basit ve iğrenç gerçekten böyle bir şey beklemiyordum.
kızların teklif etmemesi. gerçekten benim için çok zor bir dönemdi.
Kapak atınca rahat olunmadığı,üzer.
Ogrenci islerinin aslinda ogrencinin hicbir isini gormedigini idrak etmem. Ancak kapilarinda paspas olursanir belki bir tane ogrenci belgesi veriyorlar iste.

Turnikelerden gecip kampuse girmem. Akbil gibi. Cok komik gelmisti ilk etapta.
Öğrenci işlerinde öğrencilerle ilgilenilmeyişi. Işimiz var diyorlar bazen önceden susardım, ama 4. Yılımdayım, diyorum ki "sizin işiniz benim"
derslerin hocanın keyfine göre olması. ister uzatır ister 10 dkda bitirirdi. Özellikle ikinci öğretim derslerinde sıkılan ve eve gitmek isteyen hocalar konuyu olabildiğince kısa anlatıp hatta anlatmayıp dersi bitirirdi. Bizde eve gider uyumaya devam ederdik. Zaman boldu ama para yoktu.
üniversite binası. okuduğum liseden daha küçüktü. aman tanrım didim.
Hazırlık denilen sınıfın büyükler için anaokulu olduğu.
Kopyayla da bitirilebiliyor olması.
öğrencilerin giriş yaptığı kapının okulun en arkasında olması.
Egoist yavsak arastirma gorevlileri.

Okulu biraktiriyordu serefsiz.
Sanırsın herkes üniversite mezunu. Biz lise mezunuyuk gardaş, bilmeyik.
Öğrenci işlerinin umursamazlığı. işim düştüğünde peşlerinden koşmak zorunda olmam. Bir dönem bazı dersleri alamıyordum, sistemde sıkıntı vardı. Aradım telefonla olmaz dediler, gittim gelmeyin dediler, mail attım yoğunuz mesaj kutusunu doldurmayın dediler. Patladım tamam yapıcaz dediler. Yaptılar sağolsunlar, ders seçim süresi bitti. Sistem kapandıktan Bir saat sonra sorununuzu hallettik diye mail attılar. Sonra ben de onlar gibi umursamaz oldum. Sinirlenmedim bile. Aman sonra alırım nolcak dedim. Adamı öyle bir kıvama getiriyorlar. Bu da böyle bir anımdı.
Herkesin memnuniyetsiz oluşuydu. Kazanmış gelmişsin arkadaş zorla tutan yok ki.
O kadar malın nasıl üniversite kazanabildiğiydi.
Hocalara ne kadar çay, pasta börek börek götürürsen o kadar yüksek notla geçileceği.
en yakın yerleşim birimine 5 km uzaklıkta oluşu.
Belki 5. Kez söylenmiş olacak ama kızların teklif etmemesi.
''kızlar teklif ediyor.'' dediler. ilk turnikeden geçtiğim gün sırf teklif etmek için gözlerim birilerini ararken o teklif için bile uygun kimseyi bulamayınca şaşırdım. iki yıldır da yok. hani alt dönemimdekine bile edeceğim sırf şu kalıbı yapmak için ama yok .......
güncel Önemli Başlıklar