* Üniversite Konseyleri eğitimin ve bilimsel üretimin, ticari faaliyet konusu değil kamusal bir hizmet olması gerektiği ilkesinden yola çıkarak herkes için eşit ve parasız eğitim hakkı, üniversitelerdeki araştırma geliştirme çalışmalarının yalnızca kamu tarafından finanse edilmesi, ülke bütçesinden eğitime ve yüksek öğrenime ayrılan payın köklü ve kalıcı biçimde artırılması için çalışma yürütür.
* Üniversite Konseyleri, üniversitede üretilen değerlerin insanlığa değil sermaye kuruluşlarına, NATO, AB gibi emperyalist kuruluşlara veya emperyalist tekellere çeşitli biçimlerde mal edilmesine karşı durur, özellikle Avrupa Birliği’nin bilimsel çalışmaların ve eğitimin içeriğine dönük müdahalelerine karşı, üniversitelerde kamuoyu yaratılması için çalışmalar yapar. Türkiye’nin kendi kaynaklarına dayanarak üreteceği bilim ve teknoloji programlarının geliştirilmesi için mücadele eder, değişik uluslardan bilim insanları ve üniversiteler arasında evrensel dayanışma ve paylaşım ortamlarının emperyalist kurumların güdümünden bağımsız olarak yaratılması için çalışmalar yapar.
* Üniversite Konseyleri, üniversitelerde yaratıcılığı, paylaşımı ve bilimsel düşünceyi öne çıkaran alternatif bir eğitimin ve bunun bir program haline getirilmesinin tartışılması, belli disiplinlerde çalışma gruplarının oluşturulması ve üniversite gündemine dair somut önerilerde bulunup, bunun tüm üniversite bileşenlerine mal edilmesi için her üniversitede derneğe bağlı olarak faaliyet yürüten, üniversite konseylerinin oluşturulması ve geliştirilmesi için çalışma yapar.
* Üniversitelerde gericiliğe karşı mücadele bilimi özgürleştirmekle, bilimi toplumla yeniden buluşturan aydınlanma geleneğinin yaratılmasıyla mümkün olacaktır. Üniversite Konseyleri, gericiliğin her tür biçimine karşı bilimi savunmak, toplumu aydınlatma görevini üstlenmek ve üniversitelerin aydınlanmacı düşüncelerin yuvası olmasını sağlamak için çalışmalar yürütür.
* AKP-YÖK veya rektörler arasında yaşanan üniversite tartışmasında kamucu, toplumcu, bilimden yana bir üniversite programı ile bu tartışmanın ötesinde alternatif bir odak yaratmayı savunur. Bu taraflardan bağımsız olarak “Yeni bir Üniversite” modelini tüm üniversite bileşenleriyle birlikte üretmeyi hedefler.
* AKP iktidarının kamu personel rejimine ilişkin değişiklik çalışmaları, ağırlıklı olarak kamu personelinin istihdam biçimine dair planları içermektedir. Bu planlar ise zaten sınırlı haklarımızı tehdit eden yanlarıyla üniversitelerde iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Üniversitelerin ticari kurum değil bir kamu kuruluşu olması gerektiğini savunan Üniversite Konseyleri, tüm kademelerdeki eğitim ve bilim emekçilerinin üniversitenin asli bileşenleri olarak kadrolu çalışmaları gerektiğini savunur.
* Üniversite Konseyleri olarak, yukarıdaki başlıklar başta olmak üzere, bilimden, toplumdan, aydınlanmadan yana bir üniversitenin, üniversitenin tüm bileşenleriyle birlikte yaratılacağı gerçeğinden hareketle, bundan sonraki süreçte bir dernek çatısı altında mücadele edeceği kararını tüm kamuoyuna açıklar ve tüm üniversite bileşenlerini bu sürece katılmaya davet eder.
amacıyla kurulmuş türbana karşı yapılan imza kampanyasında 3 günde 3500 imza toplamış olan dernek.
göğsünü geregere "akp yi ve akp nin üniversitesini istemiyoruz! Bizler burada oldukça başaramayacaklarını biliyoruz." diyen onurlu üniversite öğrencilerinin kurduğu dernektir ayrıca.
"ülkemizi ve üniversitemizi gericiliğe teslim etmiyoruz" imza kampanyalarını 16 şubat saat 02:30 itibariyle 7532 imza ile sonlandırmış bulunmaktadırlar.
yurtsever cephe ve tkp ile hareket ettiğini sandığım üniversite oluşumudur. sadece öğrencileri değil, öğretim görevlileri ve çalışanları da kapsamaktadır. asıl adı üniversite konseyleri derneği'dir.
yiğit bulut gazetecilik etiğini çiğniyor ancak
evrimle böyle başedilemez
darwinin türlerin kökeni eserinin yayımlanmasının 150. yılında evrim kuramına yapılan saldırılara her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. bilim dünyası, harun yahyanın yaratılış atlasının ardından bugün de yiğit bulutun evrim manifestosu ile karşı karşıya.
yaşam bilimlerin en temel unsurlarından biri olan evrim kuramı bugün varlığı tartışılan ya da bir inanç sistemine indirgenen bir konu değil, üzerine binlerce bilim insanının çalışmalar yaptığı, aradan geçen 150 yıl boyunca bilimin yoğun sorgulamasından başarıyla çıkan ve yeryüzündeki canlı çeşitliliğini en iyi şekilde açıklayan bilimsel kuramdır. evrimsel bilgi birikimi, tıp, tarım, doğal hayatı koruma gibi çok çeşitli alanlarda bilimsel ve teknolojik gelişmelerin önünü açmaya devam etmektedir.
evrim kuramı ile ilgili elbette daha fazla makale üretilecek, yeni araştırma sonuçları yayımlanacaktır. fakat köşe yazarı yiğit bulutun bu konuda yazdıkları en iyimser ifadeyle öncelikle gazetecilik etiğine aykırı bir durumdur. evrim kuramı ile ilgili bilgileri çok zayıf olan, yazılarında yer yer bütünüyle yanlış ifadelere ve akıl yürütmelere yer veren bulut okurlarını yanlış yönlendirmektedir. toplumdaki her bireyin bilimle ilgilenmesi, bilimin daha geniş toplumsal kesimlere ulaşmasının sağlanması çok önemlidir ancak şahsi ilgi ve inançlardan yola çıkarak bilimsel manifesto yayımlanması kabul edilemez.
yiğit bulut ve kimi başka köşe yazarları yazılarıyla bilime ve insanlığın yüzlerce yıllık birikimi sayesinde yaşanan ilerlemeye saldırmaktadır. onlara verilecek en anlamlı yanıt ise bilim insanları ve eğitimcilerin bilimi toplumsallaştırmak ve içine sürüklenmekte olduğumuz karanlığı aşmak için göstereceği çaba olacaktır, ancak bu sayede hiçbir bilgiye sahip olmaksızın ahkam kesenler susacaktır.
