Demleme çay, boş yer olmayan kül tablası, akşam 5te ki derse geç kalmalar, hiç bitmeyen açlık hissi, 1 gün önce veya hiç çalışılmayan vize ve finaller, gelmeyen aysonları, bitmeyen bulaşıklar.. iyisiyle kötüsüyle koskoca 5 güzel senee.
buram buram samimiyetsizlik...
hele bir de bitirdiğinizde elinize beyhude bir kağıt parçasından başka bir şey geçmeyip işsiz kalıyorsanız, bu lanet olası yerde geçirdiğiniz yıllara küfür etmeniz kaçınılmazdır.
Liseye giden çoğu genç üniversitenin sonsuz bir huzura kavuşacağı yer olacağını düşünür. Ancak bu, üniversiteye başlayıp vize ve final haftaları ile karşılaşınca sona erer. Artık lisede beğenmediği günlerini aramaya başlamıştır.
rafael'in meşhur atina okulu tablosu. artık ansiklopedilerden mi gördüm küçükken, televizyondan gazeteden falan mı, üniversite diyince herkesin öyle entel, bilgili, kültürlü olacağını düşünüyordum. aklımı seveyim aklımı.