devrimciliğin yeri ve mekanı olmaz, bir insan devrimci ise devrime göre, devrim için yaşamak zorundadır.
lenin der ki; ''devrimciler, devrim için hareketin olmadığı zamanlarda, en basit laklakhanelerde bile devrim için propaganda yapmalıdır''
ülkücü olan kesimi bilemem, zira siyasi iktidar ve bilumum devlet kurumu tarafından desteklenen bir oluşumdur, fakat devrimcilik bilumum devlet kurumunun engel olmak için çabaladığı, özellikle ülkemizde cumhurbaşkanının komünist gençleri okutmayacağız dediğine tanık olduğumuz, 1950'lerden beri devletin antikomünizm düşüncesi yönünde yönetildiğini bilmemiz ile pekiştireceğimiz gibi pek de kolay olmayan eylemdir.
buna rağmen örgütlü mücadeleden güç doğacağını bilen ve bu uğurda en küçük bile olsa mücadele gösteren tüm yoldaşlar doğrusunu yapmaktadır.
60larda yasasaydik belki. Belki yararli olabilirdi. Cunku o zamanki adamlar kalifiyeydi. Ama feci bi dusus var ogrenci kalitesinde. Yeni nesil olarak biz bokuz belki. 60 larin 70 lerin komunisti de ulkucusu de tasakliydi gercekten. Birbirlerinden nefret etseler de saygi duyarlardi. Ici bos degildi o zamanki davalarin
Simdikiler iki bira yuvarlayip sikisme derdinde. Onlar da biliyor bu ulkeden bi bok olmayacagini. Davamizda hakliyiz falan deseler de zerre umut yok iclerinde. Neden devam ediyorlar o zaman? Cunku cogu insani yalnizlik korkutur.
laf olsun diye saçma sapan adamların peşine takılan çoluk-çocuktur. bir faydaları olmaması da cabası. daha çok ülkü-devrim değil de sosyal bir kutuplaşma gibi. %90 ı ülkücülüğün esaslarını bile bilmez.
Al birini vur ötekine nesli olmakla beraber sığlığın sularında yüzerler, kavga ederler ve üniversşte bitince o beğenmedikleri devletin kurumlarında, özel sektörün çalışma hayatında işe başlarlar. Hayatları birer boşluk olarak devam eder.