2 üniversite bitirip 3. Okumama rağmen her sene düzenli olarak katildigim sınavlardır. Katılmazsam kötü hissediyorum, sigara içmek gibi bir şey yemin ederim.
Eğer kazanmak istediğin bölüm hayalin ise umursama 6 seneyi. Bir ömür istemediğin bir mesleği yapmaktansa üniversite hayatını 6 sene yaşa. ileride geriye dönüp baktığında pişman olmazsın.
Bu yıl eyleme dönüştürdüğüm düşüncemdir. YGS'ye girdim. istediğim puanın biraz altında kaldım ama Lys'de toparladım gibi. Hiç çalışmadım ama lysde yerleştiğim seneden daha çok net çıkardım. Bakalım hayırlısı...
geçen yılki ygs birincisi aynı zamanda marmara üniversitesinde öğrenci idi mesela.
böylesi bir durum ilk kez girenler için sinir bozucu olabilir kimi zaman.
şöyledir ki össden sonra kurtulacağını zanneden gencimiz kendini üniversite kapılarına atar ve pembe hayaller kurarak üniversiteye başlar. bir süre sonra (il dışında okuyorsa) liseden farklı olarak yalnız olduğunu, kendi ayakları üstünde durması gerektiğini, hayatın toz pembe olmadığını ve daha önemlisi okumaya çalıştığı bölümün aslında kendine göre olmadığını anladığı an öss kapılarını tekrar çalar. çünkü üniversitedeki sınavların her biri öss niteliği taşır. yani her hangi bir dersten kalırsan seneye tekrar alırsın. bunlar göz önünde bulundurulduğunda össye girip başka bir bölüme geçmek daha cazip gelir. össye girmekte geç kaldığını düşünenler için yeni yol açık öğretim fakültesi olur.
nereden mi biliyorum? (bkz: ohh miss)
üniversiteyi kazanınca kendini bir b.k sanan insanın "aslında üniversiteye giriş soruları nekadarda kolaymış be" diyerek bir daha sınava girmesidir. amaçlanan puanının kırılmasıyla birlikte yinede daha iyi bir puan çıkarabileceğidir. ancak vize-final derken öss unutulur.