vahim durumdur. ben siyaset bilimi ve kamu yönetimi mezunuyum; ne bir devlet kurumu ne bir banka hak getire. özel sektörü saymıyorum bile, tecrübe arıyor, ulan kimse iş vermezse tecrübeyi nerden bulayım. bizim bölüm tamamen sınava bağlı. zor, öğretmen atanamıyor, yönetimci atanamıyor, fen edebiyat fakültesi mezunu atanamıyor. atananlar da mecburiyetten oluyor, birçoğu kapak atmak için atanıp idealini hiçe sayıyor. velhasıl bir sene bir haftadır mezun ve işsizim, bugünkü yds'den bir olumlu sonuç belki kurtarır. vatan sağolsun, devlet büyüklerimizin cepleri dolsun, daha iyi arabalara, uçaklara, gemiciklere binsinler.
yarak kürek bölüm okuyup, zengin olma hayali kuran sözlük yazarlarının şikayet ettiği durumdur. zamanında adam gibi dersine çalışıp ayda 5 - 6 bin lira kazanan üniversite mezunu insanları görmezden gelir bu tipler. hasetlik vardır içlerinde. (bkz: evlerden ırak)
ne yazık ki doğru. kendi kendime okuduğum insana üniversiteden de çok fazla şey kazandıracak kitaplar da olmasa, şu an lise mezunundan hiç bir farkım kalmazdı. günümüzde üniversite ne yazık ki zaman kaybından farksızdır. hele hele sayısal yerine bir eşit ağırlıklı ya da sözel bir bölüm okuyorsanız yapacak tek şeyiniz bu süre zarfında kendi kendinizi geliştirmenizdir. bundan da kastedilen bol bol alan dahilinde kitap okumak ve 2. yabancı dil edinmek.
kulturel anlamda arti katan, is hayatinda gercekten bir seye yaramayan dogrudur. zira lise mezunlari universite mezunlarindan daha kolay is buluyor. ha bir de bazi karakterler var ki, 5 kere universite bitirse de beyinsiz. onlar icin yapacak bir sey yok.
70'li yıllarda lise bitirmek, 90'lı yıllarda ise üniversite bitirmek hayat kurtarmak demekti. Şimdi ise üniversite kurtarmıyor. En az yüksek lisans şart, doktora da olsa fena olmaz hani...
Okul okumayı para kazanmayla özdeşleştiren yanlış zihniyetin tespitidir. Üniversite, bir kültür bir birikim bir formasyondur. Para getirisi için okunmaz, okunmamalıdır. Öğrenimini paraya dayandıran kişi az öğrenmekle kalmaz, az öğrendiği yerden mezun olunca da az kazanır.
doğru tespittir.berber olup saatte 10 lira kazanmak daha mantıklıdır. o kadar sene o kadar okul okuyup calisma hayatina otuzlu yaslarda basla hangi vakit emekli olcan amk misal ben.
Doğruluğuna %100 inandigim gercektir.is ararsiniz, tecrübe efendim derler.bi bakarsiniz açik ogretim bilmemne mezunlari, senin verdigin emegin onda birini vermemis adamlar, senin yerine istihdam edilir. Çünku neden? Çünku daha az kalifiye eleman daha az maliyettir. Sen fazlasindir o işe. Sosyal hayatinda da bi boka yaramaz. Bi ortamda muhabbet ederken, içinde patlayan gereksiz bilgilerden bir demet olarak bir cumle kurdugunda, buda manyak mi ne derler. Ya da ukala falan oldugunu dusunurler. Sendehayatinin her asamasinda yaptigin gibi, seni tatmin etmeyen isine cok degerliymis gibi davrandigin gibi, milletle muhabbet ederken sacma sapan ülke kurtaran dusuncelerine, basmakalip siyasi dusuncelerine, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmus beyinlerine saygi gosterir gibi yaparsin. Ben bugune kadar bi hayrini gormedim. Goren varsa buyursun.
olum hiç paran yoksa niye üni okuyorsunuz malmısınız,devlete zaten kimin gireceği belli cemattaçiler vs,eee sen ne sikime üni okuyorsun,mesela bir mühendis ol kendi büronu aç iyi kötü iş yaparsın...
ama gidipte neden işletme okuyorsunuz ayrıca eskişehirden diploma almak varken neden malatyanın ıspartanın işletmesine veya iktisat bölümlerine gidiyorsunuz,aöf diye bir icat var duydunuzmu hatta 81 kaymakamın 16 sı aöf mezunudur,siz aöf yi küçümsemeye devam edin cahiller...
her ne sebeple olursa olsun sanayide bir süre çalıştıktan sonra anlayacağınız gerçektir. özetleyeyim efendim.
son günlerde girdiğim bazı entrylerde farkettim ki üniversite stajında öğrendiklerimi fark etmeden yazmaya başlamışım. ve halen devam eden staj süresince çok şey öğrenmişim. evet bu konuda da çok fazla şey öğrendim.
örneğin firmanın lojistik sorumlusu, normalde üniversite 2 yıllık lojistik bölümü bitirmesi gerekiyor. normalde bu bahsettiğimiz bölüm " amaan hiç olmadı 2 yıllık birşey okuyayım da üniversiteye giderken bi taraftanda öss'ye çalışırım " tarzı düşünen, yada " okuyayım da ne olursa olsun farketmez " diyen arkadaşların sıklıkla tercih ettiği bölüm. haliyle kendileri mezun olduklarında bir yabancı dilleri de bulunmuyor. ancak bizim şirket ne yapıyor ? bodrumda yıllarca otellerde çalışmış su gibi ingilizce ve iyi derece almanca bilen bir abimizi alıyor ( bu arada kendisi farklı bir sözlükte yazar bunu öğrenince çok mutlu oldum ) ve lojistik sorumlusu yapıyor işte yurt dışıyla falan konuşma işlerini ona bırakıyor. yani yaptığı iş ne geldi ne gitti bunların hesabını tutmak. haliyle yurt dışı ortaklı çalışan bir firma olduğumuz içinde yurt dışı bağlantılarını da idare edebilen ingilizce gerektiren bir meslek.
buradan çıkan sonuç ? evet lojistik okumaya gerek yok. ha tamamda diğer bölümler ?
arkadaşlar darılmayın ama çoğu insan kendi görevini yapmıyor. işlediğimiz metallerin çeliklerin kalitesine, sipariş verilecek olan malzemenin özelliklerine hangi standartlarda olduğuna bakan insan normalde bir malzeme mühendisi olacakken, üniversite spor bölümü terk olan bir abim yapıyor bu işi. bunun birçok örneği daha mevcut.
sonuç: yani arkadaşlar önemli olan diplomanız değil kendinizi ne kadar geliştirdiğiniz neler bildiğiniz. üniversite mezunları arkadaşların çoğu donanımsız oldukları için piyasada tutunma oranları daha düşük. ha tutunanlar yok mu ? tabikide var. kendisini geliştirenler, referansı olanlar, tanıdıklarının fabrikası olanlar tabiki iş bulabilirler.
sadece üniversiteyi bitirmek hiçbir sike yaramaz doğru ama bir dakika yahu, herkes işte bir yanda yata yata bitirmek var bir yanda da birinci olarak bitirmek var , e yata yata bitiren tabii ki iş bulamaz demiş; arkadaş sen neyden bahsediyorsun yahu demezler mi adama şimdi? sen şimdi o kadar öküzlemesine birincilik için kasmışsın ama harbiden ders çalışmaktan sosyalliğe vakit ayıramamışsın, kendini sosyal açıdan geliştirmemiş, yontulmamış bir odun gibisin! senin şimdi bu kapitalist düzende, bu acımasız çarkta herhangi bir şansın olduğunu mu sanıyorsun, demezler mi adama? sen sanıyor musun ki üniversite sana iş yaşamında nasıl davranman, işi nasıl götürmen gerektiğini öğretiyor? hangi dünyada yaşıyorsun sen diye sormazlar mı adama? işin iş başında öğrenileceğini, üniversitenin sadece ve sadece bilgiye nasıl ulaşılabileceğini öğrettiğini ve bunu da üniversiteyi nasıl bitirirse bitirsin herkesin öğrenebileceğini bilmiyor musun arkadaşım sen demezler mi şimdi?
piyasa acımasız arkadaşlar, piyasa senin üniversite hayatı boyunca ne tür projeler yaptığını umursamıyor bile, zaten inanmıyor da onları senin yaptığına merak etmeyin, çünkü emek verip harbiden o işi tümüye üstlenenler bir sınıfta bir elin parmağını bulmaz, işin gerçeği bu, sen kime masal anlatıyorsun der gibi yüzüne bakıyor insanlar senin. o yüzden önemli olan senin üniversiteden sonra veyahut üniversite sırasında gittiğin eğitimler, seminerler, aldığın belgeler, başarı sertifikaları ve buralarda edindiğin bilgileri hazmetmiş, kullanabiliyor olman ve başarı olduğun sosyal aktivitelerin ve insan ilişkilerinin miktarı; gerisi hakikaten fasa fiso. sağlam bir bölüm seç bitir de istersen bulgaristan'da bitir, hiç önemi yok bütün bunlar olduktan sonra.
nispeten doğru bir önermedir, çünkü özellikle son sınıflarda derslerle aşırı uğraşıldığı için bahsi geçen organa o dönem pek yaramamaktadır. ayrıca sırf diplomayı edinmek yine adı geçen organın keyfine tek başına pek fayda sağlamaz. ama ufkunuz açılır, bilginiz artar, güzel bir iş bulma şansınız artar vs. bunlar ayrı konu.
iş bulamasak bile, eminim ki sosyal ve kültürel alanda taş üstüne taş koymuşuzdur.
atılımcılık, üniversitede kabul görmek için yapılması gereken ilk şartlardan biridir.
işsizlik oranındaki artışla eşdeğer önerme.
bir avukat, bir doktor, bir öğretmen, bir mimar olmadığın zaman; yani senin yapacağın işi başkasının yapamayacağı bir meslek grubuna dahil olamayacağın bir bölümde okuyorsan eğer hayat çok zor genç!
işsiz kalmak bir tercihtir belki de. çünkü minimum 4 yıl okumuş olanlar, yani lisans mezunları aç kalmasınlar diye gidip lise mezunlarının kolayca işe kabul edildikleri bir iş yerinde çalışmak istemezler. en azından ilk mezun olduklarında bu hataya düşer, sonrasında "niye okudum ulan ben o zaman" diye düşünürler. zaman kaybı olarak düşünürler. emeklerine yazıktır çünkü.
çünkü bu ülkede halkla ilişkileri danışma olarak gören, insan kaynaklarını sadece işe alım mülakatçısı olarak kabul eden dallamalar olduğu sürece üniversiteyi bitirmek bir sike yaramaz.
evet, okurken de mal gibi sadece öğrencilik yapma, kendini geliştir.
geliştir ki daha üst düzeyde bilgi birikimine sahip bir işsiz olasın!