saçma, uyduruk bir siyonist israiliyyat kelamı olup olmadığının incelenebilmesi için, azıcık hadis ilmiyle alakalı olmak gerekir. evvela her sözün bir söylenme amacı, bir hedefi vardır ve sözler, peygamber efendimiz(sav)'in mübarek ağzından bu mefkureler doğrultusunda ve bu maksatla çıkarlar.
ümmetin ihtilafı gerçekten rahmet olabilir. ancak bu ihtilafın konusuna bağlıdır. ne hakkında ihtilaf etmişler? mesela ümmetin bir topluma nasıl iyilik etsek diye ihtilaf ettiğini düşünün; bir grubun metodunun başka bir grubun beğenmediğini ve iyilik yapma hususunda farklı bir yola meylettiklerini düşünün. bu rahmet değil de nedir? dinin bazı kısımlarında da ihtilaf etmek, rahmeti gerektirir. zira ihtilaflar, delillerden kaynaklanır. iki tarafın da delili olmalıdır ki, bir ihtilaf ortaya çıkabilsin. delil olmazsa, münakaşa olur, bu da zararlıdır. burada ihtilafı, ibni sina'nın bahsettiği, burhanî bilginin açığa çıkması için kullanılan diyalektik süreç olarak adlandırılan, ''cedel sanatı'' olarak anlamak gerekir. ihtilaf böyle ise, amacı bu ise, burhanî doğru bilginin açığa çıkarılması için veriliyor ise, ihtilafın metodu fikri zeminde ve ahlak kuralları çerçevesinde ise, yüce rabbim rahmetini bu insanlar üzerine gönderir ki, bu insanlar o'nun yolunda ceht ve gayretlerini sürdürsünler.
kıssadan hisse, basit tasavvurlardan hüküm çıkarılamaz. her hadis ''la bu yalan'' diye geçiştirilemez. önce irdelemek gerekir.
"ümmetimin ihtilafı rahmettir" sözü hakkında değerlendirme yapabilmek için,
"israiliyyat" gibi teknik bir kavramı, "irsaliyyat" olarak nitelendirmenin yanlışlığından haberdar olmak gerekir.