hukuk devleti ve demokrasiyi savunmanın baroların görevi olduğunu bilen ve bunun için gerekirse siyaset yapılmasının zorunluluğuna inanan bilinçli hukukçulara sahip istanbul barosudur. oy kullanan 22 bin avukatın 12 bini ile yeniden kocasakal'ı başkan seçmiştir.
iyi ki de seçmiştir. kocasakal'ın başkanı olduğu istanbul barosu, ülkede akp'nin estirdiği faşizan rüzgarlardan ürkerek susmayı seçen nice sözde sivil toplum kuruluşunu ve merkez medyayı utandıracak şekilde sesi kısılamayan önemli bir muhalefet odağıdır ve kendisinin yeniden seçilmesi ülkenin geleceği için bu hayati önemde bir mevzi kazanımıdır.
buna katlanamayan akp iktidarı, yandaş bulmakta zorlandığı için bir türlü ele geçirmediği büyük baroların sesini kesmek için eline geçirdiği yasama yetkisini yine kötüye kullanarak avukatlık kanununu değiştirmeyi amaçlıyor: üye sayısı az olan baroların barolar birliğinde daha fazla üyeyle temsil edilmesi ve baroların yönetim kurullarının, seçimi kazanan gruba tamamen bırakmamak adına, diğer grupların aldıkları oya göre temsil edilmeleri ve illaki her deliğe yandaşlarını yerleştirmek ve ülkeyi kendileri için dikensiz gül bahçesine dönüştürmek için her zamanki gibi yine fetbazlık peşindeler. bu fetbazlığı da, demokratik temsil yalanıyla yutturmaya çalışıyorlar. onlara sormak lazım, "milletvekili seçimlerinde en çok oyu alan parti olarak siz, muhalefete aldığı oy oranına göre bakanlık verecek misiniz ?" çifte standart gereğince tabii ki hayır ! ama, zayıf oldukları yerlerde, "demokrasi" diye tepinip dururlar. tabii ki, sahte demokrat yapıları gereği bu böyle.
tarihte de bu kadar açgözlülük, bu kadar hırs, bu kadar pespayelik, bu kadar fetbazlık, bu kadar ahlaksızlık görülmüştür, ama bu kadar olumsuz özelliğin bir araya gelmesi, ne yazık ki türk ulusunun başına gelmiş toplumsal bir felakettir.
bedevilerin ele geçiremediği bir kale olarak görevine devam eden barodur...
yandaş avukatların shit atmak için yarıştığı barodur ayrıca...
türban ile mahkeme salonuna giremiyormuş, avukatlar, savunmasını yapamıyormuş, ulan kafana türban diye taktığın bez parçası ile savunma yapınca dahamı etkili konuşuyorsun.
türban ile savunma yapacağın ülkeler seni bekliyor defol git orada giy kara, çarşafını yap savunmanı.
son seçimi kötülerin içinden en iyi aday olarak kazanmıştır. bazı şeyleri dilinden düşürmez ama mesleki dayanışmaya, genç ve deneyimsiz oldukları için sömürülen köle avukatlara * sıra gelince bir sessizlik gelir kendilerine...
izmir barosu için de konuşmak gerekirse bin bir çeşit benzeri aday listelerinde suratlarının girebilecekleri en şirin şekilde poz vererek "biz böyle iyiyiz, biz şöyle mükemmeliz." triplerinde ortalıkta arz-ı endam etmektedirler. ama herkesin derdi aynıdır "meslek sıkıntılarından kime ne, en çok ben cebimi doldurayım."
--spoiler--
buradaki listelerde ya pkklılar, ya şakirtler, ya da atatürk'ü önder bellediklerini iddia eden sülükler var. tabii ki boş oy atacoğuk, hiçbirine hayrımız dokunmasın. *
--spoiler--
maalesef benim satj yaptığım barodur, muammer aydının kazanmasını bekliyordum oda atatürkçü birisi ama gerçek bir demokratdır, yazık oldu yine aşırı siyaset yapan bir kişi kazandı.
evet 28 bin üyeden 22 bin oy kullanılmıştır.
hükümet ak partide görev almış olan Av. Rıza SAKA 4650 oy %21,12 oy almıştır diğer 3 adaydan hiç biri hükümete yakın değildir. demek ki % 79 kadar hukukçunun hükümetin adamını seçmediği gerçeğini değiştirmiyor.
karşısına çıkan aday başkan olduğunda siyasete bulaşmayacağı zannedilen baronun ta kendisidir.
diğer yandan, yenilgiyi, hatta hezimeti hazmedemeyen vatandaşlar olduğunu da görmüş olduk. herif silmiş süpürmüş lan, yıkmış geçmiş. neyin peşindesin.
biz de diyoruz, bu millet, şu iletişim çağında hala başkasının aklıyla oy veriyor, ülkenin yarısı bildiğin koyun, sürü psikolojisiyle hareket ediyor. oy verdiği adayı hayatında bir kez bile görmeden, sesini duymadan, ne düşündüğünü, neyin peşinden gittiğini anlamadan kendisine vekil tayin ediyor. üstelik bunu da herkes yaptı diye yapıyor.
sen kalk, en yakın rakibini üçe katlamış, okumuş etmiş adamların seçimine çamur at.
sana ne adamın siyasetinden, millete vekil mi oldu, meclise mi girdi. beğenmiyorsan istifa eder, gidip hakkari barosuna kayıt olursun. ne biçim demokrasi anlayışınız var sizin. ayıp ayıp.
demek ki neymiş okumuş aklı başında adamların çoğunluğu hükümet karşıtıymış gibi bir yargı ortaya çıkaran önerme.
evet baro seçimleri sonunucu ümit kocasakal tekrar seçilmiştir. aklı başında adamlar hükümete yakın olun haklarınızı tam kullanın martavalına oylarını satmamışlardır. darısı halkımın başına.
turkiyenin her yerinde siyasi rant varken ve elestirilmeyip bugun istenilmeyen sonuc neticesinde elestirilmesi manidardir.hakimlik sinavinda adalet dagitacak insanlarim kopya cekmeleri siyasi rant sayesinde oldugunda da elestirilerinizi gorebilseydik keske seklinde sitem edilir.
sandık sonucuna saygı duyulmalı ancak o sonuca ne kadar saygı duyulması gerekirse o sonucun sonucunu da eleştirmek o saygıya denk bir demokratik haktır.
ve o hakkımı kullanarak diyorum ki o 12 bin kişi kendini bir meslek grubu başkanından çok bir siyasi rantçıya kullandırmıştır.
yani secimle gelmis insanlara saygı duyulmalidir.basbakan bunu her zaman soyluyor tabi bide iktidara yakin olun avukatlik haklarinizi kullanin diye propaganda yapmak ne kadar demokratiktir.
baro bir meslek kuruluşudur. ve o mesleğin üyelerini temsil eder ve o temsilcilerin bir başkanı olur.
başkan meslek grubunun çıkarlarını güder.
ümit kocasakal ne yapıyor ? siyasi bir rant arenasında meslek onurunu siyasete alet ediyor.
cidden istanbul barosu avukatlarından kendisine oy veren 12 bin kişi sadece kendilerini kullandırtmış ve meslek onurunu küçültmüş başka meslek grubundan olması gereken insanlardır.