ümit yaşar oğuzcan

entry514 galeri18 video3 ses1
    199.
  1. Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
    içimde ümitti dost bildiklerim.
    Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
    Bırakıp da gitti dost bildiklerim.

    Hepsi varken baharımda, yazımda;
    Kışın bir burukluk kaldı ağzımda,
    Seneler senesi oysa gözümde
    Cihana eşitti dost bildiklerim.

    Nerede o sözlere kandığım günler?
    Her gülen yüzü dost sandığım günler;
    Acıdan kahrolup yandığım günler
    Ta canıma yetti dost bildiklerim.

    Meydana çıkalı asıl çehreler
    Aydınlanmaz oldu artık geceler
    Yalanlar tükendi, indi maskeler
    Birer birer bitti dost bildiklerim.

    Korkar oldum bana "dostum" diyenden
    Yoksa yok olandan,varsa yiyenden
    Ne onlardan eser kaldı ne benden
    Beni benden etti dost bildiklerim.
    1 ...
  2. 200.
  3. yaşadığı dönemin çok dışına çıkmış mükemmel bir şairdir.
    0 ...
  4. 201.
  5. nice güzellikler gördüm yeryüzünde, en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak.
    0 ...
  6. 202.
  7. aşkı en güzel ifade eden şairlerdendir. zira aşık olduğum çocuğa aşka dair nesirler adlı kitabını vermiştim. duygularıma tercüman oluyordu her yazdığı şiir, yazı. sonra çocuk aşkımı kabul etmedi ama ben tüm hissettiklerimi ümit yaşar oğuzcan'la ona iletmiş oldum. sonra üzüldüm falan ama ümit yaşar oğuzcanı hep okumaya devam ettim. sonra da bu şiirle teselli buldum.

    ........
    Yok o senin için
    Herşeyden değerliyse,
    Gözünü yumduğun anda
    Onu görebiliyorsan,
    O bütün şarkılarda,
    Bütün şiirlerde,
    Bütün resimlerde ise,
    Ona muhtaç oldugunu
    Söylemekten utanmıyorsan,
    Senin içten ve büyük sevgine
    Karşılık vermiyeceğinden
    Korkmuyorsan,
    Bütün bencil duygularından
    Sıyrılabilmişsen
    Onun için herşeyi,
    Ama herşeyi yapacak gücü
    Kendinde buluyorsan,
    Her hali sana
    Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
    Karşısında kendini
    Bir çocuk gibi hissediyorsan,
    istediği anda onun için
    Ölebileceksen,
    Onun için yaşıyorsan
    Ve yine onun için
    Bildiğin bilmediğin
    Bütün düşmanlıklara
    Karşı koyabileceksen,
    O her geçen dakika
    Sende biraz daha büyüyorsa
    Ve kendi kendine bile
    Çok sevdiğini bütün
    Samimiyetinle,
    inanmışlığınla
    itiraf edebiliyorsan,
    Bir gün o seni hiç,
    Ama hiç sevmediğini söylese bile,
    Senin sevginde azalma olmayacaksa
    Ve ölünceye kadar onu aşkların
    En ölümsüzü ile sevebileceksen;
    işte o zaman
    Onu seviyorsun demektir.

    O sana sevmeyi,
    Gerçek aşkı öğretti.
    Sen onu hep sevecek
    Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

    O, hiç sen olmasan bile,
    Seni bir parça sevmese bile.
    0 ...
  8. 203.
  9. '' sende ölümsüzlüğün çağrısını duydum önce
    sonra tutuşup, yandım ben, sevdalandım apansız.''

    sevdalar böyle başlar
    1 ...
  10. 204.
  11. tek kelime ile hayatın şairidir.
    candır can.
    0 ...
  12. 205.
  13. Halimi bilmeden dahi her satırında beni yazan usta...

    Gitgide alışıyorum sana.
    Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz.
    Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
    Yanımda olduğun zamanlar;
    sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
    alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun.
    Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan.
    Alışkanlıklar daima korkutur beni.
    Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim.
    Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır.
    Fakat şimdi sana alışıyorum.
    Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.
    Yalnız içimde garip bir korku var.
    Sana alışmaktan değil, seni kendime alıştırmaktan korkuyorum.
    Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini, daha değerlisini verememekten korkuyorum.
    Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum.

    Oysaki her zaman ve günün her saatinde yanında olmalıyım senin
    Bana alışmış olmaktan pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı.
    Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
    emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni.
    Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
    Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim.
    "Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün.
    Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin,
    o zaman en güzeli görecek bende!
    Alışkanlığınla,sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!

    ilk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan!
    Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum.
    Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
    Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım.
    Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum.
    Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
    kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.

    Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum
    ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor.
    Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
    Sevginle bir aynayım şimdi,
    Bana bakanlar baştanbaşa seni görecekler içimde.
    Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
    Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
    iki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
    Her yerde iki olduğumuz için
    bir bütün haline geliyoruz durmadan...

    Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni.
    Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden.
    Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor.
    Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri.
    Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum.
    Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık.

    Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz.
    Git gide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum.
    Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
    Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde.
    Uzun süren bir baygınlık sonrasının
    o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim...
    Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
    seninle vardığım yüksekliğe erişemez.

    Açılmış bütün kuyuların derinliği, içimde seni bulduğum yer kadar derin değil.
    Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.
    Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
    Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
    Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
    Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
    Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
    Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık.
    Nehirler, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.
    Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
    Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız.
    Bu oluş tamamlandığı anda, yeryüzünde bizden güçlüsü olmayacak!
    En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle...
    Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
    Geçmişteki tüm alışkanlıkların, bana alışmanı önleyemez artık...
    0 ...
  14. 206.
  15. gelmiş geçmiş en iyi şairlerimizdendir. tarsus doğumludur. en bilidindik ve ağızlardan düşmeyen şiiri "birgün anlarsın"dır.
    selçuk yöntemin yorumuyla birgün anlarsın... [null


    Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
    Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
    Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
    Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
    Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
    Onun unutamadığın hayali,
    Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
    Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
    Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
    Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
    Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
    Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
    Duyarsın,
    Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
    Niçin yaratıldığını.
    Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
    Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
    Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
    Dolar gözlerin, için burkulur.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
    Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
    O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
    Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
    Uzanır, gökyüzüne ellerin.
    Ama çaresiz,
    Ama yorgun,
    Ama bitkin.
    Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
    Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
    Beklemeyi, ümit etmeyi.
    Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
    Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
    Lanet edersin yaşadığına...
    Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
    O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
    Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın...
    0 ...
  16. 207.
  17. galata kulesi, şiir sevmeyen adamda bile değişik tepkiler göstertebilir.
    gece yarısı, mara- son parçası http://www.youtube.com/watch?v=fulakxc1rrq
    ve bu müthiş şiir.

    pırıl pırıl bir yaz günüydü
    aydınlıktı, güzeldi dünya
    bir adam düştü o gün galata kulesinden
    kendini bir anda bıraktı boşluğa
    ömrünün baharında
    bütün umutlarıyla birlikte
    paramparça oldu
    bir adam düştü galata kulesinden
    bu adam benim oğlumdu

    gencecikti vedat
    işıl ışıldı gözleri
    içi
    bütün insanlar için sevgiyle doluydu
    çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
    kendini bir anda bıraktı boşluğa
    söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
    zaman durdu
    bir adam düştü galata kulesinden
    bu adam benim oğlumdu

    "açarken ufkunda güller alevden"
    çıktı, her günkü gibi gülerek evden
    kimseye belli etmedi içindeki yangını
    yürüdü, kendinden emin
    sonsuzluğa doğru
    galata kulesinde bekliyordu ecel
    bir fincan kahve, bir kadeh konyak
    ölüm yolcusunun son arzusuydu bu
    bir adam düştü galata kulesinden
    bu adam benim oğlumdu

    küçücüktü bir zaman
    kucağıma alır ninniler söylerdim ona
    uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
    bir daha uyanmamak üzere uyudu vedat
    6 haziran 1973
    galata kulesinden bir adam attı kendini
    bu nankör insanlara
    bu kalleş dünyaya inat
    şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
    uyan oğlum, uyan oğlum, uyan vedat.
    0 ...
  18. 208.
  19. babasını döve döve öldürmüşler
    küçümencik gözleirnin önünde
    anasının yarısını bir bomba alıp götürmüş
    kan ve et yığını öbür yarısı
    oturmuş ağlıyor vietnamlı bir çocuk
    minik yumrukları sıkılmış kinle
    belli bir şeyler düşünüyor
    kederden harap olmuş bir beyinle

    aklı ermiyor olanlara vietnamlı çocuğun
    bilmiyor yaşamak nedir, ölmek nedir
    çoktan unutmuş sevinmek, gülmek nedir
    savaşın ne olduğunu anlamıyor bir türlü
    sadece açlık şimdi anlayabildiği
    midesini ve beynini kemiren bir açlık
    anası yok ki ona sıcak yemekler pişirsin
    babası yok ki ona renkli giysiler getirsin
    savaşın bu kadar alçak ve insafsız olduğunu
    vietnamlı çocuk nereden bilsin

    burası onun kendi toprağı, kendi yurdu
    anası onu burada
    şimdi yerle bir olan evlerinde doğurdu
    vietnamlı çocuk ninnilerle uyudu burada
    anasının pişirdiği ekmeklerle büyüdü
    tozlu sokaklarında koştu köyünün
    kendi gibi çekik gözlü arkadaşları vardı
    hepsi de savaşın varlığından habersiz
    bu ormanda oynarlardı

    kim derdi ki bir gün
    kara bir bulut çökecekti üzerlerine
    masallardaki umacı gelecekti köylerine
    vuracaklar, kıracaklar, yakacaklardı
    her yere ateş ve lüm saçacaklardı
    korkudan, yorgunluktan, işkenceden
    yüz olmaktan çıkacaktı vietnamlıların yüzleri
    kim derdi ki bir gün
    hınçla sıkılmış birer yumruk gibi
    yuvalarından fırlayacaktı gözleri

    her şeyi gördü vietnamlı çocuk her şeyi gördü
    ve tükürdü yüzlerine babsını dövenlerin
    döve döve öldürenlerin
    sonra kaçtı bu uzak ormana
    bu ormanda kuşlarla, hayvanlarla yan yana
    ot yedi, böcek yedi
    ve hep böyel cılız kaldı vietnamlı çocuk
    büyümedi

    şimdi oturmuş bir tümseğin üstüne
    hatırlamaya çalışıyor olanları
    geçen o korkunç zamanları
    bir rüya gibi unuttuğu insanları
    ve o masallardaki umacılar
    onu da bulurlar, öldürürler korkusuyla
    elinde bir taş var vietnamlı çocuğun
    çekik gözlerinde yaş
    siz de ağlayın ey dünya çocukları
    vietnamlı çocuk ölüyor yavaş yavaş
    0 ...
  20. 209.
  21. Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
    Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
    Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
    Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
    0 ...
  22. 210.
  23. ...hava kararmıştı
    yağmur yağıyordu
    dudakları sımsıcaktı
    elleri üşüyordu
    bir öptüm
    bir daha öptüm
    kimseler görmedi öpüştüğümüzü yağmurdan başka
    iki gözüm çıksın
    şimdi ne zaman yağmur yağsa utanıyorum...
    2 ...
  24. 211.
  25. ümit yaşar'ı tanımayan insan aşık oldum dememelidir.
    2 ...
  26. 212.
  27. 213.
  28. "Sen aşk nedir bilmezsin,
    Beni sevmedin ki,
    Ağla ağlayabildiğin kadar,
    Bütün güzellikler sende aşk bendedir..." dizeleriyle içime çizikler atan muhteşem şair.
    0 ...
  29. 214.
  30. "acılar denizi" isimli kitabı vardır kitaplığımda bir tek.
    ezbere bildiğim tek şiirin sahibi şairdir.

    milyon kere ayten

    ben bir ayten´dir tutturmuşum
    oh ne iyi
    ayten´li içkiler içip sarhoş oluyorum
    ne güzel
    hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
    biraz ayten sürüyorum güzelleşiyor
    şarkılar söylüyorum şiirler yazıyorum
    ayten üstüne
    saatim her zaman ayten´e beş var
    ya da ayten´i beş geçiyor
    ne yana baksam gördüğüm o
    gözümü yumsam aklımdan ayten geçiyor
    bana sorarsanız mevsimlerden aytendeyiz
    günlerden aytenertesidir
    odur gün gün beni yaşatan
    onun kokusu sarmıştır sokakları
    onun gözleridir şafakta gördüğüm
    akşam kızıllığında onun dudakları
    başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
    ayten´i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
    bir kadehte sizinle içeriz ayten´li iki laf ederiz
    onu siz de seversiniz benim gibi
    ama yağma yok
    ayten´i size bırakmam
    alın tek kat elbisemi size vereyim
    cebimde bir on liram var
    onu da alın gerekirse
    ben ayten´i düşünürüm, üşümem
    üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
    parasızlık da bir şey mi
    ölüm bile kötü değil
    aytensizlik kadar
    ona uğramayan gemiler batsın
    ondan geçmeyen trenler devrilsin
    onu sevmeyen yürek taş kesilsin
    kapansın onu görmeyen gözler
    onu övmeyen diller kurusun
    iki kere iki dört elde var ayten
    bundan böyle dünyada
    aşkın adı ayten olsun.
    0 ...
  31. 215.
  32. kasım 84'te ölmüş muhteşem şair.
    şiir yazmaya başlama nedenim.
    bana iyi yazıyorsun dediklerinde ümit yaşar olmasa bir ihtimal iyi yazmış olurdum derim hep. sanki çok tanınmış gibi konuşuyorum affedin.
    oğlunu henüz gençken kaybetmiştir.
    acılar denizi
    unutma ki
    unutamıyorum
    bir gün anlarsın
    adak
    tanrı bile ağlar
    şiirlerinin yazarı.

    vedat yaşasaydın şimdi hangi konumda olurdun merak ediyorum.
    vedat, galata kulesi hala sana ağlıyor.
    0 ...
  33. 216.
  34. gerçekten sevmek


    o durmadan kaçıyor;
    sen ardından gitmiyorsan;
    o günün her saatinde saklanıyor,
    sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;
    o sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
    sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;
    boşuna aldatma kendini,
    onu sevmiyorsun demektir.


    elindeki içki kadehinde,
    dudağındaki sigarada ,
    okuduğun kitapta,
    mırıldandığın şarkıda,
    söylediğin şiirde,
    gördüğün rüyada
    ve yaşaman için
    ciğerlerine doldurduğun havada
    o yoksa;
    onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
    onu sevmiyorsun demektir.


    renkler onunla değerlenmiyorsa,
    örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,
    mavi maviliğinin farkında değilse,
    beyaz yalnız o giydiği zaman
    güzelliğini haykırmıyorsa,
    sabahları onu görünceye kadar
    güneş doğmuyorsa
    ve onsuz gökyüzü geceleri
    aya, yıldızlara
    hasret değilse
    onu sevmiyorsun demektir.


    sokakta gördüğün her yüzde
    ondan birşeyler aramıyorsan,
    güzel bir manzara,
    hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
    uykudan uyandığın zaman
    yaşamakta olduğundan önce
    onu hatırlamıyorsan,
    omuzlarına dökülmüş saçları,
    bir sis perdesinin ardında
    her zaman gülen,
    ışık saçan gözleri
    aklına gelmiyorsa,
    durup durup avuçlarının
    sıcaklığını özlemiyorsan;
    onu sevmiyorsun demektir.


    dünyada yaşıyan öteki insanların
    senin için hala bir değeri varsa,
    ona karşı tutumunu
    toplumun köhne ve manasız
    kurallarına göre ayarlıyorsan
    ve açık açık
    sanki var olduğunu haykırırcasına
    sevgini söylemiyorsan;
    onu sevmiyorsun demektir.


    yok o senin için
    herşeyden değerliyse,
    gözünü yumduğun anda
    onu görebiliyorsan,
    o bütün şarkılarda,
    bütün şiirlerde,
    bütün resimlerde ise,
    ona muhtaç olduğunu
    söylemekten utanmıyorsan,
    senin içten ve büyük sevgine
    karşılık vermiyeceğinden
    korkmuyorsan,
    bütün bencil duygularından
    sıyrılabilmişsen
    onun için herşeyi,
    ama herşeyi yapacak gücü
    kendinde buluyorsan,

    her hali sana
    ayrı ayrı güzel geliyorsa,
    karşısında kendini
    bir çocuk gibi hissediyorsan,
    istediği anda onun için
    ölebileceksen,
    onun için yaşıyorsan
    ve yine onun için
    bildiğin bilmediğin
    bütün düşmanlıklara
    karşı koyabileceksen,
    o her geçen dakika
    sende biraz daha büyüyorsa
    ve kendi kendine bile
    çok sevdiğini bütün
    samimiyetinle,
    inanmışlığınla
    itiraf edebiliyorsan,
    bir gün o seni hiç,
    ama hiç sevmediğini söylese bile,
    senin sevginde azalma olmayacaksa
    ve ölünceye kadar onu aşkların
    en ölümsüzü ile sevebileceksen;
    işte o zaman
    onu seviyorsun demektir.


    o sana sevmeyi,
    gerçek aşkı öğretti.
    sen onu hep sevecek
    ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.


    o, hiç sen olmasan bile,
    seni bir parça sevmese bile...
    1 ...
  35. 217.
  36. sevgiliye mektuplar gibi olağanüstü yazı ve şiirlerin yegane sahibidir.
    0 ...
  37. 218.
  38. "evin içinde bir oda, odada istanbul
    odanın içinde bir ayna, aynada istanbul
    adam sigarasını yaktı, bir istanbul dumanı
    kadın çantasını açtı, çantada istanbul
    çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
    çekmeğe başladı, oltada istanbul
    bu ne biçim su, bu nasıl şehir
    şişede istanbul, masada istanbul
    yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
    bir yanda o, bir yanda ben, ortada istanbul
    insan bir kere sevmeye görsün, anladım
    nereye gidersen git, orada istanbul."
    1 ...
  39. 219.
  40. Aşk başlamadan güzel,
    Kalplerde heyecan
    Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
    Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
    Başkaları görmesin diye çabalayış,
    Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...
    Aşk başlamadan güzel....

    sevilen şairlerden dir.
    0 ...
  41. 220.
  42. gelme diyecektim, geldin. iyi ettin geldiğine. neredeyiz? bir şehir yanıyor, dikkat et. tutuşabiliriz.
    0 ...
  43. 221.
  44. Kum

    Sen kum nedir bilmezsin
    Deniz nedir görmedin ki.
    Yum gözlerini zamanı düşün,
    Deniz bir gözünde
    Kum bir gözündedir…

    Sen taş nedir bilmezsin
    Dağa çıkmadın ki.
    Yürü ufuklara doğru,
    Dağ bir ayağında
    Taş bir ayağındadır…

    Sen kül nedir bilmezsin
    Ateş yakmadın ki.
    Uzat ellrini gökyüzüne,
    Ateş bir elinde
    Kül bir elindedir…

    Sen kan nedir bilmezsin
    Ölmedin,öldürmedin ki.
    Yat toprağa boylu boyunca,
    Ölüm bir yanında
    Kan bir yanındadır…

    Sen aşk nedir bilmezsin
    Beni sevmedin ki.
    Ağla, ağlayabildiğin kadar,
    Bütün güzellikler sende
    Aşk, aşk bendedir.
    1 ...
  45. 222.
  46. Bembeyaz duvarlar dilsiz
    biter gibi değil bu kör geceler
    habire uzayıp duruyor yokluğun
    saksıda çiçekler ağlamaklı sensiz
    ne varsa içimde kırık
    ne varsa odamda darmadağın
    bir yerde varolmaktı seni sevmek
    o hiçbir zaman anlamadığın...
    1 ...
  47. 223.
  48. hep böyle çocuksu mu bakar gözlerin..
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük