uludağ üniversitesi son tercihiniz olsun hatta tercih bile etmeyin. berbat bir yer, bahar şenliği bile yapılmıyor. bursa süper bir şehir ama üniversitesi iğrenç. özellikle eğitim fakültesi yazacaklar kesinlikle uludağ dan uzak durun. beden eğitimi dersinin bile yaz okulu açılıyor ve sınıf dolu oluyor.
eskişehir anadolu üniversitesi her bakımdan size hitap edecektir. eğer sıralamanız tututyorsa, kesinlikle kaçırmayın. şehir ucuz, eğlence ortamı on numara, okul zaten en iyilerden biri.
yurtdışında okumak gibi bir olanağınız varsa yurtdışına gidin.
ankara ve istanbul'da okunur üniversite diğer şehirlerde okunmaz bunu unutmayın. boktan bölüm okuyun ama ankara ya da istanbul'daki okullardan birinde okuyun. gazi üniversitesi ve marmara üniversitesi de dahil buna.
ailenizin yanından ayrılın. hayatı ancak öyle öğrenebilirsiniz. üniversite ailenin yanında okunmaz okunursa adı lise devam olur.
seçtiğiniz bölümün sonunda kpss varsa bundan korkmayın. kpss ygs,lys'den daha kolay bir sınav. ama herkes kpss istiyor tek yok kpss değil bunu unutmayın. siz istediğiniz bölümü seçin.
öğretmenlik okuyunca öğretmen olmak, mühendislik okuyunca mühendis olmak zorunda değilsiniz. siz hayatınızdan zevk alın.
bazılarının dediklerinin aksine üniversite bölümden çok ama çok daha önemli (istanbul ya da ankara gene tekrarlıyorum, bu iki şehirde olan tüm üniversiteler türkiye'nin en iyileri, emin olun!)
türkiye'de az yerde açılan bölümü seçmeniz size daha avantaj sağlayacaktır. rakibiniz az olacaktır.
mutlaka yurt olayını da ev olayını da deneyin. ikisinin de kazığını yiyin. yemezseniz üniversite okumuş saymayın kendinizi.
okula gittiğinizde okulun siyasi kimliğine bürünmeyin kendi kimliğinizi oluşturun. bu zor değil. ama bunun için istanbul'da ya da ankara'da okumanız şart.
evden okula okuldan eve evde sözlüğe moduna girmeyin sakın; sözlerimi dinlerseniz ya ankara'da ya istanbul'da olacağınızdan dolayı kültürel aktivite şansınız çok olacak bunları değerlendirin. bu şansınız sanılanın aksine ankara'da daha yüksek.
kütüphanelerden korkmayın lütfen.
bir yabancı dil öğrenmeden mezun olmayın. okulunuz bu eğitimi vermiyorsa bile büyük bir şehirdeyseniz (tekrar ediyorum ankara ya da istanbul) bedavaya bile dil kursları bulabileceksiniz değerlendirin. Gözünüz açık olsun.
iyi puanınız varsa, puanım ziyan olmasın düşüncesinden ziyade verimli etkin sevdiğiniz ilginizi çeken, güzel ve hayırlı bir iş bulabileceğiniz bölümü okulu seçin.
üniversite ortamına dalınca kendinizden geçmeyin. anadoludan gelen ortalama bir kız, erkekseniz yoğun bir mahalle baskısına maruz kalacaksınızdır.
bunu kaldırabilmek yüksek bir irade ve aile terbiyesi gerektirir.
allah korkusu içinizde olsun, allaha, peygambere ve ailenize karşı sorumluluklarınızı unutmayın.
üniversite hayatında yaptıklarınız ahirette karşınıza çıkmayacak düşüncesiyle günümü gün edeyim, hayatımı yaşayayım rezilliklerine kapılıp pişman olacağınız işlere girmeyin.
sonradan pişmanlık yaşayacağınıza bugün bunu idrak edin.
şayet kadınsanız erkeksiz bir bölüm tercih edin. oldu da bi hata yaptınız nerden bulduysanız buldunuz mesela birini tutup da yaz tatilinde ayrılınca "ben bu okulu bırakıcam böhüüü" triplerine girmeyeceğinize emin olacağınız, size en uygun bölümü seçin.
üniversitenin sadece öğretim görülen ve iş bulma kurumu vazifesi bir yer olduğu sanrısına sakın kapılmayın.üniversite sizi hayata hazırlayan kişisel gelişiminize yardımcı olan inşan ilişkilerinizi geliştiren bir yerdir.bu yüzden kendinizi en çok geliştirebileceğiniz şehirleri ve üniversiteleri düşünün.güzel bir kampüsünün ve kampüs hayatının olması öğrenci kulüplerinin faaliyetleri kütüphanesinin büyüklüğüne dikkat edin.hocalar hakkında da bilgi edinebilirseniz çok iyi olur çünkü size yol gösterecek vizyonu geniş hocalardan eğitim almak çok önemli.
tercih dönemi sınav döneminden daha zor bir dönemdir çok iyi bilirim.bir çok faktörü düşünmek zorunda kalırsın.allah yardımcınız olsun.
uludağ en son tercihiniz olsun.
burdaki yatırım çayır çimen üstüne gerçekten de.
ama yok ben ağaç görcem ağaç seviyorum, çimenlere boylu boyunca uzanıcam diyosanız orası ayrı.
Ege'ye gidin
Akdeniz'e gidin.
hayatınızı yaşayın derim.
sevdiğiniz yerleri değil, parası olan yerleri seçin zira para olduktan sonra sevdiğiniz işi gene yaparsınız.
seviyorum diye aç kalcağınız yerleri okumayın efendim.
üniversite giriş sınavında yüksek bir puan aldığınız için bilinçsiz rehber öğretmenler tarafından hacettepe üniversitesi tıp fakültesine yollanacaksınız. bunda amaç dersane tabelasında tıp hanesine (hacettepe) versiyonuyla +1 insan daha ekleyebilmek olacak.
eğer ki tıbbı bilinçli seçmişseniz -hoca gazına gelmemişseniz yani- bu okulda "yeni başlayan" olmamanızı tavsiye ederim. eğer karşılaştırma imkanınız olursa bunu ilerleyen yıllarda daha iyi anlarsınız. dediğim gibi hacettepe tıp anadolu'da olduğu ve iç anadolu, karadeniz ve akdeniz'in doğusu, doğu anadolu ve güneydoğu anadolu'daki öğrencilerin yakınlık sebebiyle tercih ettikleri bir üniversite olduğu için şişerek üste çıkmıştır. elbette kötü bir okuldur demiyorum; ancak mesleğinizi dersane hocalarının tabela fantezilerine bırakmak istemeyen öğrencilerin bu kararı alırken bazı şeyleri göz önünde bulundurması gerektiğini düşünüyorum.
ege havzasının izmiri, marmara'nın ise istanbul'u doldurduğunu biliyoruz. bunun dışında, belli bazı şehirlerin aşığı olan kişiler de istanbul, izmir ve antalya gibi kentleri öncelikli tercihleri yapabiliyorlar. ankara'da ise durum daha farklı, ülkenin tam merkezi olduğundan özellikle doğu ve güneydoğu anadolu, iç anadolu ve doğu karadeniz'deki gençler yakınlık sebebiyle hacettepe'yi seçiyorlar. istanbul'daki büyük tıp fakültesi sayısı her geçen gün artıyor. istanbul tıp fakültesi'ne cerrahpaşa, marmara eklendi. özel isteyenler için yeditepe, koç, acıbadem gibi alternatifler mevcut. istanbul'daki parçalanmışlığın aksine doğuda belli başlı tek tıp fakültesi hacettepe, hal böyle olunca da arz talep ilişkisinden dolayı hacettepe'nin puanı daha yüksek.
ancak, şunu da unutmamak gerekir ki daha çok talep edilen her daim en iyisi değildir. dediğim gibi hacettepe'nin yüksek olmasının yegane sebebi coğrafyasıdır. daha sonra ışığı gören gelmiş ve bir kısır döngü içinde hacettepe yüksek olagelmiştir.
eğer, bilinçli bir şekilde tıp okumayı seçmişsen, sana tavsiyem istanbul'da okumandır. ana hedefin akademik kariyerse istanbul tıp fakültesi'ni tavsiye ederim. uzman doktor olmayı düşünüyorsan bunun yanına cerrahpaşa'yı da ekleyebilirim.
yüksek puan almış bir öğrencinin pratisyenlikle yetineceğini düşünmüyorum. elbette benim sözlerimi okumakla yetinmeyin, biraz araştırın. okulların tus kazandırma oranı nasıl? türkiye'deki akademisyenlerin mezun oldukları okullara dağılımı ne? hepsinden önemlisi, hangi okulların mezunları daha başarılı?
demem o ki, dersanenizin verdiği puan ekine bakarak vermeyin kararınızı. benim tavsiyelerime körü körüne uyun da demiyorum; yoksa benim vasfım da o dersane öğretmenlerinden ya da dergi eklerinden farklı olmaz. okuyun, araştırın, öyle verin kararınızı.
üniversite'nin lise olmadığını da unutmayın. burada siz meslek öğrenceksiniz. kusura bakmayın ama doksan senelik şehirdeki elli senelik okulun size kazandıracağı meslekle binlerce yıllık istanbul'un size kazandıracağı meslek bir değildir. kim ne derse desin, özellikle istanbul tıp ve onun bünyesinden kopmuş cerrahpaşa tıp, anlayış olarak bizansa kadar uzanır, romadan osmanlı'ya oradan günümüze uzanan binlerce yıllık bir sanatı size verecektir çünkü ortada bir birikim var.
düşünün dediklerimi ve araştırın.
ek: ayrıca, düşünenler bana öm atarlarsa yardımcı olmaya çalışırım.
ailenizin yanında oturup üniversiteye gitmek istemeyebilirsiniz. fakat mümkünse ailenizin size pek uzakta olmadığı bir üniversitede okuyun çünkü onlara çok ihtiyaç duyacaksınız.
istediğiniz bölüm olmuyorsa ve ilk seneniz ise olmadık bir bölüm okuyacağınıza harçtı zartı zurttu diye harcanak parayı dersaneye verin idealinize yerleşin.yok eğer bölüm oldu üniversite seçiyorsanız orda okuyanlarla konuşun tanıdık olması şart değil bi tanıdığın suyunun suyu da olsa sorun yok sorun konuşun öğrenin.üniversitenin bi değeri var mı mezun olunca o okulu bitirmenin bir artısı olacak mı bunları da düşünün tabi bu daha mühendislik,mimarlık gibi özelde çalışması muhtemel olan bölümler için.yok eğer tıpsa sistemi(kurul,pdö,vize-final) internlük dönemini araştırın öğrenciyi klinikte boğup tusu es mi geçiyorlar yoksa tam tersi mi.tabi bu üniversitenin kontenjanı ile de alakalı 200 kişinin nöbete kalmasıyla 80 kişinin kalması aynı olmayacak.olduğunuz şehirde ya da yakın mesafeli bir başka şehirde kaliteli kpss,tus dersanesi var mı onlara dikkat edin .gerçi bunlar bir şekilde halloluyor ama çok idealistseniz dikkat edebilirsiniz.*
eksileyen arkadaşı da ha buradan öpüyorum.