bu meseleyi halloldu sanıyordum ama görüyorum ki hala tartışılıyor. türban yasakları din ve vicdan hürriyetine aykırı faşizan uygulamalardı. hatta akp bu yasaklara karşı çıktığı için iktidara geldi. sonra vesayet diyerek eleştirdiği hükümetleri mumla arattı- bu ayrıca konuşulması gereken bir mesele- ama yıl olmuş 2018 türbanın artık konuşulmaması lazım.
insanlar üniversitelere istedikleri gibi girebilmeli, kimse inancı, inançsızlığı, etnisitesi yüzünden etiketlenmemeli. bu mevzular sıktı artık.
Onu boş ver de islam ideolojisini benimseyip türban takıp islamın kadınların evinde oturmaları gerekli olmadıkça sosyal hayata karışmamaları gibi kurallarını hiçe sayarak erkeklerle okumak ve çalışmak için uğraşmaları ilginç.
bu ülkede belki de yapılan iki önemli hamleydi bu. birincisi üniye türbanlı sokmamak, ikincisi ise askeriye ye cemaatçi tiplerin sızmasını önlemekti.
peki bunu laik devlet neden yaptı? çünkü o türbanlılar laiklik düşmanı, şeriat taraftarı radikal eğilimleri olan bunun için güç bulması halinde her türlü eylemi meşru görecek tipler. bunun askeriyiye sızmasının önüne geçilmesi ise silahlı güçle bunu gerçekleştirebilecek olmasının yarattığı korku. bu ülkede laikliğin temeli her daim tsk olmuştur çünkü, şimdi bu yapılanma çözüldü, önce cemaatçiler girdi şimdi ise onları temizlemek için akp çırpınıyor çünkü onlar da laik sistemi yıkmak için elinde geleni yapabilecek tipler.
bunun din veya inanç özgürlüğüyle alakası yok. sen bir yandan herkes eşit olsun derken diğer yandan şeriatçılar gibi laikliği küfür gören ve bunu yıkıp allah ın yasalarını topluma hakim kılmaya çalışan hem sempatizanı hem militanları buluna sistemi normal göremezsin. bunu normal görürsen o zaman gidip iran gibi olduğunda neden başını örtmüyorsun diye kırbaçlandığında yaa neden özgürlük yok demeyeceksin ya da o yönetimi normal gördüğün zaman laik devletin bu uygulamasına sert çıkmayacak bunu din ve inanç özgürlüğü altında sanki bir zulümmüş gibi göstermeyeceksin.
bu mantığı savunan genelde özgürlükçü olduğunu sanan liberaller şimdi ama özgürlüğümüz gidiyor diye endişe duyuyor. eee adamın özgürlüğü zaten senin köleliğin oluyor. siyasal islamı özgürlük için bir kazanım görmüyorsan( ki bide bunun radikalleşme süreci var) türbanın artık üniversitye girmesini de coşkuyla karşılaman veya bunu özgürlük, insan hakları altında desteklemen de tutarsız oluyor.
daha önce de burada yazdım yine yazıyorum;
sene 2000, yer Kütahya dumlupınar üniversitesi, germiyan kampüsü giriş kapısı (iibf o dönemde bu kampüsteydi)
O dönemde yapılan uygulama: kapalı kızlar, türbanlarının üstüne ya peruk takmak zorundaydı (ki çok aptalca ve berbat bir görüntü oluyordu) ya da türbanlarını çıkartmak zorundaydı, aksi takdirde kampüse girmelerine izin verilmiyordu. ayrıca bu hanım kızlarımızı bir odaya alıp, türbanlarını o odada çıkarttırıp, kampüsten çıkarken de aynı odada türbanlarını takıyorlardı.
kampüsün güvenlik görevlileri ile benim aramda geçen monolog;
- ben bu kampüse, saçlarımı uzatarak, sakalıma boncuk takarak hatta ve hatta parmak arası terlik ile girerken kimse bana üstünü başını düzelt lan bu ne hal zibidi demiyorsa, bu kızlar da istedikleri kılık kıyafet ile kampüse giriş yapabilir. siyasi bir eylem yapmadıkları sürece buna karışamazsınız.
sonrası mı ? kampüs huzur ve düzenini bozmaktan yarım dönem uzaklaştırma.
ben ve benim gibi düşünen insanlar "özgür" şekilde giyinip, o kampüse girebiliyorsak ve bu ülke özgür bir ülkeyse kimse kimsenin kıyafetine karışamaz...elbette bu, siyasi bir ideolojiyi resmen ve açıkça sembolize eden kıyafetler için geçerli değildir. 2000 yılında türban siyasi bir ideoloji simgesi değildi, şimdi de olmamalıdır, gelecekte de buna izin verilmemelidir.
mini etek ne kadar özgür seçim ise, türban da o derece özgür seçim olmalıdır.
gezi parkı olayları sırasında çok tatlı bir pankart görmüştüm. sıradan bir a3 kağıt üzerine 'benim gözüm değil, başım kapalı' yazıyordu. aynı mantıkla 'onların başı kapalı, beyinleri değil' diyorum.
belirli meslek gruplarında *** kapalı olmak dezavantajlı yada hayatı tehlikeye sokacak boyutta olduğundan bu meslek dallarında eğitim görmeleri mantıklı olmayabilir. ancak tıp, psikoloji, sosyoloji, fizik, kimya gibi bir çok alanda böyle bir etki bulunmaz. o zaman neden yasak olsun ki?
bir gıda mühendisi saçlarını kapattı diye gıdalara veba bulaştıramaz, bir arkeolog başörtüsüyle kazı yapabilir. bu onun hayatını riske atmaz.
başörtüsü dini bir semboldür ve inanan biri için gerekliliktir. herhangi bir saldırıda bulunmadığı, can ve mal güvenliğini tehlikeye atmadığı, fikirlerini dayatmadığı sürece özgürdür. başındaki örtü kendisinden başka kimseyi alakadar etmez.
Her şey bir türban mağduriyeti ile başladı... ama sorunun ana öğesinin türban değil de mağduriyet oyunu olduğunu oyunun sonunda anladık. Anladık dediysem de bir kısım anladı, diğerleri mağdur edebiyatına kanmaya doyamadı.