çaya da düştü dutamadım golunu
uzak da gitti bilemedim yolunu
güzel de mevlam kısmet etmiş ölümü
akmayası çaylar nerelere goydun
ümmümü suna boylumu yarimi
elma da verdi elmasını yemedim
ben ümmüme birşeycikler demedim
nerelere gitti ben ümmümü görmedim
akmayası çaylar nerelere goydun
ümmümü suna boylumu yarimi
türkünün hikayesi ise;
bekilli yöresinde dağ ardı köyleri denilen beş köyden birinde bir genç
varmış. bu genç çal kuyucak köyünden bir kıza aşık olmuş. bu kızı ne kadar
istediyse de vermemişler. kuyucak köyünden bir gece nişanlamışlar. bunu duyan genç menderes nehrinin daralan yerinden atlayarak düğünü yapılmakta olan ümmü adındaki kızın köyüne gider, ümmü'yü kaçırır. menderes nehri üzerine gelince kendisi atlayarak öbür tarafa geçer. ümmü atlarken şalvarı ayağına takılır.ümmü menderes'e düşer, bir müddet sonra ölüsü bulunur. bu gencin yaptığı tahmin edilerek o zamanki il merkezi olan afyon ilindeki kadı huzuruna çıkarılır. kadı idamla yargılar. hapishanede günde birer mısra olmak üzere ümmüm türküsünü besteler. bunu hergün söylemeye başlar. ceza evinin yanında evi bulunan savcının hanımı önceleri aldırış etmese de türkünün içindeki bazı manaları değerlendirerek beyi olan savcıya konuyu aktarır. savcı, genci yanına çağırarak kadının huzurunda türküyü söylettirir. kadı çocuğun cinayet işlemediğini, ümmü'nün evlenmek için kaçırırken öldüğüne kanaat getirir ve genci serbest bırakır.