Güven ve sevgi duyulmaması gereken çok hücreli canlılardır. Bilginin ve bilimin taraftarları olmayıp fabrikatör girişkenliğine sahip olan kimselerin akademiyle yolları elbet bir gün kesişmektedir dolayısıyla mümkün mertebe bu insanlardan sakınmak gerekmektedir.
Yurt dışındakiler için de aynı durum vardır, bazı kesim çok elit bazı kesim orta çağdan kalma hristiyan zihniyetiyle yaşamaktadır.
Ama genelde ilgilidirler biraz yalakalık yaparsanız gözlerine girersiniz.
milliyetçi hoca da var, sosyalist de çomar da kemalist de hepsini tanıdım hepsi de iyi hocalardır ama çomar olan siyasete fazla giriyor bizimle (dersimizin çoğu siyaset) siyasete girmese gayet iyi, samimi ve kafadardır. diğer hocalarımız da dozunda disiplinli genel olarak samimi ve dost canlısıdır.
milliyetçi hoca da var, sosyalist de çomar da kemalist de hepsini tanıdım hepsi de iyi hocalardır ama çomar olan siyasete fazla giriyor bizimle (dersimizin çoğu siyaset) siyasete girmese gayet iyi, samimi ve kafadardır. diğer hocalarımız da dozunda disiplinli genel olarak samimi ve dost canlısıdır.
Öğrencinin üstünde ego tatmin edip tek başarısı torpil olup ders boyunca kendi hayatını anlatanı da gördüm, öğrenciye saygı duyup her konuda anlayışlı ve yardımsever olanını da gördüm.
Yani yine genelleme yapmak çok saçma. Her şey şahsiyet meselesi.
Üniversite hocaları nereden geldiklerini bilmeyen hocalardır genelde. Öğrenciler üzerinden egolarını tatmin etmek için ellerinden geleni yaparlar. Bir de bir öğrenciye gıcık olurlarmı, artık o öğrencinin sınıfı geçmesi hayal gibi birşey olur.
Üniversite hocası olmak istiyorum ama Türkiye'de örnek alınabilecek üniversite hocası sayısı oldukça az. Bir kısmı akademik yayımlarla hiç uğraşmıyor. Sınıfıma girerim,dersimi anlatırım,maaşımı alırım havasında. Akademik yayımlarla uğraşanlarda da intihal yapma oranı azımsanmayacak derecede. Bu yüzden iyi bir üniversite hocası olup akademik yayımlar yaparak ülkeme ve insanlığa hizmet etmek istiyorum.
Valla kusura bakmayın ama çoğu katıksız o.cocugudur...
Adam seçerler ki mübarek gün gözümle şahit oldum
Benim kagidimla yandaki çocuğun kağıdı hemen hemen aynıydı hatta çocuk benden kopya çekti bayaa
Sonra hoca sonuçları listeye asti
Kopya çeken eleman 80 falan öyle bir şey aldi benim kağıda 60 zor vermiş.
Hocayla icki içen
Çay çorba içen
Yemek ismarlayan
Gezen Tozan eğlenen adamın işi gücü rast gider
Bizim gibi kellesi koltukta gezen halis delikanlılar ise it gibi ders çalışırdı..
Gerçekten çoğu egolarını tatmin etmek için hoca olmuşlardır. Görevini büyük bir tutkuyla yapanları ayrı tutuyorum. Ancak sırf egolarını tatmin etmek için bugünler de hayvan gibi ödev verip öğrenciyi zorlayanları kınıyorum. Öğrencileri köleleri gibi görmekten vazgeçmiyorlar. Şu an ödev yapıyorum. Tamamen ego tatmini yapmak için verdiği ödevini yapıyorum. Ya bırak olayların sorumlusu biz değiliz rahat bırakın bizi. Sizin mutsuz hayatınızın sorumluları cidden biz değiliz.
Bırakın üniversite hocasını, Bizim zamanımızda lise hocaları akla gelince; özellikle edebiyat, felsefe, sosyoloji, mantık derslerimizde ilber Ortaylı'yı dinlerken aldığımız zevki alıyorduk.
Bazen ders içinde konu içi dışı tartışmalar konuşmalar oluyordu, şimdi olsa öğrenci öğretmen olarak neler olurdu az çok hesap edebiliyorum.
Öğrenci disipline öğretmen sürgüne meslekten men edilmeye veya öğrenci öğretmen savcının dava dosyasına konu olur, aileler şikayet ederler, ortalık Hacı Hüsrev mahalle kavgasına dönerdi.
Düşünüyorum da, hoşlandığım kız ile yakınlaşmak konuşmak için das kapital okumuştum.
Malûmunuz, milliyetçi ülkücü olup hoşlanılan dev-genç sempatizanı bir kız ile konuşmak için başka çarem yoktu. Çünkü bu kız Agâh Oktay Güner'in israf ekonomisini okumuş üretim iş gücü verim işçi hakları kapitalizm vb konularda söyleyecek sözü olan biriydi.
Şu an milliyetçi ülkücü olan Çinli diye Uygur Türk'ünü döven, Sultanahmet'te Kore'li turistleri Çinli diye kovalayan savunduğu ideolojinin ekonomik sistemi ne onu bilmez ki bu dediğim kitabın adını bile duymamıştır.
Hoş, arkadaşlığımız das kapital sayesinde değil de abisi ve yanına aldığı iki arkadaşının bana attığı güzel bir dayak sonrası başladı demesem yediğimiz dayağa haksızlık etmiş oluruz.
Tamam, bizim zamanımızda da eğitimde ucube sistem uygulamalar vardı. Örn: hızlandırılmış eğitim diye...
Lise 2 de iken lise 3 de okuyan ve kavga ettiğimiz kafa göz bir birimize daldığımız insanlar lise 3'e geçince öğretmen olarak başımıza atandı.
Ama bu insanlar asla Nuh peygamber oğlu ile cep telefonuyla konuştu diyecek seviyede değildi.