hastalığın 10. yılını yaşadığım geçen şubat ayında, yaşadığım felaket ötesi 2. amip kaynaklı atak sonucu hastanede yatarken şu makaleyi tesadüfen gördüm...
ms hastalığının çaresi... ms hastalığı ile ülseratif kolit hastalığı eş değerdir. savunma mekanizması otosinir sistemine saldırırsa adı ms olur. eğer kalın bağırsağa saldırırsa adı ülseratif kolit olur. saldırı 7 farklı organa yapılır. hepsi için sistem ve çözüm aynıdır...
bu makale, ülseratif kolit hastaları için umut ışığıdır, mucizedir.
ayrıca, ülseratif kolit hastaları için yazmak isterim, kanlı atım ve şiddetli karın ağrısı çekilirse, hastalığın direk aktive olduğu anlamını taşımaz. zaman kaybetmeden gayta testi ve amip taraması talep edilmesi gerekir. bu tarama siz talep etmezseniz yapılmaz... gaytada canlı amipe rastlarsanız, amip sebepli kanama ve kasılmalar olduğu ortaya çıkar.
yalnız.... derhal flagyl ve metronidazol türevi antibiyotik ile tepesine binilmesi gerekir. gayta testi için geç kalınan her bir gün hatta saat, amipin ülseratif koliti tetiklemesine sebep olur. işte bir ülseratif kolit hastasının yaşarken gördüğü en büyük kabus, bu olacaktır.
ülseratif kolit, steroid ve benzer ilaçlarla bloke edilebiliyor. ancak, amip canlı ve aktif olduğu için savunma mekanizmasını bloke edemezsiniz... yoksa ateş çıkar ve 40 a dayanır. felakete çevirir. bu olmaması için damardan ve ağızdan 2 antibiyotikle en az 1 hafta 10 gün gece gündüz amipe saldırı mecburidir. bu esnada bloke edilmeyen ve aşırı aktive olmuş savunma mekanizması ise kalın bağırsağı kan revan talan eder. acıdan hayat enerjisi doktorların gözleri önünde mum gibi erir. yani hem iç hem dış düşman aktivedir. sıralamaya göre önce canlı amipin 10 gün içinde yok edilmesi, ardından kişinin sancıya dayanma gücü daha fazla bitmeden mekanizmanın yüksek doz steroidle frene basılması gerekir.
bu kabus ile karşılaşılmaması için, kanama ve krampların başladığı gün, saatlerle yarışarak tahlile gidilmesi ve amip taraması talep edilmesi tek yoldur. çıkması durumunda derhal antibiyotik ile müdahaleye sabah öğlen akşam başlanması, ülseratif kolitin tetiklenmesinin önüne geçebilir.
bu esnada karnınızı soğuktan, soğuk içeceklerden sürekli korumalısınız. soğuk direk hastalığı tetikler.
talihsiz hastalığımızın naçizane tavsiyeleri bunlar olabilir.
Kolon mukozasının inflamatuar proçesi. Distalden proksimale ilerleyen bşr hastalık. Genetik, bariyer disfonksiyonu, mikrobial flora ve immün disregülasyon etyolojide suçlanır.
En sık bulgu hemotokezya. Karın ağrısı, ateş, kilo kaybı. Tenezm.
Truelova Witts kriterleriyle ağırlığı ölçülür.
Eritema nodozum, pyoderma gangrenozum ekstra intestinsl bulguları.
Ülseratif kolitlilerin %2 civarında primer sklerozan kolanjit görülür. Psklıların ise %75'inde ük görülür.
Ük başlıca komplikasyonlar:
Toksik megakolon, perforasyon, kanama, kanser gelişimi vs.
Tanıda en önemli yöntem: endoskopik inceleme.
Pankolitli hastalarda backwash ileitis tablosu olabilir, bu terminal ileumun son 1-2 cmsinde ülsersix inflamasyon anlamına gelir.
Toksik megakolon: transvers kolon çapı 6 cmi aşmışsa. Kleopotaj, ishalin kesilmesi, barsak sesleri azalması.
Kolon grafisinde kurşun boru manzarası.
Tedavi: aminosalisilat verilir. Ve daha etkili olması için lavman şeklinde de verilebilir. iki yoldan da verilince başarı oranı artar.
Ük'de cerrahi endikasyonları:
Toksik megakolon
Kanama
Perforasyon
Obstrüksiyon
sanıldığı gibi genetik olmayan bağışıklık sisteminin regülasyonunu bozup vücuda ait doku ve organlara saldırmasına yol açması neticesinde ortaya çıkan otoimmun gastrointestinal sistem hastalığıdır..
hastalık birçok yönden crohn hastalığına benzemekte olup ayrıcı tanı ancak gastroskopi ve kolonoskopi ile konabilmektedir..
hastalığın maligniteye dönüşmemesi için major ve agresif cerrahi müdahale şarttır..
bağışıklık sisteminin regülasyonunu bozan bir virüs, bakteri yada kimyasal bir madde olabileceği gibi tahıl ürünlerinde bulunan ve vücut tarafından sindirilemeden kana karışan tahıl proteinleri de olabilmektedir..
** yeterince güneş görmeyen toplumlarda hastalık çok daha fazla görülmektedir..anne karnından itibaren yeterince güneş gören insanlarda, hastalığın yüzde 88 daha az görüldüğü rapor edilmiştir..(( yazın 1 saat kışın 2 saat açık havada güneş görmek, hastalıklardan korunmak için şarttır..))
** omega-3/ omega-6 dengesinin bozulması sözkonusu hastalık için bariz risk faktörüdür..epa + dhea = 1000 mg olacak şekilde günlük balıkyağı kullanımı şarttır..
** ayrıca kefir gibi probiyotiklerden zengin yiyecekler ile beslenmekte bağırsak florasını düzeltip ülseratif kolit ve crohn hastalığı gibi hastalıklardan korumakta, hastalık varsa eğer prognozunu düzeltmektedir..
** tahıl ürünlerinden, unlu ve şekerli gıdalardan, turşu gibi salamura yiyeceklerden, acı ve baharattan ve alkolden uzak durulmalıdır..
karın ağrısı,mukuslu ve kanlı ishal ile seyreden kronik olan ve cerrahi dışında tam tedavisi olmayan, ancak ilaç kullanımlarıyla baskılanabilecek kalın bağırsak iltihabı.
Tedavisinde nikotine ihtiyaç duyulan psikosomatik rahatsızlık.Patlıcan,nikotin sakızı gibi yollarla alınabilse de , sigara kullanımını öneren doktorların sayısı çok.
3 senedir yaşadığım hastalığım.. bu 3 senenin öncesinde hastalık 1.5 sene boyunca belirli aralıklarla nüksetmesine rağmen dizanteri teşhisi koyup geçiştiren hastaneleri ve doktorları da buradan saygıyla anıyorum. birçok özel hastane gezmeme rağmen teşhisi koymak için kolonoskopi de benim ısrar etmemle teşhis konulabildi. ancak eksik tedaviyle hastalık yeniden alevlendi. bu hastalığı çekmiş insanların tavsiyesine uyarak cerrahpaşa tıp fakültesinde aldım soluğu.. yine ne varsa devlet hastanelerinde var dedirtti bana burası. 2 ay boyunca testler falan derken gastroenterolojide tedavime devam ediyorum. hastalık şu an remisyonda. hala beni rahatsız eden yiyeceklerin hepsine hakim değilim. ama sürekli yeni şeyler öğreniyorsun.
tabi hastalık ve ilaçlar başka problemleri yanında getiriyor. gözlerde bozukluk, kemiklerin erimesi gibi..
ha bide alternatif tıp ürünleri de var..bunları da unutmamak lazım..bir kısmı yararlı ama bir kısmının faydası oldu mu anlamadım bile.
bir de doktorların ve eczacıların ağız ucuyla söylediği, çeşitli forumlarda hastalığı yaşayan arkadaşlardan da duyduğum sigara meselesi var. sigarada bulunan nikotinin bağırsaktaki bazı zararlı bakterileri öldürdüğü ancak sigaranın yararından çok zararı olması sebebiyle tavsiye edilmediği söylenmekte.
umarım makul bir tedavi yöntemi bulunur ve kurtuluruz..