üniversite bitince ailenin yanına dönmek

    46.
  1. ne güzel;

    * çalış kazan, kazandığın para cebine kalsın.(aldığın maaş geldiği gibi gitmiyor mu ne)
    * kira derdi yok, e mutfak alışverişlerini baban yapıyor zaten.(canım babam)
    * yediğin önünde yemediğin arkanda. (canım annem)
    * eski arkadaşlar halen yerli yerinde. özlemişsin. (insanın kendi memleketi gibi var mı be)
    * ayın son günü paran yoktur, söyleyemiyorsundur diye cebine harçlık mı sıkıştırdı baban? (ister "var param" de böbürlen, ister at cebe. bir nevi ek gelir işte)

    ne fena;

    * annen odanı kilere çevirmiş, bir yatağın kalmış geriye, dolabının içinde annenin kışlıkları, babanın giymediği gömlekler. köşede elektrik süpürgesi, a sahi bir çalışma masası vardı ona noldu? yani sıkıysa yer aç kendine.

    * başka bir şehirde hesap vermek zorunda kalmıyordun değil mi?
    şimdi kapıyı açıp ayakkabıları giydin mi nereye gideceğini söylemek zorunda kalıyorsun ya da onlar önce davranıp soruyorlar zaten.

    - nereye kızım?
    + dışarı çıkıyorum biraz.
    - anladım kızım ama nereye bu saatte?
    + baba ne var saatte hem saat daha 7 bile olmadı...
    - hava karardı ama bak yemek yiyeceğiz birazdan.
    + siz yiyin işte baba. ben dışarda atıştırırım bir şeyler.
    - iyi nereye bari onu söyle?
    + bir arkadaşa uğrayacağım.
    - selin'e mi?
    + yok
    - derya?
    + yok baba
    - ayla'ya o zaman?
    + merve'ye baba
    - merve'de kimmiş?
    + ...
    * bey, rahat bırak kızı artık, gitsin, döner geç olmadan.(canım annem sağol ama dönüşü karıştırmasaydın keşke)
    - neyse geç kalma ( bu fena işte. saate bakmak zorunda kalıyor insan. merak etmesinler diye)

    hele bir de sen kapıyı çekerken, hani duyacağın kadar yüksek, ne dediği anlaşılmayacak kadar kısık bir sesle söyleniyorsa arkandan, takılır kafana. için rahat çıkamazsın evden bazen. döndüğünde ışık açık, eve girdiğinde bakıyorsa saatine tadın tuzun kaçar aniden.
    36 ...
  2. 1.
  3. en başta güle oynaya dönülür. sonra bir hafta geçer iki hafta geçer.. ve bunun her zamanki gibi olmadığını artık gideceğin günün bir türlü gelmediğini anlarsın. sonra öğrenci evindeki eşyaların evde yerini almaya başlar. öğrenci evinde her birinin bir anısı olan boş şarap şişelerini çöpe atmaması, eski sevgilinin aldığı eskimiş tişörtü toz bezi yapmaması için tembihlersin anneyi.. botlarımı boya ama parlatma dersin babaya..eskiden hoplayıp zıpladığın şarkıların sözlerine dikkat eder ve hüzünlenirsin..sözlüğe içinde bulunduğun psikolojik durumla ilgili başlıklar açar entryler girersin..
    25 ...
  4. 7.
  5. evdekilerde sende aynı kişi değilsindir. farkında olmadan sen kendi hayatını yaşamışsındır o öğrenim süresi boyunca. çevrendeki insanlar yabancılaşmış okul arkadaşlarını özlemeye bile başlamışsındır. eve geç gelmeler gitmeler evdekileri tedirgin eder. halbuki öğrenci olduğun şehirde bu kimsenin umrunda değildir. ama bir yandan da ailenin yanında olmak iyidir. rahatsındır. onların yanında olmak manevi bir huzur verir. ama canın bir yandan gitmek isterken bir yandan da kalmak ister. çelişkili bir durumdur velhasıl.
    13 ...
  6. 3.
  7. dönmek
    mümkün mü artık dönmek
    onca yollardan sonra
    yeniden yollara düşmek...

    neresi sıla bize neresi gurbet...

    budur. dönülür bu şarkı dinlenir. beden aile yanında akıl hep kendi hayatında ortaya karışık bir ruh hali.
    10 ...
  8. 15.
  9. eğer bu durum kısa sürmüşse ve eskisinden çok daha fazla özgürlüğe sahip olunmuşsa bile yine de şikayet edilen, iş bulunup tekrar başka bir şehirde yaşanmaya başlandığında ilk yıllarda fazla koymaz ama zaman geçtikçe sadece bayramlarda ve izin günlerinde görülen anne babanın zayıfladıkları, saçlarının ağardığı, bellerinin bükülmeye başladığı eskiden seni yolcu ederlerken otobüsün önünde türlü şaklabanlıklar yaparak sen için rahat git diye üzüntülerini belli etmedikleri seni otobüsün içinde kahkahalarla güldürdükleri güçlü hallerinden eser kalmadığını, annenin artık gözyaşlarını tutamadığını, babanın bir eli annenin omzunda diğer titreyen eliyle sigarasını yakmaya çalıştığını gördüğün zaman bir fırsatını bulsam ne yapsam da yanlarında olabilsem dedirten durumdur.
    (bkz: kısa cümleler kurmak).
    7 ...
  10. 4.
  11. zor ama düşündüğün zaman bazen şükredilesi bir durum. çünkü bilmiyoruz ki şu kısacak hayatta onlarla daha ne kadar birlikte olabileceğiz fakat itiraf etmeliyim özerklikte cezbedici.
    7 ...
  12. 16.
  13. saat 10 olduktan sonra "hadi oğlum yat artık" diyen birileri ile yaşamak zordur. sabaha kadar kağıt oynamaya alışık bir bünye için küfür etkisi yaratır bu sözler. artık düzenli olmak zorundasındır. gecenin 2'sinde kafa dağıtmak için turlamaya çıkamazsın. sokaklar tekin değildir çünkü ne işin vardır o saatte dışarda.. yadırganır her hareketin anormal gelir evdekilere. mutfağa girersin temizdir ağlamaklı olursun. ağzına kadar çöp dolu olan öğrenci evini özlersin. pistir ama senindir, özgürsündür..
    arkadaşlarınla "dışarı çıkalım iki kız keselim" muhabbetine giremezsin. yakın arkadaşların senden en az bir otobüs yolculuğu kadar uzaktadır. özlemekten başka birşey gelmez elinden. sözlüğe yazar olursun gecenin üçünde bu entryi girerken içerden bir ses gelir: oğlum hadi yat artık....
    6 ...
  14. 25.
  15. dört sene farklı bir şehirde yaşadıktan ve kendine ait bir hayat kurmanın tadına vardıktan sonra kesinlikle işkence gibi gelen eylemdir.

    en iyisi yeni planlar yapıp yeni yerlere gitmektir çünkü ailenin yanından bir kere çıktıktan sonra insan bir daha geri dönse de ne eski huzur olur ne de o eski masumiyet.
    7 ...
  16. 24.
  17. okurken okul bitse de eve döneyim diyen insan, eve dönünce keşke okul bitmeseydi de dönmeseydim diye düşünmeye başlar. ne seninle ne de sensiz gibi bir durumdur. yıllarca alışılan özgürlüğün kanatlanarak uçup gidişine bakakalmaktır.
    5 ...
  18. 10.
  19. "aslinda geriye dönüs diye bir sey yok. geri dönsem bile hic bir sey ayni olmayacak, cünkü ben ayni ben degilim"
    (yüzüklerin efendisi)
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük