bu olay çoğu insanın başına gelmiştir. üniversitenin ilk günü. etrafta çırpınan tavuklar gibi dolanıyoruz. hiç bir bilgim yok. sanırım ders varmış. sınıfı da bilmiyorum. etraftaki insanları gözlüyorum hafiften. neyse bi dayı gördüm yaşlı. temizlikçi ile sohbet ediyordu. o bilir diye gittim yanına. omzuna dokunarak sa dayı dedim. x sınıf nerde dedim. hafif bir tebessüm etti. temizlikçi ile bakıştılar. yanlış bir şey mi sordum diye saliseler içinde kafamda düşünceler geçmedi değil. gösterdi sınıfı. eyvallah dayı dedim. gittim sınıfa oturdum. 15 dakika sonra o dayı dediğim adam bizim derse geldi. profesörmüş. ders esnasında hafif hafif bakıyordu bana sjsjsj.
bir kerede geç kalmıştım. amfiye bir girdim 100 kişi 200 göz benim üzerimdeydi. profesör buyrunuz efendim sizi bekliyorduk diye hafif göndermeli laflar etti. bir de yerime geçerken heyecandan kapıyı kapatmamışım. hoca kapısız yerden geldin galiba dedi gitti kendi kapattı. bu da enteresan olaydı.
bir kızla kesişiyordum. tatlı hoş bir kızdı. tanışmak istiyordum. o sırada bisküvi yiyordum. gittim tanışmaya. gayet tatlı bir kız sohbete açık biriydi. çok böyle ilk adımı atan biri değilimdir hafif utangaçlık var bende. kıza bisküvi ikram ettim. sonra bende büsküvi yiyordum o sırada hafif gülüşürken kızın üstüne bisküvi dökmüştüm. rezil bir andı ya.
iş hukuku hocasının odasında, ders anlatmak için çağırdığı öğrencilerine blok flüt çalması.
bahar şenliklerine izzet altınmeşe'nin gelmesi.
kantinde tost satan adam kisvesi altında takılan şahsın aslında sivil polis olması.
calculus finaline, * , geç kalmanız. sınav sabah 9.30tadır ve alarmı erteleyerek 9.30ta kalkarsınız, o stres ve uyanamama hali ile sınava 15 dk. geç girersiniz. sınav da zaten zordur, okul ortalaması da 40 çıkar ama siz ortalamayı geçip dersi de geçersiniz.
ama o his iğrenç bir duygu. bir de önündeki biri senin daha milyon tane boş sorun varken tekrardan baştan sınavını kontrol eden grip olmuş bir insansa, ve sınav boyu burnunu çeke çeke bitirip gitmişse sınavı , sinirleriniz iyice bozulur. neyse ki o final de geçer ve gider...
1- merkez kafeterya da sevişen kişileri görmek, bu duruma alışmam gerektiğini düşünmek.
2- durup dururken tanımadığım bir kızın izin isteyip karşıma oturması. *****
3- bilmemne karttan dağıtan bir abi ile bir ablanın gelip bizimle sohbet etmeleri. ki sohbet konusu daha ilginçtir.
abla: a
arkadaş ile ben: ab
a: ne yapıyosunuz nasıl vakit geçiriyosunuz.
ab: yurt, okul falan abla işte.
a: geceleri?
ab: bizim öyle işlerle alakamız olmaz abla.
a: ıhııııı. görerim ben sizi. herkes öyle der ilk başta ama kabak çiçeği gibi açılırsınız bir süre sonra.
4- sözüm ona öğretim görevlilerinin çoğunun ameleden cahil olması. şarkı ezberler gibi ezberlemişsiniz, sınava girmişsiniz, ameleden beter bir hayatınız var. heyecanı aileden arkadaştan uzak garibim öğrenciye laf sokarak yaşıyorsunuz. tamam. öğrenci lafı koyunca bilmem kaç sene dersinizden geçirmiyorsunuz. * ayrıca siyaset ile ilgili esed şöyle böyle* diyorsun hoca, ben kalkıp sana soru soruyorum 'ya böyleyse' diye. göt gibi kalıyorsun ortada.*
hiç bir isim vermeyeceğim ama hocamla yaşadığım bir olaydır.
birinci sınıftayken statik vizesi olmuştuk. herkesin illaki bir kere olsun başına gelmiştir ve sonucum beklediğimden çok çok düşük geldi. hocanın da nasıl bir psikopat olduğunu bilmiyoruz daha çömeziz amk. arkadaşlarda bekledikleri notu aldı bana gaz veriyorlar git bir konuş diye. neyse çaldım kapıyı girdim içeri daha girmeden eliyle "git git, gelme" hareketi yaptı. bende kendime o hareketi yediremedim "hocam statik vize kağıdıma bakabilir miyim." dedim. hoca biranda başını kaldırdı. "adın ne?" dedi. abartmıyorum 5 dakika aradı kağıdı, sonra buldu. aramızda rahat 5 metre var, kapının eşiğinde bekliyorum. 3 saniye ön sayfayı 3 saniye arka sayfayı gösterdi. "tamam gördün mü kağıdını hadi çık şimdi." dedi. bu da böyle bi anımdır.
siyasi bir kavgadan kaçan eli sopalı bir öğrencinin dersin ortasında amfiye dalıp, ''iyi dersler hocam'' dedikten sonra gayet normal bir şeymiş gibi amfi kapısının tam karşısındaki camdan aşağıya atlaması. ardından hocanın hiçbir şey olmamış gibi derse devam etmesi.
derse geç kaldığı için özür dilemeye çalışan öğrencisine "lütfen kapıyı dışardan kapatır mısınız?" diyen bir hocadır benim gördüğüm en dumur olay. böyle de sıkıcı bir kampüs hayatım vardır.
öğrenci işleri binasının tuvaletinde , memur olduğunu düşündüğüm bir adamın bağıra bağıra "haydi bastır galatasaray" diye bağırıp buna osuruğuyla tempo tutturması.fena da yapmıyodu hani gram senkron kayması yoktu.
140.a ek olarak- efendim dünden önceki gün bir final sınavımızın çıkmış 2004 sorularını bulduk, Bendeniz sadec onlara çalıştım zaten zor ders
anasını satmayım yüzde 50 dedim, çalıştım gittim yaklaşık 15 tane çıktı. Nasıl sevindim nasıl sevindim. Sınav sonrasında soruları isteyip de alamayan bir tane gammazcı hocaya durumu anlatınca akşama finalin iptal olduğu haberini aldık. YIKILDIMMM.
1-Lan hoca oturup yeni soru hazırlasaydın,ne diye iptal ediyosun, sahip çıksaydın da çaldırmasaydın bundan 8 yıl önce (!)
2- sen ki benim örnek aldığım profesördün, bu kadar salak olduğunu bilmezdim, uyandığım iyi oldu
burası üniversiteymiş, sadece akademik kadro istediğini yaparmış