Siyasi iktidarlar herzaman üniversite mezunu okumuş, aydın işsiz kitlelerden, onların işsiz kalmalarından muhalif olmalarından çekinirlerdi.
Siyasi sosyolojide, siyasi tarihte aydın işsizliği, münevver işsizliği denilen bu durum siyasi iktidarları korkuturdu, biran önce üniversite ve yüksekokul mezunlarına iş bulmaya çalışırlardı.
12 Eylül 1980 dönemi dört yıl süren kadroların dondurulması sonrasındada geniş çaplı atamalar yapıldı.
Devletin elindeki işletmeler özelleştirme politikaları sonunda günümüzde çok azaldı.
Üniversite mezunu okumuş, aydın gençlik bugün bir güç odağı, güç dengesi değil çünkü gençlik siyasetten uzak, muhalefeti söz konusu değil.
Birde KPSS’ye hiç giymeyenler var.
Ataması gerçekleşmeyenlere ise büyük haksızlık yapılıyor, onlar daha fazla mağdur.
2 milyondan fazla üniversite mezunu işsiz varmış. her yere üniversite açmasalardı böyle olmazdı ya da puanlar yüksek tutulmalıydı. simdiki aklim olsaydi bende üniye gitmezdim bir meslek ögrenir dükkan acardim. diger türlü elinizde meslek yoksa bide üni bittikten sonra atanamadıysanız cami duvarına işediniz demektir.
güzel ülkemde herşeyin yanlış gösterildiği gibi *** buda başka noktalara çekiliyor. şöyle ki; devletin veya üniversitelerin belirtmiş olduğu çalışan oranları da yanlış. sigortalı bir işte çalışman seni çalışan mezun olarak saymaları için yeterli. atıyorum türk dili edebiyatı bitirmişsin çağrı merkezinde çalışıyorsun, mühendislik bitirmişsin garsonluk yapıyorsun yada ne biliyim radyo televizyon bitirmişsin kasiyerlik yapıyorsun.
sigortan yatıyor mu? yatıyor. o zaman bu amına koduğumun akademisyenleri * seni mezun olup çalışan kadrosunda sayıyorlar ve üniversite tercihi yapacak çocukları utanmaz bir şekilde kandırıyorlar. sırf kendi çarkları dönsün diye gençlere boş vaatler verip hayatlarını karartıyorlar.
"150 türk dili ve edebiyatı mezunumuzun 20 si atandı, geri kalan 130 kişiden 70 ı tanesi hizmet sektöründe vasıfsız personel olarak iş sahibi, 20 tanesi iş bulamadığı için şu an yüksek lisans yapıyor, 25 i evlenip ev hanımı oldu iş güç sikinde değil, 15 i de hiçbir şekilde iş bulamadığı için depresyona girdi" deseler bak bakalım o kontenjan dolacak mı.
yukarıdaki tabloya göre onların söylediği "150 türk dili ve edebiyatı mezunumuzun 110 u iş sahibi oldu".
Kim diyor üniversite eğitimi iş vaademetmez diye? Ulan ben 16 sene niye okudum o zaman? Şimdi çıkıp fabrikada işe girsem aileme ne diyeceğim? Asgari ücrete işe girmeye kalksam nasıl hayat kuracağım? Millet okuyor 40 bin lira borçla mezun oluyor şimdi bu çocuğa iş vermeyeceksin öylemi? Biz zaten kendimizi eğitebilirdik, kendi kendimize öğrenebilirdik. iş bulmak için okuduk biz hoca onuda verecekler.
Bu durumu kategorilendirebiliriz. Şöyle ki; bir grup gerçekten üniversitenin iş garantisi vermediğini, önemli olan şeyin kendini geliştirmek olduğunu biliyor ve mezun olduktan sonra özel sektörde iş kovalıyor sektörde umduğunu bulamayınca veya maaşını düşük bulunca eleştiriyor. Bir de ikinci grup var ki; onlar da 4 yıl boyunca sadece yatıyor hiçbir ideal ve kendini geliştirme gayreti içerisinde değil üniversite bittikten sonra devlete atanıp rahat rahat ayak uzatma derdinde. Ve bu kişi Kpss çalışıyor kazanamıyor 2. Sene yine kazanamıyor. işsizim diye şikayet ediyor. Ee kardeşim kimse sana altın tepsi sunmuyor hayat kamu sektöründen ibaret değil. Rahatlığa alışmış bir gençlik var. Sitemim bu 2. gruba
bekara karı boşamak kolay. burda hepimiz şunu yapın bunu yapın diye lugat parçalarız.
ya şartlar? şartları bu hale getirenler? onlar nolacak?
ben çalışmanın müptelasıyım okey de, yataktan bile çıkmak istemiyorum diyen adamı da anlarım bu ülkede. hele ki bu şartlarda...
çok üstten üstten konuşmamak lazım öyle.
herkes sizin kadar şanslı olmayabilir. herkesin sizin gibi bir network'ü de olmayabilir. hatta bu ülkede okumak değil, imkanlar yüzünden okuyamamış olmak normaldir.
okumuş insanımıza bu kadar sırtımızı döneceğimize her şeyi en baştan planlamamız lazım.
Üniversite eğitimi iş vaadetmez. itibar, kariyer, vizyon sağlayabilir.
Genç nüfusumuz çalışma çağına gelmesine rağmen bağımlı nüfus kategorisinden çıkamıyor. işsizlilk, liberal ekonomi, yasadışı istihdam, göçmen sorunu vs.
Üniversite bir tür oyalama, gençler için rehabilitasyon. Sonuç olarak ertelenmiş işsizlik.
istatistik tablolarında daha yaşanılabilir ülke izlenimi verir.
Asıl sorun çekirdekten itibaren sonuç odaklı eğitim verilmemesi diye düşünüyorum.
Şimdi kapatsak yarısını ne olur? Bunca enerjik, belki öfkeli genç başıboş tehlikeli aynı zamanda toplumun geri kalanı içim de en azından sessiz tehdit oluşturur.
yukarıda biri iş beğenmeyen tiplerdir demiş. yahu iş beğenmemek ne kelime marka üniversitelerden dereceyle mezun olanlar bile asgari ücretli sıradan işlere razı ama iş yok. tabi sabahtan akşama kadar a haber izleyip diriliş ertuğrul, kuruluş, uyanış, tırmanış vs. müzikleriyle kendinden geçenler bilmez bunları. onlara göre biz imf'ye abd'ye falan borç veriyoruz.
her köşe basına a101 bim sok gibi üniversite açarsan diploma dağıtırsan böyle olur. birde mesleki yönelim fazla.
mesela sağlık sektöründe iş var diye sağlıkla ilgili bölümler seçilince patlama oldu hatta özel sağlık liseleri felan açılmıştı.
her yer inşaat diye inşaat mühendisliğine hurra hucüm oldu. o sektörde bitti.
arz talep dengesizliği var. birde öğretmenler devlet felan oku oku oku diye gazladı milleti. hiç denmedi herkes okursa yolları kim süpürecek arabaları kim tamir edecek.
şimdi de sanayideki ustalar dert yanıyor çırak yok diye.
iş beğenmiyor deniliyor mantıken beğenmez bu psikolojik bir durum. birde aileden bir desteği yoksa torpili dayısı, bir parti cemaate üye felan değilse iş zor.
basit bir temizlik işi asgari ücret veya biraz fazla o iş bile torpille kimin alınacağı belli ya da kişinin aile çevresi fazladır saygın bir ailedir tanıdığı çoktur.
Marifet, her köşe başında nerdeyse akademisyensiz, alt yapısız, komikli üniversiteler açmak değil, nitelikli üniversiteler açmak ve iş istihdamı sağlamaktır.
Sistemli hareket ve ciddiyet, bunu gerektirir.
Nokta!
bir ülkede bölüm mezunu, o bölümle ilgili iş bulamıyorsa, o ülkede o dal geliştirilmeli, istihdam yaratılmalı demektir. o alanda eksiklik var demektir. ama bizim elemanlar okulun, okumanın, topluma ve insanlığa da katkı amacıyla yapıldığını unutur. ülkede durum bu, buna göre takılalım der. iyileştirelim, geliştirelim kafası yok.
troll olarak değil de gerçekten şurada üniversite mezunu işsizlere laf sokmaya çalışan güruha şunu sormalısınız;
ülkede kral sayılan müteahhitlerin, siyasetçilerin, para babalarının vb insanların diplomalarını araştırsanıza hele bir.
iş beğenmeme yok iş ortamını beğenmeme var. malesef özel sektörde eğitim ayrımı olmadığı için ilkokul mezunu adam gelip sana istediği gibi sövebileceğini hakaret edebileceğini sanıyor onların zamanında öyleymiş çünkü ama kusura bakma kimse bana sövemez hakarette edemez. özel sektörün leşliği işte ne beklersin. istediğin gibi kavga edebilme özgürlüğü ile millete sövme hakkını kendinde bulan bir sürü cahil cühela andavalla çalışırsın. memuriyette birine söv bakayım napıyorlar.
özel sektörde çalışanlar bilir eğer beyaz yakalı plazmacılardan değilseniz anlaşamayan iki çalışan yumruk yumruğa birbirine girer. ertesi güdne pişmiş kelle gibi çalışmaya devam ederler. devlette millet işimden olurum korkusuyla en ufak söz bile etmiyor ne güzel herkes işinde gücünde.
işte biz özel sektörün bu eğitimsizliğinden ve cahil cühela insanlarından şikayetçiyiz yoksa iş beğenmeme gibi bir lüksümüz yok.