2004te itü makineyi kazandığımda, o bildik geyik dönmeye başlamıştı hemen: "makinada karı olmaz la oğlum pohahahah". bu vicdansızlara rağmen, ben muhakkak bir kız vardır lan diyerek binbir ümitle istanbul'a gitmiştim.
okuldaki ilk 1 ay cehennem gibiydi, tkp gençlik kollarındaki aziz dostlarım hariç hiç dostum yoktu. üstelik sınıfta da kız yoktu arkadaşlarımın dediği gibi. partideki kızlara ise "onlar bizim bacımız" mallığından ötürü o gözle bakmıyordum.
ikinci dönem başladı sonra, bigün derse bi kız geldi. sarı saçları topuz yapılmış, makyajsız yüzünden adeta nur akan bir peri kızı. o içeri girer girmez zaten sınıftaki 30 küsur sapın bakışı ona doğru dönmüştü. o ise bu bakışı farketmiş ve pürüzsüz yanakları al al olmuştu. sonra ders başladı hoca girdi içeri. o kızı göstererek "sude arkadaşınız, geçen yıl bu dönem başında okulunu dondurmuştu, geri geldi. hoşgeldin dediniz mi?" dedi. sınıfta yavşaklar hemen sırıtarak "ehehe ojgeldinnnn" falan dediler. ben ise sadece ona bakıyordum, onun utandıkça kızaran yanaklarını dişlemek, yanağına bir dijital saat bırakmak istiyordum. yaa yaa...
neyse sonra gel zama git zaman, bir türlü sudeyle tanışamadım, konuşamadım. çünkü çok utangaçtı, ben kendisini kesmeye başlayınca hemen kızarıyor ve başka yöne bakıp başka bişeyle ilgileniyordu. bense bu durum karşısında, mart ayında sikişemeyen bir kedi gibi kahroluyordum, acımın tarifi yoktu.
bigün tkpli dostlarımla hararetli bir şekilde "troçki vs lenin" muhabbeti yaparken, o kızı gördüm uzaktan. arkadaşım "oğlum tıroçki dediğin adam amerikanın adamı, ayrıca israilin de parmağı var." derken, ben başladım sudeyi takip etmeye. bi baktım, sude güvelik kulübesi gibi bir yere girdi, 5 dakka sonra içerden başka bir kız çıktı. çıkan kız türbanlıydı. ben de gidip salak gibi:
- yaa bacım sude içerdeydi çıkmadı halen gördün mü? dedim. kızın yanakları al al oldu ve gülmeye başladı. aa baktım bu sude. inanamadım, demek sude de kafasını türbanla kapatan bir ninja imiş. resmen hayallerim yıkılmıştı.
ağlaya ağlaya tkpli dostlarımın yanına koştum. çok kederliydim, dostlarım duruma anlam veremiyorlardı. sonra bu dertten iflah olamadım ve cemaate girdim, tespih çekip, asistan şıh makamına kadar yükseldim.