okuduğun iki kitapla, hayatını kitaplarla yatıp kalkmış adamlara ayar verdiğini sanmaktır. çoktur böyle çıkıntı. aman bişey öğreniyim demez, ayar çektim kikiki, diyerek kızlardan hit poyint toplamaya kalkar.
prof sıkıcı bir şekilde ders anlatmaktadır ve işin daha kötüsü kitapta anlattıgı ile tahtada anlattığı farklıdır. kitaptaki daha doğrudur. prof sınıftan yavas yavas gelmeye baslayan ugultudan sıkılıp "sımdı konusuyorsunuz ama sınavda kagıda koyun gıbı bakarsınız" dıye bır gurledı, herkes projektore yakalanmış davşan gibi pısarken ben cengaver "kitaba koyun gibi bakmazsak sıkıntı olmaz: keşke sen de baksaydın da yanlış anlatmasaydım" gibi basit bir örnek verebilirim.
bu hoca yüzünden (ve diger sebeplerden) okulu 10 senede bitirdim. 10. senede adamın dersine tekrar gittim baktım ki adam hala yanlış anlatıyor, dersten sonra yanına gidip dedim ki "ikimizden birisi gerizekalı ve ben olmadığımı ikimiz de biliyoruz" kafasını kaldırdı parlamaya hazırlanıyordu ama beni gorunce sakinlesip "hala burda oldugundan belli oluyor" dedi, ben de dedim ki "okula gelmiyorum ders calısmıyorum diploma umurumda degil, ama sen yazdıgın kitabı bile okuyamıyorsun: kim daha gerizekalı?"
adama dersten sonra 10 dk tahtada anlattıkları ile kitapta yazanların farkını ve tahtada yazanın neden doğru olamayacagını anlattım...
Bu kadar çok üniversite, bu kadar çok öğrenci ve bu kadar çok öğretim görevlisi devlete tam bir zarar. Üniversitelerin az sayıda olması ve sadece okuyacak ve okutacak olan insanların gelmesi gerekiyor.
