beni 15-16 yıl boyunca okutmaya çalışan aileme karşı mahcup duruma düşürecek en önemli şey budur. belki kendi emeğimin heba olmasını sineye çekebilirim ama ailemin emeklerini boşa çıkarmak insanı derinden sarsar.
çok yakında katılacağım kervandır. öğretmen olarak atama bekliyoruz lakin mezun sayısı ile atama oranları tutmayınca özel sektöre yöneliyoruz yahut polis olmaya debeleniyoruz. sisteme küfretmemek elde değil.
mezun olduktan sonra staj yaptığım şirkette insan kaynakları için 6 aylığına personele ihtiyacı olduğu için iletişime geçtiler benimle. kurumsal şirket, iş hayatına başlamak için daha iyisini bulamam diye düşündüm. işkur işbaşı teşvik programını koydular önüme, ne olduğunu anlayamayan kabul ettim. onlar da tam anlamıyla ne olduğunu bilmiyordu çünkü. tek bildikleri ilk 6 ay beni çalıştıracaklar ve herhangi bir ücret ödemeyeceklerdi. kabul etmeme şansım yoktu. kabul ettim, başladım insan kaynakları departmanına. ilk ay 923tl aldım, dördüncü ay maaşımı 1500tl'ye tamamladır. altıncı aydan sonra da sgk'lı olarak çalışmaya başlayınca 1.500tl+agi aldım. geçen bu süreçte lise mezunu bile olmayan benden üst pozisyondaki uzmana dil bilgisi anlattım. özne çoğul olursa, yüklem tekil olmalı ki anlatım bozukluğu olmasın vs. vs. vs. çay getirdim, fotokopi çektim. onlar şirketin parasıyla yemeğe giderlerken ben departmanda nöbetçi kaldım. yaşadığım şeyin mobing olduğunu üniversite okurken öğrenmiştim ama elden ne gelir ki ? kurulsal şirket sık dişini diye diye tam tamına 14 ayı yemek aralarında çalışarak, ay sonu partilerinde yemek kartı ücreti yükleyerek geçirdim. 1 gün bile kaytarmadım, kaytarmayı kendime yakıştırmadım. yapmadım, yapmak istemedim.
pişman mıyım ? hayır pişman değilim. kazandığım her kuruşun hakkını fazlasıyla verdim.
sonuç mu ? küçülme nedeniyle beni göndermeye karar verdiler, beni ilk başta işkur'dan işe aldıkları için tazminatımı ödemek istemediler. yılmadım, direndim ve o tazminatı aldım.
bugüne geldiğimizdeyse, 2 aydır iş arıyorum.
bu 14 ay bana öğretti ki; çok çalışan değil, çok göt yalayan iyi çalışan oluyor.
Ortalama bir otoban başına 8 üniversite düşerse bir şehirde ve iş piyasasında bu kadar üniversiteli arzına karşı herhangi bir talep olmayınca yaşanan durumdur.Elde var girişimcilik girişicez artık biseylere.
her yere mobilya dükkanı açar gibi üniversite açıp bununla övünen bazı devlet adamları o okullardan çıkanlara iş veremediği müddetçe bunun önüne asla geçemeyeceğiz... medeniyet her ile üniversite açıp işsiz bir nesil yetiştirmek ise şayet bizden daha medenisi yoktur ... hani derler ya türkiye dünyanın meslek lisesidir diye bu durum onu gözler önüne seriyor ne yazık ki...