ümmü zerr

entry2 galeri0
    2.
  1. Onbir kadının hikayesi bittikten sonra Hz. Aîşe annemiz efendimize sorar; Ya Resulallah beni nasıl seviyorsunuz ? Efendimiz cevap verir ; ilk günkü gibi , kördüğüm gibi...
    1 ...
  2. 1.
  3. dursun ali erzincanlı nın en sevgiliye 8 (adın geçer) isimli albümündeki şiirlerden biri.

    Şiir gibi bir ev yeryüzünün en saadetli evi
    Efendimiz ve ayşe annemiz
    Onbir kadının hikayesini anlatıyor annemiz
    Yemenli onbir kadının hikayesi
    Bu kadınlar biraraya gelmiş kocalarının hallerini anlatıyorlar
    Önce söz veriyorlar hiç bir şey gizlemeyecekleri hususunda
    Ve birinci kadın başlıyor benim kocam
    Yalçın bir dağın başındaki zayıf bir deve gibidir
    Kolay değilki çıkılsın semiz değilki götürülsün
    Sert mizaçlı huysuz gururlunun tekidir
    ikinci kadın anlatır ben kocamın
    Kötü huylarını anlatmak istemem korkarım
    Eğer anlatmaya başlarsam büyük küçük herşeyini söyleyip
    Geriye hiç bir şey bırakmamam gerekir
    Buda kolay değil vakit yetmez
    Sıra üçüncü kadındadır oda kocasını kötüler
    Benim kocamın boyu uzundur ama aklı kısadır
    Konuşursan boşanır konuşmazsam mullakta kalır
    Dördüncü kadın kocasını över benim kocam tihame gecesi gibidir
    Ne sıcaktır ne soğuk ne korkulur nede usanılır
    Söz beşinci kadındadır kocam içeri girince pars
    Dışarı çıktımı aslan gibidir bana bıraktığı ev işlerinden hesap sormaz
    Altıncı kadındadır benim kocamda yedimi üstüste katlayıp yer
    Çok yer içtimi sömürür yeyip içmekten başka bir şey düşünmez
    Yedinci kadın bir ah çeker benim kocamın işi sadece beni dövmektir
    Başımı yarar vücudumu yaralar bunları yapmak için
    Eline ne geçerse kullanır
    Sekizinci kadın kocasını tavşana benzetir ve bir cümleyle anlatır
    Güzel kokulu bitki gibi hoş kokar
    Dokuzuncu kadın anlatır benim kocam boylu posludur evi rahattır
    Ocağının külü çoktur evi meclis gibi bir adamdır misafirperverdir
    Onuncu kadın anlatır benim kocamda maliktir
    Akıl ve hayalinizden geçen her hayra maliktir
    onbirincisi benim kocam ebü zerdir. amma ne ebü zer!
    anlatayım: kulaklarımı ziynetlerle doldururdu. beni hoşnut kıldı,
    kendimi bahtiyar ve yüce bildim. o beni şıkk denen dağ kenarında
    bir miktar davarlarla geçinen ailenin kızı olarak buldu.
    beni atları kişneyen, davarları böğüren, ekinleri sürülüp daneleri harmanlanan
    müreffeh ve mesud bir cemiyete getirdi. ben onun yanında söz sahibiyim, hiç azarlanmam.
    akşam yatar sabaha kadar uyurum. doya doya süt içerim. ebü zer in annesi de var: ümmü ebü zer
    ama o ne annedir. onun zahire anbarları büyük, hararları iri, evi geniştir.
    bir gün ebü zer evden çıktı. her tarafta süt tulumları yağ çıkarılmak için çalkalanmakta idi.
    yolda bir kadına rastladı. kocam bu kadını sevmiş olacak ki beni bıraktı bu kadınla evlendi.
    ondan sonra ben de şeref sahibi bir adamla evlendim. o da güzel ata binerdi.
    hatta mızrağını alır ve akşam üzeri deve ve sığır nevinden birçok hayvan sürer,
    bana getirirdi. getirdiği her çeşit hayvandan bana bir çift verirdi.
    ve bana: ey ümmü zer! ye, iç ve akrabalarına ihsanda bulun! derdi.
    ümmü zer der ki: buna rağmen, ben bu ikinci kocamın bana verdiklerinin hepsini
    bir araya toplasam, ebü zerr in en küçük kabını toplamaz.
    bunun üzerine Rasülallah buyurdu: ey ayşe ben sana ebü zerr in ümmü zerr e nispeti gibiyim.
    şu farkla ki ben seni boşamadım. biz beraber yaşayacağız.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük