temizlik görevlilerinin asgari ücretrin biraz üzerinde 600-700 ytl civarı maaşla çalıştığı bir ortamda bankada vezne de duran kişilerin nasıl 600-700 ytl aldığı anlaşılamamışıtr.
yeni mezun birisi olup tecrübesiz ise aç kaldığının resmidir. ne bekliyorsunuz 5000 ytl maaş mı ? nerde iş buluyorsan çalışsacaksın, ekmek aslanın midesinde derler, yalan da değil her yer işsiz insan dolu.
gereklidir, sadece üniversitede verilen 4 yıllık emeğe bakıp da bir insandan 600 milyon maaşla haftanın 6 günü çalışmasını beklemek haksızlıktır.
emeğin karşılığını verebilecek olan doğru işverene denk gelmek de büyük şans. bu konuda ukalalık taslayacağım ama bana 600-800 ytl teklif eden işveren adayları inanın sizin genel kültürünüzü de mesleki bilginizi de üç ile çarparım. ama şans o ki ben genç ve deneyimsizken siz yaşlı "tecrübeli" ve hasbelkader paralı olup işveren olmuşsunuz. dahası mecbur bırakarak insan emeğini sömürmek istiyorsunuz.
demek isterdim ki; çalışmayalım arkadaşım 1000 ytl'nin altına. ama ah işte mecburiyetler ve akıp giden zaman...
öğrencilikte olan masrafın biraz daha üstünü belkide olanı isteme durumudur. maalesef büyük şehirler hariç diğer şehirlerde pek de mümkün durmuyor bin lira üstü. ama bir yerden başlamak gerekir diye maalesef az maaşa tav oluyoruz. olmak zorundayız.
doğru ve haklı bir önerme ama sadece düşüncede kalıyor bu. okuduğum üniversiteyi özgeçmişime yansıtırsam 350 ytl'yi ancak alabiliyorum deneyimim olmadığı için. emlakçılık,ayakkabıcılık,garsonluk,halkla ilişkiler tanıtım bölümü deneyimlerim uçar gider mecbur kalırım 350 liraya ah bu medya ah bu medya!
Ülkemizin ekonomik durumundan dolayı yıllar önce çürütülmüş bir genellemedir.
Sebebi ise ;
Toplumdaki üniversite menuzunu insan sayısın gittikce artmasından dolayı arz ve talep unsurlarında dengedizligin meydana gelmesi olayıdır.
tuhaf bi önermedir. zira dünyanın en büyük 3. finans kuruluşu olan hscb, vezne çalışanlarına 900, kredi kartı pazarlama elemanlarına 850 ytl ödemektedir. acıdır. üzücüdür.
uygulanması gereken bir prensiptir. verilen emeğin karşılığını istemektir. işverenlerin sen çalışmazsan nasıl olsa başkasını bulurum bu fiyata dediği noktada iyi o zaman bul deyip başka bir işe yönelmek, gerekirse kendi mesleğinden başka bir iş yapıp geçimini sağlamak durumudur. hurafenin ötesine geçip bir tavır, bir prensip olarak uygulanmalıdır.
tabi bunun adam gibi uygulanabilmesi için "üniversite mezunu" dediğimiz arkadaşın üniversite eğitimi sırasında sadece derslerini değil sektörüyle ilgili iş alanlarını takip etmeli, staj vb. olayları iyi değerlendirmeli, mümkün olduğunca mesleğiyle ilgili çevre edinmeli, kendini farklı yönlerde geliştirmeli.....dir ki önüne çıkan ilk işi kabul etmek zorunda kalmasın, kendi kendine alternatifler oluşturabilsin. en basit örneğiyle: elinizde bir başka işte çalışma imkanı varken karşınızdaki işverenle ordaki şartlar üzerinden kendi lehinize pazarlık yapabilirsiniz.
kısacası mümkündür başlıktaki durum, okuduğu yılların sadece ders değil diğer anlamlarda da hakkını verevler için.
dandik firmalarda veya kişiyi sömürmek isteyen firmalarda belki çalışılabilir 1,000 ytl'nin altına ancak birçok firma zaten üniversite mezununa 1,200 ytl atında bir para önermez.
ülkedeki üniversite sayısına bağlı olarak her sene mezun olan üniversiteli sayısını bilen, "kriz var, iş yok" ortamından yararlanan fırsatçı işveren şehire göre 1000 ytl nin altına eleman çalıştırmaya utanmamaktadır. üniversite mezunu çalışanımız ise "zaten iş yok boş durmayim" mantığıyla piyasayı iyice düşürmektedir. maalesef böyledir. çok üzücüdür.
okuduğu onca sene göz önüne alarak, kendine göre yaptığı doğru davranıştır. gel gör ki, özel sektörde çalışacak binlerce üniversite mezunu olup, 1000 tlnin altına çalışacak kişi sayısı çoktur. ne olursa olsun; bulunan işin kıymeti bilinip, çalışılmaya başlanmalıdır.