Arkadaşlarım 2 günde bir içip sıçıp geziyorlar nasıl parayı yettiriyolar nasıl sınavlara çalışıyorlar aklım almıyor. Aralarında su gibi alkol almayan bir ben kaldım puuu.
Ben üniversiteye gitmedim, keşke gitseydim. Şu an lise mezunu bile değilim, umarım bir gün açık lise biter, sonra da üniversite okurum. 22 yaşında lise okuyan biri olarak söylüyorum; gerçekten merak ettiğim yerlerin başında geliyor. Umarım bir gün gidip görürüm, belki o gün Kemal Sunal' ın yaşında üniversiteyi bitiren biri olurum. Olsun be, sonuçta çabalamış olacağım.
Satmak, aldatmak, yalan, riya, kıskançlık, yalakalık, şakşakçılık, ter kokusu, seks, içki, sigara, kitap, kalem, kağıt, vize, final, doçent, profesör, araştırma görevlisi gibi unsurların hepsinin dönem dönem içinizden geçtiği ortam.
eğer kafa dengi arkadaşlarınız varsa iyi bir ortamdır. bilhassa sınav zamanı iyi bir arkadaş ortamına ihtiyaç duyarsınız. eğer arkadaşınız yoksa kendinizi bilmediğiniz tanımadığınız bir şehirde yalnız hissedersiniz. ama arkadaş ortamını da fazla abartmamak lazım. sabaha kadar müzik, alkol, bira, karı-kız muhabbeti bir noktadan sonra adamı bunalıma sürükler. okulda bitmez uzar gider.
üniversiteye gideceğim yaşlarda "yedi numara" dizisi hayranı olarak ortamın öyle olacağını düşünmüştüm ancak gelinen noktada "kardeş payı" ikinci sezon emrah'ın ortamı gibi oldu.
Bir gün son kez üniversiteye gittik ve kimse bunu fark etmedi. Benim için şaka maka aynı bu şekil oldu. 4.5 yıl sonunda üni hayatım birden sona erdi. Değerini bilemedik be neyse ki çok üzülmüyorum daha yl var.
Bir nevi survivor ortamıdır, herkes herkesin arkasından konuşur mutlaka, dünyanın en iyi adamı/kadını da olsanız illa sizin arkanızdan kötü konuşacak kimseler vardır, memleketlerinde sevgilisi olan abaza kızlar üniversitede malum bölgesi soğumasın diye normal hayatta yüzüne bakmayacağı insanlar tarafından rağbet görünce ısınmasına razıgelir. Bunun dışında toplum tarafından yakışıklı olarak belirlenen bireylere yapılam umarsız kıskançlık nedeniyle, herkes onu kötülemeye başlar ve reddettiği kızlar hakkında iftiralar atmaya başlar. Diğer tiplemelere gelecek olursak varlığı ve yokluğu belli olmayan o süzük tipler tamamen size mükemmel arkadaş profili çizerken öte yandan tamamen çıkarları için sizi kullanıyordur ve farkında olmanız, salak değilseniz eğer bir seneyi bulmaz. Diyelim ki eve çıktınız bir arkadaşınızla, artık o arkadaşlıkta sallantılar başlamıştır. Üniversitede gerçek dostunuz ancak 1 ya da 2 kişi olur onun dışında tamamen cinsel eğilimler ve parasal muhabbetler dönecektir. Bana kalırsa su gibi olun herkesle anlaşın ve yarın bir gün de tüm karaktersiz insanlara tekmeye vurursunuz.
saçı uzatabilmek, kılığa kıyafete kıla yüne karışılmaması, sınıfa gelen hoca değil hocaya giden sınıf, değerlendirmede sınıf bağlamından ders bağlamına geçiş, öğrenciyi dürtmeyen hocalar, esnek kurallar sayesinde cennet veya cehennem yapılabilen dersler bu eylemi pekala haklı kılar. lakin kişi kendi özelliklerinden doğan şeyleri üniversitenin değiştireceğini umuyorsa kendisi zaten bu değişikliklere hazır değildir henüz.
arkadaşlarınızı iyi seçerseniz mükemmel bir ortam olabilir. bölüm arkadaşlarınızla takılmak zorunda değilsiniz. şu cavit-19 tantanası bitse de ortamımıza dönsek.
edit: bir tane psikopat cavit-19'un bitmesini istemiyor. sen çıkma evden tamam mı?
3 yıl oluyor bitireli dün yüksek lisans başvurusu için tekrar okula gittim içimde gene çiçekler yeşerdi okul yıllarını özlemişim. Kampüsten içeri girdiğinde ulan bu ülkeyi gezegeni ben kurtaracağım hissi... işte en güzel yeniden yeşeren canlanan his bu. Eğitim gerçekten hayat boyu süren bir şey. Ama kampüs içerisinde bir şeyler yapma bilgilerini başkalarıyla paylaşmak bambaşka kolektif bir şey.
üniversite ortamını ozlemenin insanin ilerleyip ilermemesiyle ne alakasi var diye sormak istiyorum. insan gecmiste kalan guzel anılarını özlemle yadedemez mi? bunun neresi gelismemislik be kompleksli ezikler. tum ortamlardan dislandiniz mi nedir?