ilk dersinde üniversiteyi bırakmayı düşündüm en kıl hocanın dersiydi hâla da o kadın yüzünden okulu bırakmayı düşündüğüm oluyor. liseden farksız. dizilerde filmlerde gördüğünüz gibi deil kanmayın öyle şeylere.
önce hoca girdiğinde ayağa kalkmaya meyil edip kendini toparlamanın verdiği egosal bir ezilmeyle kötü hissetme. sonra çaylaklığın verdiği hafif bir heyecan ve korku. onun ardındada rahatlamayla birlikte, "aman ya bildiğin hoca, bildiğin öğrenci, bildiğin sınıf, bildiğin tahta işte yaa" yorumlarının dillendirilmesi.
-ispat ne ki?
-bu adam ne saçmalıyor?
-aha bana bakıyor lan!
-saçmalıyor dediğimi mi duydu ki?!
-hass.. hala bana bakıyor lan kesin anladı!
-tahtaya gel diye bana mı diyor?yok yok alınmıyım üstüme, belki bana demiyordur, boş yere panik oldum ben kesin evet ya.
-en iyisi sınıftakilere bakayım biraz, lan tüm sınıf niye bana bakıyor ki?
+ sen, sen sağır arkadaşım!adresine davetiye mi yollayayım? bugün yarın teşrif edebilir misin tahtaya?
-ney? ben mi?
+adın ne senin!?
-aha taktı bana şerefsiz!
-zil ne zaman çalcak acaba?
-azuhauhzuzuzuhahaha öküz lise mi burası piç?
-hakkaten şimdi ben hocaya desem çıkcam ben çıkarım di mi len?
-ahuahaahhzuauzu mal lan bu!
böyle iki sınıf arkadaşın varken hissedilen "allahım nereden düştüm ben buraya." olabilir.
ayrıca üniversite bir nedir lan? üniversitenin ilk senesi olmasın sakın o?
herkesin hissettiği farkılıdır tabi ama eğer tanıdık biri yoksa sınıfta muhtemelen insan boşlukta hisseder kendini. kimle konuşacağını bilemez falan. ama çoğu kişi de ilk günü hatırlamaz pek öyle önemli bir olay yaşanmazsa.
hazırlıktaki ilk dersle bölümdeki ilk ders arasında dağlar vardır. hazırlıktaki ilk derste ölene kadar burada kalabilirim derken, bölümdeki ilk dersinizde tek isteğiniz bırakıp kaçmak olacaktır.
alışkanlık üzere, ilk gün dahi derse geç gitmiştim. sınıfı da geç bulunca dersin bitiminde girdim sınıfa. Hoca;
"arkadaşımızda yeni geldi ama bizde dersi bitiriyorduk" dedi. Bütün sınıf güldü buna. Hala anlayamıyorum. Niye bu kadar saçma bir espriye bu kadar güldüklerini.