kampüs kantininde otururken oradan geçen kendi halinde bir tipin birden bire durup duvardaki prizlerden birinin üstüne ispirtolu kalemle "prizın brek" yazması ve yoluna hiçbir şey olmamış gibi devam etmesi.
derste, uzun ve kepekli saçlı çocuğun gidip bi kızın yanına oturması, ikide bir o saçlarını havalandırır gibi elleriyle düzeltmesi ve bundan rahatsız olan kızın başka sıraya geçmesi sonucunda, oğlanın çok bozulması, kıza senin g.tün tavana vurmuş diyip sınıfı terk etmesidir. *
hocanın derste yüzü tahtaya dönükken arkadaki öğrenciye
-seni görmediğimi mi sanıyorsun?
-???
-sen mavi kazaklı dikkatini tahtaya ver biri bana hoca bu konudan soracak dediği
o andan sonra da sınıftaki sessizliği hocanın elindeki kalemin gıcırtısının bozduğu mekan.
girilen tek ders sınavından önce hoca rahat olun kimseyi bırakmam der. herkes rahat bir şekilde sınava girer, hatta arkadaş arka sıraya koyduğumuz kitapların konulduğu sıraya oturur hoca soruları yazdırmasıyla arkadaş kitabı acar yazmaya başlar hocanın tepkisi gerçekten şok edicidir:
genelde öğrencinin öğrencilikte daha farklı yeni bir dönemde olduğunun göstergeleridir. üniversite ortamının barındırdığı çeşitlilik ve görece serbestlik bunların temel etkenleri arasındadır. bazı örnekler:
- mustafa sandal klibi çekimine rastlamak
- gürbüz amerikan futbolcusunun sesinin çok ince olduğunu farketmek
- kriket oynayan pakistanlılarla karşılaşmak
- hocanın derse elinde kahve fincanıyla girip öğrenciyle gayet samimi diyalog içinde ders yapması
- harç ödeyemediği için kantinde ceketini satan öğrenci
- 10 yıl çalışsan alamayacağın otomobil ile okula şöyle bir takılan öğrenci
-vs vs...
üniversite ortamı güzeldir özünde ve öte yandan gerçek hayata biraz daha yaklaşıldığının göstergesidir.
üniversiteli arkadaşımızın lise havasından çıkamamasıyla birlikte sokak çocuğu havasından da çıkamamış olacak ki hocaya abi diyerek bizi hocanın da bulunduğu odada gülme krizine sokarak ilk günden bizi ve de kendini hocaya mimletmesi ile başlayan komik olaylardır üniversite dumur olayları. üstelik birkaç defa tekrarlamasının ardından hoca dayanamayıp "burası üniversite burada hoca var abi yok" demesiyle ikinci bi gülme krizi dalgasına yakalandığımız durum da üniversite dumurudur.
ayrıca tavsiyemdir ve üniversitenin en katı kuralıdır ki oda şudur; hocanın arabası asla ve asla çizilmemelidir. yoksa bizim sınıftaki sercan gibi hiç zaman kaybetmeden okulu bırakıp kadir has üniversitesine kayıt yaptırılmalıdır.
hoca sınıftayken, banka görevlilerinin, okulun öğrenci adına açtırdığı banka hesabına ait kredi kartını zorla vermek üzere sınıfa dalması. kızın istememesine rağmen derste başına üşüşüp ne yapıp edip zorla kartı verip belgeleri imzalattırması. görevliler gittikten sonra, kızın durumu hocaya bildirmesine karşılık, hocanın gevrek bir şekilde: "istemiyorsan, gidip iptal ettirirsin." demesi.
ders linear algebra. subspaces and nullspaces adlı konu işleniyor.
hoca tahtaya soru yazarken birden cama doğru yönelir. Cam açıktır. Perde de * bir düzenekle aşağı doğru çekilen perdelerden. Perde tam camın üzerinde. Hoca perdeyi kapatmaya çalışır, sınıf ne olduğunu anlamaya çalışırken hoca hala devam eder. En sonunda sınıf kahkahaya boğulmamak için zor tutar kendini, hoca "bu perde niye kapanmıyor yahu" diye sorunca bütün sınıf kahkalarda. asıl bomba ise şimdi. bütün sınıf gülerken biri hocaya "hocam önce camı kapatın sonra perdeyi indirin" deyince hoca: "Heee, ben de diyorum niye kapanmıyor." Lan hala aklım ermiyor. *
bir akşam evde toplanmış yemek yenmiştir ve çay içilmektedir. herkes bir şeyler anlatıp komik olmaya çalışmaktadır. sıra esas oğlana gelir ve bende bir şey anlatayım der. lise 2'de hoca tahtaya kaldırmıştı;
(h:hoca ö:öğrenci)
h:yaz oğlum, x kare
ö: ?!^+%&
h: x kare oğlum yazsana
ö: ....
h: hadi looouuww kime diiyyrüm ben
en sonunda öğrenci bu sakil duruma bir son verir ve x'in üzerine kare çizer.
bunu anlattıktan sonra bütün ev ahalisi yarıla yarıla, bağır bağıra, yırtına yırtına güler.
not: bunu yapan ö... çukurova üniversitesi iktisat bölümünden mezun olmuştur.
artık mimarlık son sınıfa geçmişiz dersimiz de kentsel tasarım bilgisi diye seçmeli bir ders.hocamız bize dönem ödevi için bir şehir ya da bir ülke için odak olan 5 tane örnek getirin ve bu örnekler hem yazılı hem de görsel yönden detaylandırılmış olsun.gelelim asıl olayımıza;yer:kaldığım ev,tarih:ödev teslim arifesinin olduğu gece.
şahıslar;ben:b,x:esas oğlan,y:üçüncü şahıs
x-ya beyler a.q aklıma hiç bi sikim gelmiyo,zaten anlamadım ödevi
y-la oğlum anlamayacak ne var odak işte özgürlük anıtı mesala
x-tabi ya bu benim niye aklıma hiç gelmedi.gelelim bilgilere nerede bu özgürlük anıtı?
b-!
y-!
x-?
y-hiroşima'da
x-demek hiroşima'da peki tarihi falan neden yapıldı bunlarıda söyleyiver.
b-ben biliyom şimdi bu amerikalılar zamanında hiroşima'ya bomba atınca japonlar da ölen insanlar için özgürlük anıtını yaptılar anmak amacıyla.
x-vay be ...
olay tamamen yaşanmıştır.ben ve y kişisi acaba x kişisi bizimi keklemeye çalışıyo falan garip garip kendimize bakarken ertesi gün teslim zamanı geldiğinde arkadaşın ödevine baktığımda söylediklerimizi aynen yazmış olduğunu gördüm hayır bir de internetten o kadar araştırıp resim falan indirmiş yine de anlamamış a.q...
mimarlık dersinde uçuk hocanızın çizimlerinize bakıp şu gözünü çizittirdiğin gibi şu çizimleri çizittirsen yüzü alıcaksın demesidir.
Aynı hocanın sınıf içinde sen saçını şu renge boya,sana şu yakışır ,sana bu olmamış,o çocuk seni terkeder,o kız sana bakmaz şeklinde devamlı özel hayata müdahale etmesi ,hocanın tarzının bu olması ve hatta bitirme projesinde en yakın arkadaşınızın aynı hocaya gidip çizimini göstermesiyle üstünü cırt cırt renkli kalemle çizerek kaldın demesi üstüne o kankana söyle senin gibi yaptıysa zahmet edip gelmesin demesi. liseden çıkıp ünv.ye gitmiş bir öğrenciyi dumur eden olaylardır.
daha kayıt esnasında öğrenciler tarafından durdurulup allah kurtarsın kardeş aklın varsa kayıt olmadan dön evine denmesi adamı dumur eder.
başka bir hocanın derslerinin normal sınıflara sıgılmadıgından anfiye tasındıgını görmek ,ve sırf bu hocanın dersı yuzunden cocugunu bekcıye emanet edıp sınavlara gıren koca koca ınsanları gormek dumur eder, bitmez bu okul dedirtir adama..
ilk defa "futbolun sosyal boyutları" adındaki bir derse girilir hoca tanımadığınız birisidir. içeri girer , tipi normal insan tipindedir, saçlar kısa , üstte gri bir tişört ve altta normal bir kot ile spor ayakkabı. hoca yoklama almaya başlar ve sıra size gelince önceden bir şey söylemeden direkt " hangisini seviyorsun? iron maiden , black sabbath , led zepplin ? " diye sorar. siz daha durumu anlamaya çalışırken ooo ooooo o oooo şeklinde fear of the darkı mırıldanmaya başlar. işte o an otisabinin pişti programına ilk girdiği anda ajdar, mehmet ali erbil ve ajda pekkana attığı bakışları atmaya başlarsınız.
bölüm hocalarının ikiye bölünmüş olması ve aynı derse veren iki hocanın bi taraftan diğerininse diğer tarafın lideri olmasından dolayı farklı iki sınav hazırlanması. üstelik sınav esnasında diğer hoca hakkında yüksek sesle dedikodu yapılması.