şu gencecik zavallı hayatımda içinde bulunduğum en iğrenç ortam. son sınıfa geldim, lan herkes demek istemiyorum, daha doğrusu inanmak istemiyorum herkesin öyle olduğuna ama
bu kadar amaçsız
bu kadar idealsiz
bu kadar rol yapan, tiyatrocu
bu kadar hiç bir duruşu olmayan
bu kadar kendisi olmayan
bu kadar tek derdi sevgili aramak, ruhu, teni okşanacak birini bulmak olan
bu kadar sürü psikolojisinde yaşayan
bu kadar hiç bir şey üretmeyen
bu kadar bomboş özgüveni olan
bu kadar sadece kendini düşünen yavşak
bu kadar bu kadar bu kadar ....
insanı birarada görmedim. hadi bana robot diyorlar, desinler, belki de haklılar ama dışarıdan bakıyorum da eğer bunlar hareketse, bunlar modernizmse ben ölümden korkmayan robotum.
bazen diyorum sanane kendi işine bak ama olmuyor üzülüyorum öyle hayatları gördüğüme.
dua' m şudur ki: umarım bu kadarlar kadar en az bir o kadar da bunların tam tersi adamlar vardır. inanıyorum olduğuna.
inanmak istiyorum. elimden başka bir şey gelmiyor.
Ortam: vizeler finaller sunumlar köpek gibi çalışmak, not derdi, samimiyetsiz iletişimler ve herkesin egosunun tavan olması, arada bir arkadaşlarla bi çay bi kahve, okul etrafındaki kafeleri mesken eyleme, egodan kimsenin birbirine Günaydın bile dememesi. Ve tabii ki hayatın gerçeklerinin en net hissedildiği ortam. Tecrübeyle sabit.
menfaatçilik üzerine kurulmuş yapmacik bir ton insan vardir. arada gercekten delikanli insanlar oluyor onlarin hakkini yemiyim ama cogunlugu bu sekilde.
Üniversitede herkesin dilinden düşmeyen o ortam var aslında. Sadece biz ezikler onların dünyasında var olmadığımız için neler olduğundan bihaber yaşıyoruz.
Bok gibi ortamdir. Kendisini derse kapamis etrafla alakasi olmayan gözlüklü kizlar, surekli bilgisayar oyunları,futbol üzerinden muhabbet ceviren kendini büyük zanneden ama ergen olan oglanlar, kabadayi gibi takilan varos erkekler, asiri yumusak takilan erkekler, surekli bir yerlerini sergilemeye çalışan kizlar, uzun sacli kendini entel sanan bes parasiz saplar, baba parasiyla kantinde bagira bagira benim mercedes i okutucam yeaa diye gevezelik yapan tikiler, tasradan gelmis saf köylü çocukları... Ile falan dolu les ortamdir. Anca bu ortamdan kafa dengi soyle agir bir kiz bulabilirseniz onu da alir beraber takilirsiniz kimseye de ihtiyaciniz olmaz. Ama onun haricinde lisenin tadini sicakligini ortamini asla vermez.
tüketim fetişizmi dönemine girmemizle üniversite ortamına atfedilen anlam değişmiştir.
"kütüphane, çalışmak, okumak, bilgilenmek vs." gibi anlamları olan bu ortam yeni dönem kapitalist dönemle birlikte öğrenciyi küçükbaşmışçasına "çimlere yayılmak, gezmek, eğlenmek vs." gibi anlamlar yüklenmiştir.
Popüler kültürün dizilerle, filmlerle farklı algı oluşturuşu ancak hiç de öyle olmayan ortamdır. Sanılır ki gidildiğinde herkes projeden projeye atlayan tipler olacak, çok seviyeli insanlar bulunacak. Ancak durum hiç de böyle değildir. Bunları kenara bırakacak olursak bunun çözümünü de buldum sayılır: Üniversite içinde üniversite açmak. Yani kendi ortamınızı seçe seçe oluşturursunuz. Bakın ortama girersiniz demiyorum. Ortamı oluşturursunuz diyorum. Daha sonra bu ortam içerisinde mutlu mesut yaşarsınız. Zira tüm ortamların adamı olursanız hiçbir şey yapamadan geçer gider bu süreç.