öğrencinin sıkıntı ve stresten gebermesine yetecek durum...okulun bitecek olmasının sevinci bi tarafta;'iş bulabilecek miyim acaba' sıkıntısı diğer tarafta...ama her şeye rağmen güzeldir.son sınıf olmanın verdiği bir rahatlıkla ortalıkta cesaret hapı içmiş gibi dolaşmak en sık rastlanan davranıştır.alt sınıflara laf atılır,daha çok gülünür,eğlenilir,bol bol fotoğraf çektirilir.
fakat okulun uzaması kesinleştiyse öğrenci için hiç bir anlam ifade etmeyen durumdur.eski tembel,sorumsuz günlerine kaldığı yerden devam edecektir.ne de olsa daha önünde kocaman bir yıl vardır.hele ki sınavların gelmesine...''bu sene kesin son abi'' der; ama okulun sonu hiç gelmez.hep yaptığı gibi yine son gece götünün sıkışması sonucunda derse oturur ama nedense normal zamanlarda hiç gelmeyen o uyku birden bastırıverir ve sonuç açıktır.okul yine uzayacaktır.
hayata atılmaktan korkan insan, okulunun internet sitesinde, yıllıklar kep fotoğraflarının teslim tarihiyle ilgili bir haber görür. daha haberi okumadan, kep takmış kız resmini görüp, şoka girip hıçkırarak ağlamaya başlar.
bazı şeyler böyledir işte.
hayat sandığın şeydir bulutlar üzerindeki his, ve topukların daha sen yere basmadan acımaya başlar.
'zevke veda neş'eyede veda artık herşeye' durumu. bundan sonrası stres kaygı, iş güç.. birbirinin aynı günler, sürekli ayağını kaydırmaya çalışan iş arkadaşları, sizi nasıl sömürürüm diye bakan patronlar, kısıtlı yemek molaları, evde sizden bişiler bekleyen insanlar vs.. vs.. özetle;
(bkz: sonun başlangıcı)
öğrencinin çevresindeki herkesin, öğrencinin olmasını istediği sınıftır, öğrencinin kendisinin ise katiyetle olmak istemeyeceği sınıfmış meğer, son sınıfa gelince anlaşılıyormuş.
son 2 gün çalışıp da, zamanında 1 hafta önceden çalışmaya başladığınız sınavlardan yüksek notlar aldığınızı fark edip bu tecrübenin rahatlığıyla sınava 3 gün kala üzerinizde ropdöşambır, kahvenizi içerken televizyon seyredip elinizin altında mırlayan kediyi okşamaktır. son sınıf budur işte...
ilk kez aldığınız, neredeyse devamsızlıktan kalacağınız ve girdiğiniz derslerde de hiç dinlemediğiniz dersten, kopya çekmeden diğer derslerden kaynaklanan bilgileriniz sayesinde cc ile geçebilmektir...
askerliği uzun dönem mi, kısa dönem mi yapsam diye düşünmektir. akabinde bu olayın pek de sizin isteğinize bağlı olmadığını öğrenince, düşünmeyi bırakmaktır.
devletten aldığınız ve hiçbir zaman hiçbir işinize yaramayan, elle tutulur bir şey yapmamış olduğunuz kredinin geri ödeme planını görünce 'hassktir şimdi sçtık' demektir.
bitirme tezinizi aldığınız hocanın, sayfalarca ingilizce çeviri istemesine karşılık sadece 'peki hocam' demektir. işin garip tarafı bitirmeniz için yaklaşık 13 haftanın 8 haftasını sürekli laboratuarda deneysel kısım için geçirmişsinizdir, hocanın sklemez tavrını sineye çekmek demektir...
ailenizin; falancanın kızı diye başlayan cümlelerinin artması demektir ki o cümlelerin yüklemi gelmeden kavgaya başlamak demektir.
okuduğunuz şehirde geçirdiğiniz zamana bakıp, derin düşüncelere dalmaktır.
eğer okulunuz uzadıysa ve bunun sebebi sadece boşa zaman harcamaksa kahrolmak demektir ama cv nize yazacak tonla şey yaptıysanız; iyi ki uzattım demektir.
hangi sektörde çalışsam diye düşünmeye başlamaktır.
ski tşağına denk biri olarak geçirdiyseniz üniversite hayatınızı; buradaki misyonumu tamamladım demektir.
üniversite boyunca verdiğiniz ama geri alamadığınız borçların toplamını yapınca; ''vay amk'' diye söylenmektir...
öğrenim hayatınızda, çalıştıysanız ve oldukça başarılı olduysanız; iş hayatından korkmamak demektir. hatta bokunu çıkarıp iş görüşmesine gittiğinizde, i.k. elemanına ''ben okurken yani sadece ve sadece öğrenciyken; şu an başvurduğum pozisyondaki işlerden çok daha zorunu başardım, riskin tanımını ve kriz anında neler yapılabileceğini sizden daha iyi biliyorum çünkü masa başında değil, krizin içinde çalıştım ben'' demenin hayalini kurmaktır. hatta iş görüşmesine takım elbiseyle gitmemeyi ciddi ciddi düşünmeye başlamaktır. sonrasında ''ne gerek var lan onlar da insan, efendi ol biraz'' deyip, sadece 'siz benimle neden çalışmak istiyorsunuz' sorusunu sormaya ikna olmak demektir.
yaşadığınız ilişkilere bakıp 'vay be' demektir. birçok kişinin hayalini kurduğu hatunları reddetmek ya da iplememek demektir. karı kızdan daha önemli şeylerin olduğunun idrakına varmaktır...
ailenin değerini anlamak demektir. üniversiteye başlayana kadar özlemin ne olduğunu bilmemek, yıllar geçtikçe de sarılmanın ne demek olduğunu öğrenmek demektir. hatta önceden yaptığınız fırlamalıklara, onları üzen şeyleri 'yapmasa mıydım acaba?' demektir. sonra evi arayıp, seslerini duymak demektir...
büyüdüğünü farketmektir. düşüncelerinde meydana gelen değişimi iliklerinde hissetmektir...
birkaç ay sonra göremeyeceğiniz sokaklara, kaldırım taşlarına, ekilen yeni çiçeklere doyasıya bakma isteği uyandıran durumdur. apayrı bir psikolojiye sokar adamı istemeden de olsa. kendi kendine sorulan; "ulan ben ne yapcam bitince?" sorularının sıklaştığı bir dönemdir. yaklaşan hayata atılımın başlangıcı nedense hep ürkütür öğrenciliğin son demini yaşayan bünyeyi.
bir sonraki sene ve ülkenin durumu düşünüldükçe daha bir bunalıma girmek anlamına gelir.
ağır, çok ağır bir psikoloji. en kral dostların, en sevdiğin arkadaşların, arkadaşlıkların hiç bugünkü kadar yakın ve bir alo diyecek kadar yakın olmayacak belki de.
istemeyerek geldiğin bu şehri, deli gibi özleyeceksin.
sevmediğin okulun, burnunun direğini sızlatacak.
deli gibi çekindiğin fotoğraflar kalacak sadece elinde teselli.
bütün bunları bilmek ve bilerek mutlu olmaya çalışmak en acısı..
- oo, hayırlı olsun son sınıftasın yani?
- ha son evet, ama ben geçen yıl da bu sene son senem diyordum.
- nası nası?
- uzatma ya, uzattık işte!
..gibi dialoglara da sebep olması muhtemeldir, insan sanar ki, okul bitince üzüleceğim, arkadaşlar, ortam falan. ancak okul mereti öyle kanırta kanırta biter ki, yeter ki bitsindir ulan!
1.sınıf:abi ben geçiş yapcam durmam burda.
2.sınıf:hocalar yok mu ben onların taaaa....
3.sınıf:ne kpss si abi ya 2 ayda başlar bitiririm ben bütün konuları seneye inşallah.
4.sınıf:boş lan bu hayat,kpss kaldırılmalı,matematiğe,tarihe göre kaliteli eleman olup olmadığını nasıl belirler bu devlet,haksızlık yapılıyor bize.
Kariyer, aile, iş ve aklına gelen her türlü stres kaynağının; büyüteçle güneş ışınlarını kağıt üzerine toplamışçasına sizin üzerinize yoğunlaştığını ve sizin sadece ömrünüzün 1 sene öncesine geri dönebilmek uğruna tüm hayatınızdan vazgeçebilmenize sebeb olabilecek senedir. Eğer bütün bu stres kaynaklarını görmezden gelip, keyfinize bakmanızı öneririm. Keza zaten ileride oldukça zorlu 1-2 yıl daha bu süreç devam eder.