utanmaması gereken, olduğu gibi görünen ve bunu sürdürmesi gereken kişidir.
üniversiteye gitmeme rağmen ben de evdeyken annemle, akrabalarımla yerel dilde, köylü gibi konuşuyorum. ne var bunda? hem "üniversite" neden ölçüt olarak ele alınıyor? her üniversiteye giden muhteşem insanlık mı sergiliyor hepimize?
ama haklısınız, "gocuk, emmi, urba, tevek, potuk..." gibi yerel sözcüklerimiz yerine "sweetshirt, bluejean, dejenere, best-seller, cafe, elimine olmak, full/part-time, irrite etmek..." gibi gereksiz yabancı sözcüklerle türkçe'yi katletmek daha güzel, değil mi?
Ayrım yapmak gerekirse hukuk fakültesi öğrencisi için 'şartlı salıvermeyi de anlamışam ha' ya da tıp öğrencisi için 'pelvis kasinu da yanaştır ha buraya daa' gibisinden konuşmaları kendisinde görebileceğimiz nadide kişilerdir. ama gel gör ki toplum nezdinde ' koskoca üniversiteyi bitirmiş ama bi doğru düzgün konuşmayı öğrenememiş' eleştirisini duymaktan asla kurtulamayacak olan kişidir.
genelde garipsenir, çünkü diploma sahiplerinin, temiz bir türkçe konuşması gerektiğine inanılmıştır. şimdi düşünüyorum da, bana bile garip geldi...
+ aa salih? nasılsın ya? görüşemiyoruz kaç yıl oldu...
- uy! hasan! naapaysun daa?
+ ne olsun ya evlendim işte, aysun'u hatırladın mı?
- hanci aysun?
+ siyah düz saçlı, gözlüklü bir kız vardı ya, benden 1 yaş küçük, dikey geçiş öğrencisi?
- uy! onla evlendun demek... çok sevindum, aferin sağa!
+ sen neler yaptın?
- oohooo sen hiç gaste de okumayisun caliba.
+ ?
- isviçre'nun zurih universitasında çürsü sahibi yaptılar penu daa...