yanılmıyorsam pelin batu da bir dönem benzer bir öneride bulunmuştu. ülkemizde beyin gelişiminin öğrenim seviyesi ile doğru orantılı olması, eğitim sisteminin boktan bir halde olduğu göz önünde bulundurulduğunda biraz ütopik bir yaklaşım olurdu. oldu olacak sınav benzeri bir elemeyle oy kullanacaklar belirlensin. bakın ilginç bir idare şekli bulduk. aklımızla bin yaşayalım.
özel mesajla gelen düzeltme; aysun kayacı namzetleriymiş. *
her geçen yıl üniversiteye öğrenci alımının niteliksizleşmesi yüzünden geçerli olmayan durumdur. neredeyse her önüne gelen üniversite öğrencisi olabiliyor. 180 puanlık baraj nedir allah aşkına! atsam yine okurum.
eşitliğe uymasa da ülkeyi daha ileri taşıyacağı kesin olan durum. veyahut ülkemizin çoğunluğu cahillerden oluşmasaydı da aynı durum olurdu. ancak mevcut olan ve geçmiş hükümetler halkın yobaz kalması için ellerinden gelen mücadeleyi gösterdikleri için ülke ne ileriye gidebilmiş ne de insanlar doğru bilgiye ulaşabilmiştir. bin cahil insanın oyuyla lider olacağıma bir bilginin oyuyla köşeye çekilmek benim için daha onurlu bir davranıştır. fakat herkes bunu gösteremez.
aslında hiç fena fikir değildir. hatta bir soylular heyeti kuralım, altında burjuvalar, en altta da ilkokul mezunu köleler. belli bölgelere de feodal beyler falan serpiştirelim, köleleri doyurup çalıştırsın.
haydi gel orta çağa geri dönelim, da vinci'nin düğününde halay çekelim.
geri zekalıca bir düşünce. seni okutan ilkokul mezunu anne-babanın suratına bakıp, ''anne, baba siz beni okuttunuz ama ülkeyle ilgili bir şey bildiğiniz yok, cahilsiniz. sizin oyunuz 1 benim 10 sayılacak'' diyebilecek varsa, devam etsin bu düşüncesine.
daha birkaç yıl önce aysun kayacı'nın sarf ettiği (bkz: benim oyum dağdaki çobanın oyuyla bir değil) böyle bir cümleyi, dün yererken, bugün sırf başta beğenilmeyen bir hükümet var diye bu saçma, sınıflandırma aşamasına "uygulanmalı" diyorsunuz. kast sistemi de getirilsin mi ülkeye, ne dersiniz?