Gittiğiniz üniversiteye/bölüme, arkadaşlarınıza, hocanıza ve kendinize neler kattığınıza bağlı olarak değişen ortamdır. Kimileri için hayatının en güzel dönemi olur üniversite yılları, kimileri için ise olmasa da olur gözüyle bakılır.
Şöyle bir örnek vereyim; ilk defa taşındığınız evdeki dekorasyonu nasıl yaparsanız keyifli oturma süreciniz o kadar benzer durumlar taşır. Yani boş bir yeri nasıl doldurduğunuz size bağlı. Sonuçta üniversiteye ilk gelirken hemen hemen herkes 0 ortam ile geliyor. Nasıl doldurdukları onları doğrudan etkiliyor.
menfaatçilik üzerine kurulmuş yapmacik bir ton insan vardir. arada gercekten delikanli insanlar oluyor onlarin hakkini yemiyim ama cogunlugu bu sekilde.
Üniversitede herkesin dilinden düşmeyen o ortam var aslında. Sadece biz ezikler onların dünyasında var olmadığımız için neler olduğundan bihaber yaşıyoruz.
Bok gibi ortamdir. Kendisini derse kapamis etrafla alakasi olmayan gözlüklü kizlar, surekli bilgisayar oyunları,futbol üzerinden muhabbet ceviren kendini büyük zanneden ama ergen olan oglanlar, kabadayi gibi takilan varos erkekler, asiri yumusak takilan erkekler, surekli bir yerlerini sergilemeye çalışan kizlar, uzun sacli kendini entel sanan bes parasiz saplar, baba parasiyla kantinde bagira bagira benim mercedes i okutucam yeaa diye gevezelik yapan tikiler, tasradan gelmis saf köylü çocukları... Ile falan dolu les ortamdir. Anca bu ortamdan kafa dengi soyle agir bir kiz bulabilirseniz onu da alir beraber takilirsiniz kimseye de ihtiyaciniz olmaz. Ama onun haricinde lisenin tadini sicakligini ortamini asla vermez.
Yuzde ellisi avel olmakla beraber liseden kurtuldugunuz icin takla attiginiz gercektir. Her isin kolay yolunun bulundugu fakat tercihlerini dogru yapanlarin idealleri dogrultusunda kafa rahat halde ciktigi proflarin her sohbette bolca kufur yedigi ortamdir .
Ortam, Üniversitesine ve şehrine göre değişiklik göstermektedir.
bu ortamda pek de samimi insan bulamazsınız. 3. ve 4. Sınıf daha samimidir.
ilk aldatılmayı, ihaneti, dedikonun en aşağılıkcasını bu ortamda göreceksinizdir.
Çıkarcılığın fazla olduğu bir ortamdır. Ama samimi ortam var mı ? Var tabiki. Lakin çıkarcılık ağır basıyor biraz.
Misal Sınav zamanı: aynı sınıfta olup hiç muhabbetinizin olmadığı kişininin gelip sizinle sohbet etmesi. Tabiki not içindir. Ve bu durum çokça görünür.
Ayrıca gruplaşmalarda oldukça fazladır.
1. ortamcı gençlerin olduğu grup.
2. Çalışkanlar grubu.
3. Bol bol maç konuşup, kredi/bursu iddia ya yatıran grup.
4. Siyasetle haşir neşir olan milliyetçi ve solcu gruplar ...
üniversite ortamını ozlemenin insanin ilerleyip ilermemesiyle ne alakasi var diye sormak istiyorum. insan gecmiste kalan guzel anılarını özlemle yadedemez mi? bunun neresi gelismemislik be kompleksli ezikler. tum ortamlardan dislandiniz mi nedir?
3 yıl oluyor bitireli dün yüksek lisans başvurusu için tekrar okula gittim içimde gene çiçekler yeşerdi okul yıllarını özlemişim. Kampüsten içeri girdiğinde ulan bu ülkeyi gezegeni ben kurtaracağım hissi... işte en güzel yeniden yeşeren canlanan his bu. Eğitim gerçekten hayat boyu süren bir şey. Ama kampüs içerisinde bir şeyler yapma bilgilerini başkalarıyla paylaşmak bambaşka kolektif bir şey.
arkadaşlarınızı iyi seçerseniz mükemmel bir ortam olabilir. bölüm arkadaşlarınızla takılmak zorunda değilsiniz. şu cavit-19 tantanası bitse de ortamımıza dönsek.
edit: bir tane psikopat cavit-19'un bitmesini istemiyor. sen çıkma evden tamam mı?
saçı uzatabilmek, kılığa kıyafete kıla yüne karışılmaması, sınıfa gelen hoca değil hocaya giden sınıf, değerlendirmede sınıf bağlamından ders bağlamına geçiş, öğrenciyi dürtmeyen hocalar, esnek kurallar sayesinde cennet veya cehennem yapılabilen dersler bu eylemi pekala haklı kılar. lakin kişi kendi özelliklerinden doğan şeyleri üniversitenin değiştireceğini umuyorsa kendisi zaten bu değişikliklere hazır değildir henüz.