sürekli intihar girişiminde bulunan şair. oğlu intihar mektubunda baba intihar öyle olmaz böyle olur yazarak ölmeden önce babasına ayarı vermiştir. apansız uyanırsan gecenin bir vakti diye başlayan - yanlış hatırlamiyosam- şiirini çok güzeldir. zamanında ezberlemistim ama çok oldu sol framede görünce yazayım dedim.
Güzel olan
Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
Erimek yarını olmayan zamanlarda
Durdurmak bir yerde bütün saatleri
Bütün kuralları kırıp parçalamak
Sonra varmak o yerlere
Mevsimlere dur demek
Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
Delicesine içmek
Ve unutabilmek her şeyi ansızın
Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
Güzel olan
Sevmek seni Tanrılar gibi
Seninle Tanrılaşmak...
Bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin
Ne bu şehir kalacak
Ne bu duygusuz sürü
Bu korkunç kalabalık
Her vapur seni getirecek bana
Bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim
Kapılar sana açılacak
Senin için söylenecek şarkılar
Şiirler senin için yazılacak
Her evde bir resmin
Her meydanda bir heykelin olacak
Ve sen kimi gün bir rüzgar gibi
Kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi
Kopup ötelerden, ötelerden
Yalnız bana geleceksin
Bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin.
Ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm
Sende buldum erişilmez hazları
Yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan
Duyguların en ölmezini sende duydum
Susuzluğum dudaklarında dindi
Yalnızlığım ellerinde
Çoğu gün unuttum açlığımı
Sende doydum...
ilk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun
Anladım yaşadığımı her nefes alışta
Seninle geçtim bütün zamanlardan
Seninle var oldum
Eridim seninle bir sonsuz çalkanışta.
Boynunda bir yer vardır, ben bilirim
Ne zaman oradan öpsem,
Değişir gözlerinin rengi
Yanar dudakların, terler avuçların
Dökülür kapkara aydınlık gibi
Omuzlarına saçların
Gitgide artar kalbinin vuruşları
Bir musiki halinde dünyamı doldurur
Ansızın bütün sesler kesilir
Zaman durur
Bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde
Her gün seninle yeniden var oluruz
Eriyip kaybolduğumuz yerde...
Sesini duymadığım gün
Yaşanmış değil
Açan çiçek değil
Öten kuş değil
Yüzünü görmediğim gün
içimde yıldızlar sönük
Güneşler güneş değil
Seni sevmediğim gün
Seni anmadığım gün
Olacak iş değil...
Her günüm seninle geçsin
O güneşe en yakın
Kimsenin varamayacağı bir dağ başında
Uçsuz bucaksız uzak denizlerde
insan ayağı değmemiş ormanlarda
Uzaklarda, en uzaklarda
O gemilerin uğramadığı limanlarda
Işığım ol, alınyazım ol benim
Vatanım ol, evim ol
Yeter ki bir ömür boyu benim ol
Her günüm seninle geçsin...
isminin tersine herdaim ümitsiz olan şairdir.( sanki coğu zaman şiirinde imdat diyormus gibi)ayni zamanda oglunun galata kulesinden atlayip cebinden oyle degil boyle atlanir notuyla yikilmis olabilecegini dusundugum usta.
galata kulesinden atlayarak intihar eden oğlu için bu şiiri yazmıştır.
6 Haziran 1973
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
içi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
"Açarken ufkunda güller alevden"
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesinde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusuydu bu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Küçücüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesinden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat.
aşkın, ölümün, hüznün ve istanbul'un şairi.
birkaç defa intihar girişiminde bulunmuştur ancak başarısız olmuştur. büyük oğlu vedat babasının bu intihar girişimlerinden oldukça etkilenmiştir.
1973 yılında on yedi yaşındaki Vedat Oğuzcan, Galata Kulesine çıkar ve kendini aşağı bırakır Rivayet odur ki, cansız bedeni yerde yatarken avucundaki kağıtta bir not yazılıdır: Baba intihar öyle edilmez, böyle edilir! Bu olay, ümit yaşar'ın ruh dünyasında tamiri mümkün olmayan hasara yol açmıştır ve o zamandan sonra kendini Acılar Denizi olarak tasvir etmiştir.
--spoiler--
Bir yer var orada ikimiz için
Orada, bildiğin gibi şiiristanda
Evler Yunus'un evleri
Yollar Emrah'ın yolları
ve Hayyam'dan birer rubai gemiler limanda
Deniz bildiğin gibi Orhan Veli'den kalma
Mevsimse Yahya Kemal'in sonbaharı
Nedim'dir seyreylediğin bir elde mey, bir elde gül
Çeşmeler Karacaoğlan'ın
Dağlar Köroğlu'nun dağları
Tarancı'nın kuşları havada dönen
Kadınlar Haşim'in kadınları görüyor musun?
Yeter bir nabız gibi vurduğun bende
Bana bir şiir ver güzelliğinden
Bütün şiirler senin olsun
Şiiristan sultanı, devletlü gönlün emreylesin yeter ki
Güzelliğinden nice ülkeler kurulur
Yoksan gece ve ölüm
Varsan el sürdüğün her şey şiir
Ayak bastığın her yer şiiristan olur.
--spoiler--
Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize iki yabancıyız
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız
Her kaderin tesellisi bulunur, üzülme
insan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir
Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi
O günlerce gecelerce sevişmelerimizi
Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin
Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır
MiLYON KERE AYTEN
Ben bir Aytendir tutturmuşum oh ne iyi
Aytenli içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum
Şiirler yazıyorum Ayten üstüne
Saatim her zaman Aytene beş var
Ya da Ayteni beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayteni övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadeh de sizinle içeriz Aytenli
iki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok Ayteni size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayteni düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
iki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun
Oğlunun galata kulesinden atlarayarak intihar etmesi üzerine oğluna ithafen yaZdıgı bu şiir beni benden alan şiiridir .
......
Bir adam düştü Galata Kulesi 'nden ,
Bu adam benim oğlumdu ...
.....
Şiiri bana sevdiren şair. Kendi kendime kitaptan dilek tutup rastgele çıkan şiirleri okuyup defalarca beni kör kuyulara atmıştır. Mutlaka ki daha iyi şairler vardır fakat ümit yaşar'ın yeri ayrıdır. Kader kapıyı çalıyor şiiri efsanemdir. Yıllar sonra aşık oldum. haykırarak hıçkırıklar içinde sevgiliye bakıp okumak istediğim tek şiirdir.
Kitaplar, plaklar, şunlar, bunlar hepsi boş
Severken kolay değil avunmak, baksana
Yine kör karanlığında bir gecenin
Oturmuş özlem şiirleri yazıyorum sana
Dudaklarını anımsıyorum ekmekten sudan aziz
Ellerini anımsıyorum saçlarımda sevecen
Sonra gözlerin, dupduru, yalansız, kuytu
Seni andıkça bir imbat esiyor Ege'den
Şu satırları söylemiş güzel insandır:
Ve şu saat geldiğin anda,
Durabilir sevincinden,
Zaman çıldırabilir.
Çünkü benim dünyamda,
Ölümsüzlük seni sevmek demektir.
Edebiyatımızın en önemli şairlerindendir. Şiire gerçek değerini verenler okur genelde. Şayet Cemal Süreya gibi popülerite uğruna okunmaz. Bu yüzden az ve öz bilinmesi her zaman için iyidir. insani duyguları en safça dile getiren yazardır. "Çaresizlik" şiiri, okuyan her insana bir takım yaşanmışlıkları çağrıştırır. "Sana bir tanrı getirdim" adlı eseri de beni benden alan güzide bir şiiridir. "Kötüyüm sevemedigin kadar" söyleyişi her zaman içimi acıtmıştır. Şiddetle okunmasını tavsiye ettiğim şiir üstadı.
şöyle bir şiiri vardır ;
uykuların kaçar geceleri, bir türlü
sabah olmayı bilmez.
dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
deli eden bir uğultudur başlar
kulaklarında
ne çarşaf halden anlar ne yastık.
girmez pencerelerden beklediğin o
aydınlık.
onun unutamadığın hayali,
sigaradan derin bir nefes
çekmişçesine dolar içine.
kapanır yatağına çaresizliğine
ağlarsın.
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
bir gün anlarsın aslında her şeyin
boş olduğunu.
şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
gün gelir de sesini bir kerecik
duyabilmek için,
vurursun başını soğuk taş duvarlara.
büyür gitgide incinmişliğin
kırılmışlığın.
duyarsın,
ta derinden acısını, çaresiz
kalmışlığın.
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
bir gün anlarsın ne işe yaradığını
ellerinin.
niçin yaratıldığını.
bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
uzun uzun seyredersin aynalarda
güzelliğini.
boşuna geçip giden günlerine
yanarsın.
dolar gözlerin, için burkulur.
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
bir gün anlarsın tadını sevilen
dudakların.
sevilen gözlerin erişilmezliğini.
o hiç beklenmeyen saat geldi mi?
düşer saçların önüne, ama
bembeyaz.
uzanır, gökyüzüne ellerin.
ama çaresiz,
ama yorgun,
ama bitkin.
bir zaman geçmiş günlerin hayaline
dalarsın.
sonra dizilir birbiri ardına gerçekler,
acı.
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
bir gün anlarsın hayal kurmayı;
beklemeyi, ümit etmeyi.
bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın
gelir
bütün vücudunu saran o korkunç
geceyi.
lanet edersin yaşadığına...
maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
o zaman bir çiçek büyür kabrimde,
kendiliğinden.
seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
ümit yaşar oğuzcan
6 Haziran 1973
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam benim oğlumdu...
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
içi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
“Açarken ufkunda güller alevden”
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesi’nde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusu buydu
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
Küçüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
“Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni”
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesi’nden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
“Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat”...
gelme diyecektim geldin. iyi ettin geldiğine. neredeyiz? bir şehir yanıyor dikkat et. tutuşabiliriz, işte ilk ateş gözlerine düştü, sonra dudaklarına. saçlarının arasına kıvılcımlar doldu ışıl ışıl.
yanıyorsun, yanıyorum, yanıyoruz.
aramakla yetinsek bunlar gelmeyecekti başımıza. yine de memnunum. iyi ettin geldiğine. taş olup kalmaktansa, ağaç olup yanmak iyi.
ellerini ver, ellerini. öpüşmeye susadım. tırnak uçlarından öpmeye başlayacağım seni. titreme, yanıyorsun.
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni..
en guzel siiri galata kulesidir. tartismaya da gerek yoktur. hele kendi sesinden dinlerken uyan oglum uyan oglum uyan vedat dedigi yerde duygulanmayan tas olur.
"...Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!"
kelimeleri bu derece duyguyla yükleyen kalbi büyük şair.