anlamsız, saçma, tutarsız eylemlerle tedirgin ruh halinin birleşmesiyle ortaya çıkar. üçüncü sınıf iyiydi ya aslında diye bir iç ses susmaksızın devam eder. telafisi olmadığından -okulunun uzaması ihtimali dışında- ders çalışman gerektiğini bildiğinden çalışamayınca daha da stres yaparsın... öylece kala kalıp bir davranışta bulunulmadığı bile görülebilir.
+ hacı eğitim bilimlerinden napacaz ya
- olum kimseye söyleme ama aldım soruları
+ nasıl lan
- cemaat ablası kafaladım bi tane ben onu mutlu ediyom arada o da bana soruları getirdi
+ bu kadar kolay mı abi bu işler
- ne sandıydın lan
+ emin misin aynıları mı çıkacak şimdi yani inanamıyorum ya bitanesin
- 10.000 liranı alırım
+ ya çıkmazsa
- çıkmazsa diye bişey yok salak çıkacak
+ tamam lan o zaman
kesinlikle sınav zamanı ders çalışmak için masaya oturamaz.karnı acıkır,notunu bulamaz,masayı toplar,80 yıl durmuş olan çamaşırlarını yıkar sonra da yatar ne de olsa o büyümüş ve son sınıf olmuştur.
Bir yandan bıkkındır, şu yaşa geldim hala sınav derdindeyim diyerek isyan dolu cümleler geçer zihninden... Önceden iki gün çalıştığı sınavlara, artık son günün akşamı çalışmaya başlamaktadır. Bir tarafta da son yıldır, ders bırakmama derdi vardır tabii.
Bir yandan umursamazdır. Hayatının dönüm noktalarından biri yanıbaşındadır. isteyerek veya istemeyerek başladığı okul bitmek üzeredir ve mesleğiyle baş başa kalacaktır. "Doğru mu yaptım?", "Mutlu olacak mıyım?" cümleleriyle boğuşmayı bir kenara itip; "amaan ne olacaksa olsun, yoruldum!" demeyi tercih edebilir.
Yıllardır uğramayan düşünceler de an itibariyle kapıyı çalmıştır: "Bunu, bunu, bunu yaptın da ne oldu?", "Normal bir yaşamın olacak da ne olacak?", "Niye 'iyi kötü bir iş' kriteriyle uğraştın ki?", "Hiç iş yapmayacağın bir bölümü okusaydın ne olacaktı?", "Kimin yaşamını yaşamaktasın sen?"...bla bla bla.
Bir diğer yanda da bir burukluk vardır elbet, olmazsa olmaz. Büyümüşsün, yaşama atılacaksın. içine baksan miniciksin. Küçücüksün. Okulun, öğrenciliğin elinde elma şekeri. Alınınca "şekerim nerede?" diye ağlayasın gelecek. Şeker gelmeyecek...
Son sınıf olmak tuhaf işte. Zamanında hayal ettiğin şeylere geriden bakmak gibi...
yakın zamanda hayata atılacağı için etraftan 'e artık para kazanmaya başlayınca bizi bi yerlere götürürsün' 'bak sorumlulukların da artıcak' 'ayrı eve çıkarsın artık', daha kötülerine geçersek; 'iş bulabilecek misin acaba' 'kriz zamanı şimdi iş de bulunmaz ki' 'sen de işsizler kervanına katılıcan' gibi aydınlatıcı cümleler duyarak hayattan soğutulur.
okulda kalmak isteyen üniversite son sınıf öğrencisi davranışları:
-hocaya yalakalık *
-bilmese de biliyormuş gibi gözükme *
-sınıf arkadaslarına arkadas olarak degil rakip olarak bakma
-çan sistemi olsa da olmasa da çancılık yapma *
(bkz: bunu bilir bunu solerim)
garip bir rahatlık barındıran tutum ve davranışlar bütünü. bu rahatlığın ardında çoğunlukla "ben artık misafirim burda son sınıfım hatta yarı tanrı bile olabilirim lan" düsturu yatar. farkında olmadıkları şey halihazırda kayıtlı oldukları okulun birer öğrencisi olduklarıdır. vize notlarının göte kaçması ile bu biraz daha hissedilir boyutlara taşınır. göt kaşınır, dirsekler aşınır.
her türlü seminerde, görüşmede orda burda kendini gösterme derdindedir son sınıf öğrencileri, zira son sınıf demek iş arama stresi kapıda demektir ve babasının hali hazırda bir fabrikası olmayan hemen herkes son sınıfta kapağı bir yere atma derdindedir.
bir de hızlı davranıp son sınıfta işe giren kesim vardır, okul sonrası durumu bellidir bu grubun. onlarda genelde derslerin çoğunluğuna gelmeyen, grup projelerinde tüm işi grup arkadaşlarının üstüne yıkan bu yüzden pek sevilmeyen insanlardır.
okul bitince dönücek misin memlekete ya da buna benzer ne yapmayı düşünüosun sorularıyla uğraşırlar.vize&final haftalarında klişe şu okul bitse de kurtulsak sözlerinin giderek gerçeğe dönüşmesi ihtimali an be an yaklaşmaktadır ki bunu daha az kullanmaya başlarlar.öğrencilik döneminin sonsuza kadar yok olması durumu pek yakın tarihte gerçekleşeceğinden,okuldaki her anın tadına varmaya çalışırlar.