ümit kocasakal ın rte ye verdiği ayar

entry3 galeri0
    1.
  1. bazılarına göre destansı bir ayardır. bazılarına göre ise asıl rte nin ümit kocasakal a verdiği tarihi ayar şeklinde değiştirilmesi gereken ayardır.
    nasıl olmuş da neler olmuş hatırlarsak, cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan muhtarlar toplansınında ümit kocasakal'ı şu sözlerle eleştirmişti;

    --spoiler--
    sahte bir cübbe koltuğunun altında, bir diğerinin elinde şemsiye. içeri giriyorlar, altı kat yukarı çıkıyorlar. ey baro başkanı, sende telefonla görüştün teröristlerle? hangi neticeyi aldın? hiçbir netice alamadın. hani senin sözün çok dinleniyordu ya, alsaydın ya bir netice. bu terörist terörist, bunu bileceksin, bunu göreceksin. sende bulunduğun makam sebebiyle gazetelere çarşaf çarşaf ilan vererek ürkütemezsin. senin yaptığın hareketler eski türkiye'deydi, artık yeni türkiye var. sen de bütün avukatları temsil etmiyorsun, yargı oylarının da üçte birini temsil ediyorsun. adeta yargı adına konuşuyorum havasına da girme. bunları milletçe çok iyi bilmemiz lazım.

    --spoiler--

    ümit kocasakal'ın yanıtı ise şu olmuştur;

    --spoiler--
    ey cumhurbaşkanı! benim için iyi bir şey söylese zaten şaşırır ve kendimden şüphe ederdim. kendisi her gün yaptığı açıklamalarla ülkeyi germeyi, toplumu parça parça bölerek kamplaştırmayı, kişileri ve kurumları hedef göstermeyi herhalde iyi bir şey zannediyor, ama ülkeye büyük zarar veriyor. anayasayı, hukuku tanımıyor, kendisini her şeyin üzerinde görüyor ve zannediyor. kartallar yüksek uçar ama çakılmaları da şiddetli olur…sanırım kendisini halen başbakan zannediyor. birilerinin kendisine artık başbakan olmadığını, ettiği yemin ışığında tarafsız olması gereken bir cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatmasında yarar bulunmaktadır
    faillerin bazı kişilerle birlikte beni talep ettikleri bilgisinin başsavcılıkça tarafıma iletilerek yapılan davet ve rica üzerine, bir zorunluluğum bulunmadığı halde, insani ve vicdani bir görevi yerine getirmek üzere gittim. sonuçlarını da hiç düşünmedim. nitekim konuşmada açıkça güvenlik güçlerinin her yola başvurarak baro başkanı'nı ve babayı getirttiğini, görüştürdüğünü bizzat kendisi ifade ediyor. insan yaşamı söz konusuyken, hesap yapılmaz. bugün olsa yine yaparım. vicdanen müsterihim. çünkü bu süreçte gerek ben, gerekse avukat meslektaşlarım elimizden gelen her şeyi yaptık. bunun şahitleri de var. nitekim bu nedenle gerek sayın istanbul il emniyet müdürü, gerekse başsavcılık şahsıma teşekkür etmişlerdir. teşekküre gerek olmamakla birlikte, ben de kendilerine teşekkür ediyorum. elbette başarılı olmak, netice almak isterdim ama, elimde sihirli bir değnek maalesef yok. ancak emniyet görevlileri de görüştü, peki onlar netice aldılar mı? netice almanın bir garantisi mi var? benim suçu önleme, suçla mücadele gibi bir görev ve yetkim mi mevcut? yoksa o görev siyasi iktidarlara, savcılara ve emniyet kuvvetlerine mi ait ? kaldı ki benim sözlerim çok dinleniyor olsa, bugün ülkedeki bu hukuksuzluklar olmazdı… saldırı ile ilgili yaklaşımımız ve açıklamalarımız ise ortadadır. üstelik bizimkisi timsah gözyaşları da değildir.
    --spoiler--
    1 ...
  2. 2.
  3. "Kendisi, aldığı %52 oyla ne kadar milleti temsil ediyorsa, ben de aldığım %67 oyla o kadar istanbul Barosu avukatlarını ve baroyu temsil ediyorum." Ümit hocanın en can alıcı ayarı bu cümledir lakin başlıktaki konuşma metninde yer almamaktadır. Sizi gidi sizi...
    3 ...
  4. 3.
© 2025 uludağ sözlük