üniversite hocalarının ego tatminleri için öğrencilere açtığı savaştır. cephaneleri kültürel birikimdir. ağzını açıp tek laf edemeyeceği bilindiği içinde sürekli olarak bir aşağılama, üsteleme söz konusudur.
genellikle prof. vb. insanların havası hiç olmaz. gayet normal takılırlar öyle ben prof.'um havası yoktur. o uzmanlar yok mu uzmanlar sanki okulu onlar kurdu.
haklı yere büründükleri kılıktır. sen o kadar dört( beş veya altı) lisans eğitimini ağır bir şekilde geçir, bitirme projeni yap, akademik personel ve dil sınavlarından yeterli puanı al, iki yıl yüksek lisans yap, tez hazırla, dört sene de üzerine(genelde dörtten fazla sürüyor) doktoranı yap, tez hazırla, zorun görevle başka şehir hatta ülkelere git, geri gel, mevki için sınavlara gir, derslere gir, o kadar insana ders anlat, çoğunu toleranslı okumaya çalış, e bir zahmet olsun. ben olsam massachusetts institute of technology hocası gibi davranırdım. onlara da acıyın, yazık onlara, o kadar çileye sabit ve düşük ücret alıp beyinlerini harcıyorlar.
"bu üniversiteyi ben ayakta tutuyorum" kibrindedirler. en önemli ders istisnasız onlarındır. stratosferde yaşarlar. *
harbi üniversite gurusu olanlar da vardır elbet, donanımlı, yetkin ve seçkin kafada. onlar da o ucuz ego tatmini seviyesini çoktan aşmışlardır zaten. işte onlara o hava helal olsun.
dekan yardımcısı yard. doç. sol elinin cebinden çıktığını bütün fakültede henüz göremeyi başaran olmadı. kime sorsan aslanım koçum der adamı siker diyerek size tarif eder. sınavında kafanı kaldıramazsın yazı yazmaktan vakit yetmez. ona rağmen aldığın not 30 u geçmez.
hayatında toplasan on kitap bile okumamış, göt yalayarak kadro ve ünvan alan hocaların yaptığı havadır. harran ağzıyla ingilizce konuşmaya çalışır bu davarlar. ne bilimsel bir çalışma, ne bir kitap ne bir buluş, ne yabancı dil... hiç bir vasıfları yoktur. ordan burdan tez araklarlar ancak. hatta göt yalayarak bakan olanları bile var bunların.*
ama hakiki anlamda ülkesi için, bilim için çalışanları vardır ki; elleri öpülesi... odasına gitsen çay ikram edecek kadar tevazu sahibidir. boşuna dememişler, ''Ağacın dalları, meyve verdikçe yere doğru eğilir.'' diye.