bugün

ingilizce bildiğini zannedenlerin kurduğu bir cümledir.

yeni ingilizce öğrenmiştir muhtemelen.

kendini böyle tatmin ediyodur.

akademik bilgisinden çok ingilizcesiyle övünür.

ama önceliğinin akademik bilgi olduğunu bilmez.

yazıktır.
sabah sabah gülmekten öldüren tipler.

lan salak, muş'ta tarlada çalışırken senin ne işin var öss'de dereceye giriyorsun. ingilizce biliyor musun bi kere ondan haber ver sen!

değil mi arkadaşım ya. muş'ta tarlada çalışırken sınava girmiş terbiyesiz ve üzerine utanmadan ne olduğunu bilmeden, çapına bakmadan üniversiteli olmuş. ya ingilizcesi yok bu adamın ya, nasıl üniversitede okurki? ayrıca tarlada çalışıyor bu, yani kıro hem de doğulu...

almayın sayın yetkililer bu adamı ya. kafası stratejik bir kafaymış, ülkeyi kurtarabilecek bir zekaya ve yeteneğe sahipmiş bana ne ya. ingilizce bilmiyor bu tarla işçisi. getiriyorsunuz bunları sonra finli hatunların işlerini yapmak bana kalıyor. artıı bu arkadaş tarlada çalıştığı için esmerdir, finli kızımız bu adama bakarak türkiye hakkında yanlış şaylar düşünebilir. ingilizce bilen üniversiteli istiyoruz, ingilizce bilen! bilmeyen insan tiplerinden de nefret ediyoruz.

"ingilizcene 1 sana 2" diyesi geliyor bazı yazarların...
(bkz: do you spit or swallow)
sana ingilizce ogrenemezsin demedim adam olamazsin dedim.
(bkz: odtucene)
(bkz: üniversite mezunuyum ingilizce bilirim duyurulur)
(bkz: ingilizce bilip kendini bir bok zanneden tipler)
burda da görüldüğü gibi eğitim cehaleti alıyor eşeklik baki kalıyor. ingilizce öğrenmeden insanlığı öğrenmesi üniversite öğrencilerinin daha mantıklı olur.
madem ingilizce öğrenmedin, niye üniversite okudun? ve madem üniversite okudun niye ingilizce öğrenmedin? sorularının muhatabıdır.
yazıktır, günahtır. kendini kandırandır. diploması -afedersiniz- bi boka yaramayandır. yaramayacak olandır. sen küreselleşen bu dünyada ingilizce bilmeden nasıl üniversite mezunuyum diyebilirsin? nasıl? hatta, senin ana dilin ingilizce olmalı, üstene ispanyolca gibi rusça gibi başka yabancı diller öğrenmelisin...
cık cık cık...
(bkz: bir deli kuyuya tas atmis kirk akilli cikaramamis)
perfecto nickli arkadaşın çok perfecto bir yazı yazdığı, adamın asabını bozan, zamanını alan, başlıklar grubuna ait başlıklardan biridir.
* bildigi ve kullandigi tek dil ana dili olan, ve ana dili ile kaliteli bir is sahibi olmayi planlayan tiptir. gunumuz dunyasinda, dunyayi gectim turkiye'de, bile sadece ana dil ile boyle bir durumun olanak dahilinde olmadigini bilmeyen tiptir.

- iyi gunler, ben is ilaninizi degerlendirmek icin gelmistim?
+ yabanci diliniz var mi?
- cv'mde belirttigim uzere, ispanyolca, portekizce, fransizca, italyanca, rusca, yunanca, bulgarca, norvecce, fince, almanca olmak uzere ana dilimden farkli 10 ayri yabanci dil bilmekteyim.
+ ingilizce?
- pardon?
+ ingilizce biliyor musunuz?
- hayir, butun bu dillerden sonra ingilizceye gerek duymadim.
+ biz sizi arariz ozaman.
- oh shit! *
+ shit yaa..
üniversite okuyup da başka dil bilmesi muhtemel kişiler de olabilir. (bkz: rusça)
üniversitede türk dili edebiyatı okuyor olması kuvvetle muhtemel olanlar.
bizden ingilizce bilmeyen birisi ingiltereye gitse ve anlaşamasa ordakiler acaba türkçe bilmedikleri için utanıp yerine geçecekler ve daha sonra "lütfen türkçe bilmeyenler hayata başlamasınlar" diyerek birbirlerini mi uyaracaklardı diye düşünmeme neden olan cümle. eğer bir öğrenci ülkemize geliyorsa onunla ilgilenmekten sorumli öğretim görevlileri veya öğrenci grupları vardır, hiç kimse de bir başkasının dilini öğrenmek zorunda değildir. çok ihtiyacı varsa o kişi türkçeyi öğrenebilir.
hiç bir şey kaybetmeyen insanlardır. hayır biz gittik 1 sene de hazırlık okuduk noldu? böyle yabancı şarkı dinliyorsun yarım yamalak anlayıp. ingilizce nick almaya yaradı bir de. o da saçma sapan. *
üniversiteyi nasıl okuduğuna bağlıdır. yunivörsiti diye okuyosa özentidir tabi ki. * *
bu arada kendi anadilini yanlış kullanıp yabancı dil bilmeyenlere laf atmak ta ayrı bir olay sanırsam.
aslında bu bir ayıp değildir. ayıp , dominant kültür haline gelemeyip, diğer kültürlerin altında kalarak onların dilini, kültürünü öğrenme zorunluluğunun doğmasıdır.
bir üniversite öğrencisi için yabancı dil eksiğini tamamalamanın en sağlam ve ucuz yolu, okulun bitmesini bekleyip 1 sene yurt dışına kaçmak olduğundan, öğrencilik süresince dil bilmemek büyük bir eksiklik değildir.
sen 8 sene hazırlık okursun, kurslara gidersin, o bilmeyen tip gider ingiltere 1 sene garsonluk yapar, döndüğünde seni 4'e katlar 6'ya böler 3'le çarpar.
tuh allah kahretsin o öğrencileri, ne biçim adamlarsınız lan? bir ingilizce bile öğrenememişsiniz? ya okula finlandiyalı bir kız kayıt yapmaya gelse ne olacak ha? nasıl anlaşıp konuşacaksınız ya da o finlandiyalı güzel, etraftaki ite-çakala sizin ingilizce bilmemeniz yüzünden yem mi olsun ha? bu yüzden gidin ve ingilizce öğrenin, hayata falan başlamayın ingilizce bilmeden...

edit: bu başlığı açan şahsiyet ingilizcenin ne kadar gerekli bir dil olduğunu biz türk gençliğine göstermiştir. yine başlığı açan şahsiyet şakır şakır ingilizcesiyile finlandiyalı hatunun derdine deva olmuş ve bundan pay biçerek biz türk gençlerine ingilizcenin önemini vurgulamıştır. sağolsun varolsun duyarlı kardeşimiz. yalnız, bu başlığı açan arkadaşımız burada ingilizce üzerine ahkamlar kesip durmuş ama harvard üniversitesinin nerde olduğunu unutmuş herhalde? (#1457922)
üniversitede eğitim almanın ne işe yaradığını anlamayan insan refleksi. zira üniversitede okumak aslında üniversitede okumanın sanıldığı kadar aman aman bir durum olduğunu anlama sürecidir.
eleman iyi ki varmışsın ya.ne diyelim. bravo yani.
üniversite okuyup adam olamayanlardan daha hayırlı tiplerdir.
god damn it zalim felek ...
(bkz: aptalulanaptal) *