ümit yaşar oğuzcan

entry514 galeri18 video3 ses1
    174.
  1. kimisi çocukluğuma, kimisi cahilliğime geldi.
    kimisini ne istedigimi bilmeden sevdim,
    kimisini kendimi bilmediğimden sevdim. büyüdügümü,olgunlaştıgımı hissettiğim zaman ise;
    seni sevdim.
    şimdi düşündügümde çocukluk işte diyorum,
    gülüyorum..
    aradaki farkda burada digerlerini çocukca seni kendim gibi seviyorum..
    0 ...
  2. 175.
  3. güzel olan
    her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
    erimek yarını olmayan zamanlarda
    durdurmak bir yerde bütün saatleri
    bütün kuralları kırıp parçalamak
    sonra varmak o yerlere
    mevsimlere dur demek
    kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
    güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
    sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
    delicesine içmek
    ve unutabilmek her şeyi ansızın
    sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
    birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
    güzel olan
    sevmek seni tanrılar gibi
    seninle tanrılaşmak...

    bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin
    ne bu şehir kalacak
    ne bu duygusuz sürü
    bu korkunç kalabalık
    her vapur seni getirecek bana
    bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim
    kapılar sana açılacak
    senin için söylenecek şarkılar
    şiirler senin için yazılacak
    her evde bir resmin
    her meydanda bir heykelin olacak
    ve sen kimi gün bir rüzgar gibi
    kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi
    kopup ötelerden, ötelerden
    yalnız bana geleceksin
    bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin.

    ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm
    sende buldum erişilmez hazları
    yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan
    duyguların en ölmezini sende duydum
    susuzluğum dudaklarında dindi
    yalnızlığım ellerinde
    çoğu gün unuttum açlığımı
    sende doydum...

    ilk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun
    anladım yaşadığımı her nefes alışta
    seninle geçtim bütün zamanlardan
    seninle var oldum
    eridim seninle bir sonsuz çalkanışta.

    boynunda bir yer vardır, ben bilirim
    ne zaman oradan öpsem,
    değişir gözlerinin rengi
    yanar dudakların, terler avuçların
    dökülür kapkara aydınlık gibi
    omuzlarına saçların
    gitgide artar kalbinin vuruşları
    bir musiki halinde dünyamı doldurur
    ansızın bütün sesler kesilir
    zaman durur
    bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde
    her gün seninle yeniden var oluruz
    eriyip kaybolduğumuz yerde...

    sesini duymadığım gün
    yaşanmış değil
    açan çiçek değil
    öten kuş değil
    yüzünü görmediğim gün
    içimde yıldızlar sönük
    güneşler güneş değil
    seni sevmediğim gün
    seni anmadığım gün
    olacak iş değil...

    her günüm seninle geçsin
    o güneşe en yakın
    kimsenin varamayacağı bir dağ başında
    uçsuz bucaksız uzak denizlerde
    insan ayağı değmemiş ormanlarda
    uzaklarda, en uzaklarda
    o gemilerin uğramadığı limanlarda
    ışığım ol, alınyazım ol benim
    vatanım ol, evim ol
    yeter ki bir ömür boyu benim ol
    her günüm seninle geçsin...

    şiiriyle tanışarak kendilerine hayranı olduğum şair.
    4 ...
  4. 176.
  5. özellikle aşkı ve ayrılıkları anlatışıyla insanı her şiirinde alıp şöyle bir eskielre götüren şairdir.
    0 ...
  6. 177.
  7. ''tutuşup yanmayı din bilir olduk tanrım.
    yine yanmak dileriz, sanma yorulduk tanrım.
    aşka taptık diye korkutma cehennemle bizi,
    biz o alemde asıl cenneti bulduk tanrım.'' dörtlüğünün harika şairidir.
    0 ...
  8. 178.
  9. "kadinlar icin sone" 'sini kendime yazilmis gibi sevdigim; ancak bu kadar uyar dedigim o cok guzel sonenin yazari.

    "ben güzel gözlü kadınları severim
    Bir de küçük ayaklıları,uzun boyunluları
    Hem nasıl severim,öyle severim işte
    Terler avuçları,kesilir solukları
    Ben mahzun kadınları severim
    Yavru ceylanca kadınları,ürkekçe
    Hem nasıl severim,öyle severim işte
    Bilemezsiniz ne güzeldir,öpüştükçe
    Ben akıllı kadınları severim
    Düşünen,az konuşan çok bilen
    Her yerde,her zaman nazı çekilen
    Hem nasıl severim,öyle severim işte
    içimde büyük,sonsuz ateşler yanmalı
    Ölümüm bile o kadın yüzünden olmalı."

    Selcuk yontem'den dinlediginizde cok etkileneceginiz bir sonedir. insanin hayati boyunca mutlaka bir kere dinlemesi ve dinlerken de birini dusunmesi gerekir diye dusunuyorum.

    ek olarak: aski memnu da da adnan bey bihter'e dogum gununde okumustu bu soneyi.
    2 ...
  10. 179.
  11. Galata Kulesi, Güzeldiniz, Alışkanlık, Unutamıyorum şiirleri favorilerim olan şairdir.. bu şiirlerini okumadan ümit yaşar'ı okudum denilmemelidir kanımca...
    0 ...
  12. 180.
  13. (...)
    şimdi ne desek faydasız yoksunuz
    bir karanlıktır bıraktınız arkanızda
    yüzünüzü görmek mümkün değil artık
    kulaklarımızda yalnız aksi kaldı gülüşlerinizin
    hani yokluğunuz bu kadar uzun sürmeyecekti
    hani giderken gelirim demiştiniz
    vefasızlık bile yakıştı size
    güzelsiniz demiştik gerçekten güzeldiniz...
    2 ...
  14. 181.
  15. şiirlerini; henüz 20 yaşındayken intihar eden 'vedat' isimli oğluna yazmıştır.

    bunu öğrendikten sonra şiirleri bambaşka bir anlam kazanıyor ümit yaşar'ın. insanın her şiirinde 'vedat'ı arayası geliyor.
    1 ...
  16. 182.
  17. --spoiler--
    senin o kocaman gözlerin yok mu?
    nasıl duruyor boşluğunda arzuların anlamıyorum
    nasıl bakıyor bana?
    böyle merhametten uzak,
    git diyorsun,
    nereye gideyim?
    ümitlerim ne olacak?
    bunca şiiri kim söyleyecek sana?
    kim anlatacak dünya'ya sığmayan güzelliğini?
    --spoiler--
    4 ...
  18. 183.
  19. 184.
  20. çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak.. Belki bu şehirde değilsin.. Ne çıkar..? Seni arıyorum ya.. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken.. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı.. Beni bekliyorsun yada bir başkasını, bir başkasını..



    Hiç gel demeyeceğim sana.. Aramak neredeyse ben oradayım.. Ayaklarım ne güne duruyor..? Yok yok birden karşıma çıkma.. Kaç saklan Seni aramak istiyorum..



    Git bu şehirden haydi git.. Dağlara çık, o uzak dağlara.. Rüzgarların krallığında hüküm sür.. Baktın ki oraya da geldim, yine kaç.. Başını al açıl denizlere. Gemilerin en güzeli, en büyüğü dilediğin limana götürmeli seni, dilediğin yerde demir atmalı.. Ben küçük bir balıkçı kayığı ile peşinden gelsem yeter.. Seni arıyorum ya..!



    Bir yıl, beş yıl, on yıl değil; beşikten mezara kadar aramalı insan, ama ne aradığını bilmeli.. Yaklaşıp uzaklaşmalı aradığından.. Okyanus dalgaları üstünde bir küçük tekne gibi alçalıp yükselmeli.. Yalınayak koşmalı yollarda, ayaklarını sivri taşlar kesip kanatmalı.. Çöllerden geçmeli yolu, yanmalı kavrulmalı.. Sonra gözün alabildiğine ak, soğuk ülkelere düşmeli.. Buzlar kırılmalı ayaklarının altında, üstüne kar yağmalı..



    Bir gün bulacaksam bile parça parça bulmalıyım seni.. Ayaklarını Afrika'dan getirip bir kağıt üzerine yapıştırmalıyım.. Saçların Sibirya’da olmalı dudakların Çin’de.. Gözlerin Hindistan'da bir mabudun gözleri olmalı.. Ellerin italya'da bir heykelin elleri.. Bulursam seni parça parça bulmalıyım.. Yine de bir yerin eksik olmalı.. Yeniden yollara düşmeliyim, onu aramalıyım..

    Ayrılık diye bir şey yok.. Bu bizim yalanımız.. Sevmek var aslında, özlemek var,

    beklemek var.. Şimdi nerdesin..? Ne yapıyorsun..? Güneş çoktan doğdu.. Uyanmış

    olmalısın.. Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi..? Öyleyse ayrılmadık..

    Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz..!

    Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.. Önce beklemekten.. Ömür boyunca

    ya bekliyor ya bekletiyor insan.. ikisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın..

    Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar, sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini..

    Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını, kanunlara saygı göstermesini, insanları

    sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.. Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun..


    Ya o..? Ya o..? insanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat, çocuklarından saygı

    ve bir parça huzur bekliyor, saadet bekliyor yaşamaktan.. Zaman ilerliyor, bir gün o da

    ölümü bekliyor artık..Aradıklarının çoğunu bulamamış, beklediklerinin çoğu gelmemiş

    bir insan olarak göçüp gidiyor bu dünyadan.. işte yaşamak maceramız bu..

    Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak ve yaşayıp beklerken ölmek..!

    Özleme bir diyeceğim yok.. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası..

    O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.. O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

    insanlığımız özleyişlerimizle alımlı, yaşantımız özlemlerle güzel..


    Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.. Bir kokusu var bütün çiçeklere

    değişmem.. Bir ışığı var.. bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz..

    Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir.. Beklemenin korkunç

    zehiri öldürmüyorsa beni; seni özlediğim içindir.. Yaşıyorsam; içimde umut varsa,

    yine seni özlediğim içindir..



    Seni bunca özlemesem; bunca sevmezdim ki.!
    2 ...
  21. 185.
  22. babasının mesleğinden ötürü bir çok anadolu şehrinde yaşamış hak ettiği değeri alamayan isyankar şair.
    0 ...
  23. 186.
  24. --spoiler--
    biliyorum güzelliğin yeraltı nehirlerine benzer
    biliyorum bir sır gibi güzelsin
    hani anlatılmaz duygular vardır
    hani şarkılar vardır söyleyemediğimiz
    şiirler vardır unuttuğumuz
    aşina çehreler vardır hani
    zaman zaman hatırlayamadığımız
    işte sen o kadar güzelsin
    ve ben o kadar karanlıklar içindeyimdeki
    şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum
    şunlar gözlerindir diyorum, bakamıyorum
    düşün, kahrımdan ölmeliyim artık
    ölemiyorum.
    --spoiler--

    ümit yaşar oğuzcan
    2 ...
  25. 187.
  26. Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
    Oh ne iyi
    Ayten'li içkiler içip
    Sarhoş oluyorum ne güzel
    Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
    Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
    Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
    Ayten üstüne
    Saatim her zaman Ayten'e beş var
    Ya da Ayten'i beş geçiyor
    Ne yana baksam gördüğüm o
    Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
    Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
    Günlerden Aytenertesidir
    Odur gün gün beni yaşatan
    Onun kokusu sarmıştır sokakları
    Onun gözleridir şafakta gördüğüm
    Akşam kızıllığında onun dudakları
    Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
    Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
    Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li iki laf ederiz
    Onu siz de seversiniz benim gibi
    Ama yağma yok
    Ayten'i size bırakmam
    Alın tek kat elbisemi size vereyim
    Cebimde bir on liram var
    Onu da alın gerekirse
    Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
    Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
    Parasızlık da bir şey mi
    Ölüm bile kötü değil
    Aytensizlik kadar
    Ona uğramayan gemiler batsın
    Ondan geçmeyen trenler devrilsin
    Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
    Kapansın onu görmeyen gözler
    Onu övmeyen diller kurusun
    iki kere iki dört elde var Ayten
    Bundan böyle dünyada
    Aşkın adı Ayten olsun
    2 ...
  27. 188.
  28. --spoiler--
    sen aşk nedir bilmezsin
    beni sevmedin ki
    ağla, ağlayabildiğin kadar
    bütün güzellikler sende
    aşk bendedir
    --spoiler--
    0 ...
  29. 189.
  30. Kanser

    Bütün denizlerin aynı limana çıkması neden?
    Neden gökyüzünün bu sınırsız karamsarlığı?
    Yitirecek neyimiz var ki umutlarımızdan başka?
    Ve batacak başka bir gemimiz mi kaldı?

    Dev bir ağaç yapraklarını döküyor içimizde
    Nereye baksak her haliyle o çıldırtan sonbahar
    Kaç yüz org birden çalınıyor, duyuyor musun?
    Hani o birlikte söylediğimiz şarkılar?

    Ne oldu o düşlere? Nerde o iyimserlik
    Biz seninle şatolar kurmadık mı bir zaman
    Şimdi biz o değiliz sanki, hiç o olmamışız,
    Sanki bir şey var incinen dağılan bozulan.

    Şu martının kanatları neden kırık biliyor musun?
    Bu adamı dört duvar içine kim koydu sensiz?
    Eğil bir kuyuya seslen, yankılanan benim hep
    Benim içimde can verdi o gök o deniz!

    Sonunda tek başımayım, bak böyle bıçaklanmış!
    Biliyorum bir ölü var, ama ne? Ama kim?
    Soğuk, merhametsiz kollarıyla sarmış her yerimi
    Bir KANSER tümörü gibi büyüyor çaresizliğim.
    1 ...
  31. 190.
  32. Kimisi çocukluğuma, kimisi cahilliğime geldi.
    Kimisini ne istediğimi bilmeden ...sevdim,
    Kimisini kendimi bilmediğimden sevdim.
    Büyüdüğümü, olgunlaştığımı hissettiğim zaman ise;
    SENi SEVDiM.

    Şimdi düşündüğümde çocukluk işte diyorum
    Gülüyorum.
    Aradaki fark da burada diğerlerini çocukça
    Seni KENDiM GiBi
    Seviyorum.
    1 ...
  33. 191.
  34. 192.
  35. ümit yaşarı tanımıyorsanız gerçekten aşık olmamıştırsınız.
    0 ...
  36. 193.
  37. Sevgimi anlamadığın ve ona saygı göstermediğin anda ölebilirim. Karşılık vermediğin anda değil.
    0 ...
  38. 194.
  39. ...bir akşam getir bana, yaklaş, sessizce soyun
    baksana perdeler inik, kapılar kapalı
    sus! akşamla gelişini kimseler duymamalı...
    0 ...
  40. 195.
  41. ...bir daha görsem seni diyorum bir daha görsem
    bir gün olsun bir dakika olsun
    unut demek kolay, gel bana sor bir de
    hatırladıkça gözyaşlarımı tutamıyorum
    dilimin ucunda sen
    başımın içinde sen
    kader misin, ecel misin nesin sen
    unutamıyorum işte unutamıyorum...
    1 ...
  42. 196.
  43. bana bir şarkı söyle

    Özledim sesini ne olur konuş
    Bir gül açtır zamanların ötesinden
    Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
    Gök mavisinden, deniz mavisinden
    Bana bir şarkı söyle
    içimde bir şey kımıldıyor
    Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
    Bir baksana ne haldeyim deli divane
    Yaralıyım, çaresizim umutsuzum
    Bana bir şarkı söyle
    Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
    Dökül karanlığıma ışıklar gibi
    Al beni, en uzaklara götür
    Sesin, aksın içimde bir pınar gibi
    Bana bir şarkı söyle
    Bütün renkleri kat birbirine
    Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
    Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
    Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
    Bana bir şarkı söyle
    Yağan kar nasıl hazin yağar bilirsin
    Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
    işte öyleyim, kapkarayım bugün gel
    En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
    Bana bir şarkı söyle..
    1 ...
  44. 197.
  45. 198.
  46. (bkz: bir gün anlarsın)*
    Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
    Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
    Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
    Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
    Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
    Onun unutamadığın hayali,
    Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
    Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
    Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
    Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
    Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
    Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
    Duyarsın,
    Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
    Niçin yaratıldığını.
    Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
    Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
    Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
    Dolar gözlerin, için burkulur.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
    Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
    O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
    Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
    Uzanır, gökyüzüne ellerin.
    Ama çaresiz,
    Ama yorgun,
    Ama bitkin.
    Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
    Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
    Beklemeyi, ümit etmeyi.
    Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
    Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
    Lanet edersin yaşadığına...
    Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
    O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
    Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın...
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük