lisenin son senesinde olup üniversite sınavıına ilk kez girenler iyi bir puan alamamaları ya da ideallerindeki bölüme giremeyecek olmalarından ötürü bir sonraki sene puanlarının düşmemesi için tercih yapmayıp bir sene daha hazırlanarak daha kaliteli ve nitelikli bir bölüme girmek istemektedirler.
hatta bazen birinci sene "fena olmayan bir puan" alınmış olsa bile bilerek bir sene ertelenip çok daha iyi bir yere girileceğinin hayali kurulur.. çünkü birinci sene tam kapasite ile hazırlanılamamıştır. ancak bunun dışında ikinci sene kazanmak istemenin de bazı nedenleri vardır.
okul yükünün ortadan kalkaması sebebiyle ünv ye daha rahat hazıarlanacağı düşünülür. ve o 1 sene için de farklı farklı planlar kurulabilir. her şey çok güzel olacaktır. paşa paşa derslere çalışıcalak ve farklı aktiviteler ile de üniversiteye daha doygun ve rahat bir şekilde girilecektir.
ancak bunun için bir kez daha düşünülmesi büyük ehemmiyet taşır. çünkü bunun bir takım riskleri de olacaktır.
1 sene daha hazırlanmanın en büyük kaybı zamandır.
ikincisi ise bir sene daha aileye yük olunacaktır.
ve bir sonraki sene ilk sınavdaki puandan daha düşük bir puan gelme riski de vardır.
her an her şey olabilir. sonuçta koca bir hayatınız okuduğunuz bölüm ekseninde şekillenebilir. ve bu da bir kaç saatlik zamanı nasıl geçirdiğinize bağlı..
ve bir de o 1 sene için yapılan hesapların beklenildiği gibi geçmeyeceği durumu hesaba katılmalıdır. çünkü çoğu zaman evdeki hesap çarşıya uymaz.
liseyi bitirdikten sonra bir çok arkadaşınız üniverstileri olmuştur ve onlarla da eskisi gibi olamazsınız. sosyal ortamınız büyük ölçüde değişir. ayrıca bir çok açıdan kendinizi baskı altında hissedebilirsiniz... siz 1 yıl boyunca vasıfsız bir işsizsinizdir aslında.
18 yaşını da doldurduysanız artık yavaş yavaş çocukluktan sıyrılıp gerçek bir yetişkin gibi olgun davranma vaktiniz gelmiştir. üniversiteli değilseniz bu sürece daha zor adepte olursunuz. e sigortanız da yoktur. bunların da ötesinde ailenize fazladan yük olursunuz. 1 kez daha dersane ücreti ödecektir, 1 sene daha çeşitli masraflar yapılacaktır. halbuki üniversiteye girerseniz kafanız daha rahat olur. hem o masraflar da direk ünv için yapılır. tabii okuduktan sonra önünüze neler çıkacağını tam kestiremeseniz de en azından bir umudunuz olur. içiniz daha bir rahattır. ama evde olursanız, okul da bittiği için umutsuz ve yılgın bir hale de düşebilirsiniz.
o bir sene okul da bittiği için psikolojik bir boşluğa düşülebilir. geçmek bilmez o yıl ve ya öyle bir çabuk geçer ki...
18 yaşını geçkmiş bir birey bir an önce kendi ayakları üstünde durmaya çalışmalıdır. nihayetinde aileniz sizin bi an önce hayata atılmanızı isteyecektir.
bunlardan mütevellit birinci sene alınan puanla iyi bir yer bulup orayı okumak en mantıklı olanıdır.
bu yüzden tercihler daha ince düşüncelerle hesap edilerek yapılmalı ve herhangi bir fırsat kaçırılmamaya çalışılmalıdır.
ancak burada şunu da eklemek gerekir ki, yeteri kadar çalışılmış ama çeşitli talihsizlikler, aksaklıklar yüzünden iyi bir puan alınamadıysa vasat bir bölümde okumak yerine bir yıl adam gibi çalışıp mükemmel bir yerde okumak elbette daha mantıklıdır. nihayetinde vasat bir yeri okumanın da hiç bir anlamı yoktur. ileride pişman olup bırakma tehlikesi vardır çünkü..
belki biraz abartı ama, hayatın nasıl yaşanılacağı malesef ki bu seçim üzerinden tayin olunuyor.
eğer tercih yapılmayıp üniversite sınavına ikinci sene de girilecekse daha ayrıntılı ve hesaplı düşünülmeli, birinci sene yapılan hatalar yapılmamalıdır.
eğer kişinin gerçekten çok güçlü bir tutku ile arzuladığı bir meslek ve üniversite var ise ve kendine de koşulsuz şartsız güveniyorsa, içinde müthiş bir ders çalışma tutkusu hissediyorsa elbette bu durumda bir sene daha hazırlanıp ikinci sene çok daha iyi bir yere girmeyi planlayabilir..
tercih yapmayacaklara tavsiyem eğer istediğiniz yer olmadıysa siktir edin yapmayın oturun adam gibi bi sene daha çalışın. kişisel olarak örnek vereyim ilk tercihimde istemediğim bir yere gittim emin olun her şeye küfrediyor insan şimdi istediğim yerde ve mutluyum darısı başınıza.
benim gibi halihazırda üniversite öğrencisi olup sınava girmeyen dolayısıyla tercih de yapmayacak olanlara tavsiyelerdir.
1-kendinizi eve kapatın muhtemelen her karşılaştığınız ergen size soru soracaktır.
2-telefonları kapatın muhtemelen ergen akrabaların istilasına uğrayacaktır.
3-televizyonu kapatın muhtemelen ntvsporda bile tercih bazlı bir program olacaktır.
4-interneti kapatın muhtemelen ergenler orayı da istila etmiştir.
Not: seneye öğretmen olacak biri olarak şunu söyliyebilirim iyisi mi siz kaçın ben bunları oyalarım.
ramazan ayından sonra iyice düşecek olan fiyatları fırsat bilip, turistler tam da kaçarken ve tüm ümitlerini günde aralıksız 17 saat çalışan garson ve komi tayfasına bağlamışken, bir liselinin yapabileceği en iyi şey yanına alacağı panpasıyla yorucu geçen onca yılın efkarını dağıtmaktır. tabi eller havaya yapmak için önce ilgili kişilere zarf atmalısın.
eğer bir sene daha çalışırsam daha iyisini yapabilirim diye en ufak bir düşünceniz varsa, bir kere daha deneyin şansınızı.
evet ailenize bir sene daha yük olacaksınız, evet daha da kötü yapma riskiniz var.
ama hayat daldaki iki tavuktansa eldeki bir tavuk yeğdir diye yürümüyor. ömrünüz boyunca "acaba daha iyisini yapabilir miydim? yapsa mıydım? yapsam ne değişirdi?" gibi düşüncelere kendinizi mahkum etmeyin. siz bir sene daha hazırlanın, elinizden geleni yapın. yine de olmayabilir, ama en azından siz görevinizi yerine getirmiş olmanın rahatlığını duyarsınız.
terazinin bir kefesinde çalışsaydım yapabilir miydim'in getirdiği azap, diğer kefesinde ise evet başarılı olamadım ama ben elimden geleni yaptım, bundan gerisi benim işim değildi'nin verdiği rahatlık olacak.
her şeyden önce bu bir zaman kaybı değil kişilik kazanımıdır.