ülkücülükle ülkücüyüm diye ortalıkta dolaşan insanları birbirine karıştıran insandır. ülkücülük soyut ve geneldir bunu ağzına sakız yapan insanlara göre değerlendirmek cahilliktir hatta kara cahilliktir.
ülkü ve ülkücülük çok ama çok yanlış anlaşıldı, hatta belki de öyle anlaşılması istendi ve böyle olmasını isteyenlerde çok büyük oranda başarılı oldu. ülkücülük gibi güçlü bir duruş, güçlü bir karakter, sağlam bir donanım isteyen bir yol da işsiz güçsüz, cahil, ülkücülüğü, milliyetçiliği, küpe takan bir kaç genci dövmek, serserilik etmek sandı. onların bok yemesine kurunun yanında yaşta yandı.
Her ülkücüyüm diyen ülkücü olmaz. Ülkücülük sadece milliyetçilik değildir, dini boyutu da vardır. Milliyetçiliği de kafatasçılık değildir, faşizm değildir. her ülkücüyüm diyene inanmayın.
Hala komunizm ile mücadeleyi ilk amaçları olarak görüyorlarsa, insanları iyi kötü diye değil de doğum piyangosundan dolayı sahip oldukları niteliklerle anlatıyorsa ve nerede kavga varsa arkasından reyyizler çıkıyorsa bence anlaşılma sıkıntısı yok ülkücülerin. Veyahut buradaki sorunsal, ülkücülerin kendilerini yanlış anlamasıdır.
ülkücülük gibi sığ, beş para etmez bir siyasi düşünceyi bile anlayamayan düşük zekalı insandır. allah yardım etsin; o kadarcık bir zekayla yaşamak, hayata tutunmak zor tabi.
Tanım: ülkücülükten bihaber insandır ki bilmemek ayıp değil asıl ayıp onu ülkücülükten soğutanlarındır. Ülkücülük kavramına sözüm yok. -zamanında komünistlerle birbirlerini iki azılı düşman gibi dövmek, öldürmek düşüncesi değil elbette. bugün aynı şey futbolda yaşanıyor. evde beraber yemek yerken fb li ve gs li vs stadda birbirlerini doğruyorlar.- -konudan uzaklaştım sanırım ne diyordum- üniversitelerde özellikle ülkücüyüz diye dolanan afedersiniz ama bir iki istisna dışında alayı şerefsizler vardır ki işte bunlar komünistlerin veremediği zararı verirler ülkücülüğe. neden. çünkü onların tek amacı "başıma bir şey gelir, arkam sağlam olsun" mantığındadırlar. bir olay karşısında çil yavrusu gibi dağılırlar. hatırlatmak gerekirse yakın zamandan. ktü de 24 kasım günü kendilerinin yarısı kadar bile olmayan, üstelik içinde kızlar da olan kolektifler karşısında aldıkları hezimettir. yazık ülkücülüğe.
