soru sormayı beceremeyen, dinlemeye tahammülü olmayan, her şeyin en doğrusunu kendi bilen, üniversite okuyarak okumayanlardan ayrılan, yakın gelecekte, öğretimle yetişen bu gençlerin, eğitim de alması gerektiğine inandığım topluluk.
çatısı olan her binaya üniversite adını koyanların eseridir, bu sıfatla tanımlanan gençlik.
edit: eksimi aldım tamam. gel bahçemde golden'ınımın kulübesi var, bir de oraya çakalım tabela oldu olacak. cem uzan'mısın mübarek! her ile bir üniversite!
tablo gerçekten de vahim çünkü devlet öğrencileri sevmiyor. polis öğrencileri sevmiyor. medya öğrencileri sevmiyor. üniversite öğrencileri sevmiyor. yök öğrencileri sevmiyor..
komün gibiler. ya da ayrı bir devlet gibi mesela. devlet olarak değerlendirirsek eğer, durumları iyiye gidiyor fakat boka batmış durumdalar..
hani benim gözlem alanımdaki öğrencilerden çıkan sonuç bu.. tarihteki olaylara bakarsak yadırganmayacak etkileri var, özellikle siyasi anlamda.. ama benim derdim bu değil.. çok paralılar lan bunlar..
öğrenci fakirliği bitmiş arkadaş. parasını alkole yatırıp, makarnaya talim eden tayfadan bahsetmiyorum.. bayağı bayağı parasız değil arkadaş bunlar. belli bir dönemde başlamış bu iyileşme. kredi ve burs miktarlarında da fahiş artışlar yok biliyorum. hiç mi fakir yok lan gerçekten? ya da ailenizin üç kuruş parasını, cafede kahveye değil de, gereksiz bir fosforlu kaleme verince mi huzursuzluk duymuyor oluyorsunuz ben anlamıyorum..
iki ortalı defterle üniversite bitirdim lan ben. tembellikten değil tutumluluktan da değil bildiğin parasızlıktan.. ders notları ayrı bir dosya da, hoca notları ayrı bir dosya da, karalama yapmak için bir top a4 kağıdı mesela.. stabilo renkli kalem. 120 yaprak kareli defter. lan ben bunları öğrencilik hayatımın hiçbir noktasında kullanamadım lan. öğretmenler zorunlu kıldığı halde kullanamadım. üniversitede keyfi olarak bunları kullanıyorlar ulan.. ellerinde bim'den doldurulmuş poşetler. bim mim.. dolu arkadaş o poşet. ben yurdun verdiği 1 liralık- o zaman lira değildi- yemek kuponuyla aldığım döküntü ekmeği ve üç dilim kaşarı yiyebiliyordum lan ancak. ders notlarının hepsine param yetmiyordu da, bazılarını kopya ediyordum arkadaşlardan ödünç alıp..
şimdi yığınla para döküyorlar ders notlarına, açıp okumuşlukları yok. yok diyorum çünkü bütlerde aynı yüzleri yine görüyorum.
kıymetini bilin lan.. bim'den de olsa alabildiğiniz halley'in kıymetini bilin. o stabilo kaleme hiç gerek yok arkadaşım. inan yok. bu kadar rahat olma. paran çok olsa da, para kazanmanın zor olduğunu unutma. bazıları halley yiyemiyor lan.. bazıları üniversite okurken de ev geçindirmek zorunda kalıyor. kıymet bilin oğlum.. çar çur etmeyin kendinizi.. bazıları okula bile gidemiyor demiyorum bak. onu zaten biliyorsunuz.. ama kıymet bilin, akıllı olun birazcık..
heyecanlı gençliktir; bir yandan derslerin bindirdiği ağır yükle yıpranırken, diğer taraftan gerekli gereksiz her olaya muhalefet olup, boş hezeyanlarda bulunan kişilerdir.
en nihayetinde ülkenin geleceği ve kurtarıcısı olması beklenen insanlardır.
Bakıyorum hala bizim nesilin (farkına vararak da olsa benim de dahil olduğum) düştüğü hatalara düşüyorlar.
Ekip olarak ve bireysel olarak yaptığınız her eğlenceli şeyin süper olduğunu düşünmeyin artık ya. Özel olduğunuzu düşünmeyin. Kurtulun Şu saçmalıktan ve gerçekten farklı ve özel olduğunu kanıtlayabileceğiniz şeyleri deneyin. Cesur olun. Üniversite hayatı gsm operatörü reklamı veya cips reklamı değildir. Çıkın şu zihniyetten.
Bi iki özelliği var diye övmekten vazgeçin artık şu dandik Anadolu şehirlerinizi. Tamam bunalıma girmeyin ama dandik olduğunu ve dünyada çok daha güzel yerler olduğunu bilerek elinizde olanın tadını çıkarın. Ve o güzel dünya şehirlerindeki öğrenci hayatını görmek için her şeyi yapın. Saygı duyun onlara. Ve geri dönerseniz eğer o Anadolu şehirlerine edindiğiniz tecrübeyi maddi manevi uygulamaktan çekinmeyin. Cesaretli olun amına koyim.
neyse uzatırım ben bunu da. Şimdilik bu kadar. Detaylı bilgi isteyen pm atsın.
bu entry de seslendiğim nesil 90-94 doğumlular veya 90-95lilerdir. Ama alttan çok ağır, girişken ve olumlu bir nesil geliyor. Skrillex dinleyen, arabada emniyet kemerini takan, kalabalık ortamlarda küfür etmeyen, yere tükürmeyen ama birlikteyken ortalığın amına koyan Bi nesil. Şimdilik uzaktan gözlemliyorum. En azından Antalya da böyleler.
her gördüğümde güzel duygulara kapılmama neden olan gençlik. en güzel zamanlar üniversite yılları olduğu için belki. kulaklarda kulaklık, kendini ispatlar giyim tarzları, fönlü saçlar falan. her şeye rağmen pırıl pırıl da bir gençlik var hala benim gördüğüm.
universiteden ve o universitenin bolumundun bolumune degisiklik gosteren olay. misal, besyo okuyanlarin zihniyeti ile edebiyat okuyanlarin ki tamamen bir karsitliktir, arada istisnalar olabilir tabii.
Hayatlarının en güzel yıllarını yaşayan çocuklardır. Hayat ihtimallerle dolu, sorumluluk yok, baba parası yiyorsun… en sefil günüm bile şuanki en kral günümden iyidir. Sevmedim ben bu yetişkin olma işini.