işçi emekçi tayfasından kasıt şu sol tandanslı sendikalar ise onların işçiyi sömürmedeki rolleri ise hep geri plandadır.
bireysel olarak emekçi ve işçinin hakları hakkında yüzlerce yazım vardır ki bu halen eksiktir.
şu yaftayıda her daim garipserim amerikan empreyalizmi ile özdeşleştiriliyor olmak gerçekten saçma ya hu.
emperyalist söylemin sadece amerika değil rus, çin menşeilide olduğunu düşünürüm. ki ülkücü hareketin amerikan emperyalizmine kucak açtığına dair delil gösterilemez hatta ne amerika ne rusya ne çin herşey türkiye için söylemi senelerdir söylenegelen bir söylemdir.
kamu sen özelinde bahsedecek olursak ise gayet örgütlü şekilde bir sendikal örgüttür ve türkiye şartlarında realiteden uzak olmayan bir duruşu vardır.
bir hakkı iade etmek gerekir ise cırtlak ses dahi olsa işçi hakları konusunda sol söylemleri daha çoktur. bu örgütlü söylemdir. bireysele indirgendiğinde ise işler değişir.
ben işçi dendiğinde önce mavi yakalıları baz alırım ki kendimde bu kapsamdayım. ki ülkücü hareketin yüzde bazında en yüksek oranda mavi yakalılardan oluştuğu görülecektir.
bu oran sola kıyasla kesinlikle daha yüksektir.
her ne ise.
cemil meriç in bir sözü ile noktalandığında herşey daha bir açık olacaktır.
hakime "ben marksistim diye haykırdığımda henüz bir işçi eli sıkmamıştım" der cemil meriç.
açıklaması çok basittir. çünkü ülkücülükte sosyalizm vs. gibi sınıf anlayışı yoktur. toplumu işçi ve köylü değil türk ya da müslüman olarak tanımlar bu yüzden komünistler niye cami yaptırmıyorsa ülkücüler de işçilerle ilgilenmez çünkü zaten işçilerin ve köylülerin büyük bir bölümü ülkücüler gibi düşünür.
Marjinal hippiler gözünüzü doldurduğundan işçiye desteği görememektesiniz. ideolojik bakımdan üç şeyi temel alan milliyetçi ülkücü hareketin temeli şunlardır;
Allah a ve varlığına inanmak
Gönderdiği peygamberlere ve hak din islamın kutsal kitabına inanmak, aynı anda törelerden, gelenek ve göreneklerden kopmamak son olarak ise milli doktrin dokuz ışığa inanmak ve içinde geçenleri türk milleti başta olmak üzere cemil cümle herkese anlatmak.
bunlardan yola çıkarak kurulmuş, görmüş, geçirmiş milliyetçi ülkücü hareket sonu izmle biten her şeye karşı çıkmayı kendine vazife kabul etmiş bunlarla mücadele ederken beş binden fazla şehit vermiş ve bundan gocunmamış, gururlanmış ve her gün kendinde daha büyük işler yapacak gücü bulmuş bir harekettir.
asıl konuya gelecek olursak işçi sınıfının hakkını alabilmesi, sesini duyurabilmesi yavşak ağababalara gereken cevabı verecek bir güce ulaşabilmesi hepsinden öte yabancı saçma sapan ideolojilerden kıymetli işçilerimizi kurtarabilmek için dik baş tok karın mutlu yarın üçlemesini bir araya getirerek dernekleşme çabasına girmiş ve ülkücü işçiler derneğini kurmuş çoğu vilayete il ve ilçe başkanlıklarını açmıştır. işçi sınıfının yavşaklara karşı mücadelesini devletçi yöntemlerle yürütmeye çalışan ülkücü hareketin neferlerine bi boktan haberi olmayan sığırların kolayca karalama kampanyası açması, çeşitli değerler uğruna canını ortaya koymaktan çekinmeyen insanlara emperyalist, kapitalist gibi yakıştırmaların yapılması bu hareketin yediden yetmişe tüm neferlerini güldürmektedir. altında new balance ayakkabısı yine altında maviden aldığı üç beş yüz liralık kotu ile sözde işçi hakları savunuculuğu için güvenlik güçleri ile çatışan beyni yok fikri var gerizekalıların bizleri çeşitli şeylerle suçlaması bizi sadece güldürmektedir. ülkücü hareket dünyadaki herkesi kucaklayan, kucaklarken de mazluma eren zalime alp olmayı başarmak için elinden geleni yapan bir harekettir. tomanın suyunu görünce altına sıçanlar can vermekten çekinmeyenleri suçlarken bin kere düşünsün. Dik baş tok karın mutlu yarın!
var olsun ülkücü işçiler derneği.
selam ve dua ile. okuduğunuz için de teşekkürler.
işçi haklarını savunduğu için işinden olan ülkücülerin olduğuna bizzat şahidim. saçma bir başlık.
bir ülkücü ağabeyim, çalıştığı fabrikaya sendikacılığı sokmaya çalıştığı için işten atıldı. 2-3 kişi haricinde hiçbirisi yanında olmadı. solcu bir büyüğü ise duruma şaşmış ve demiş ki; "ya hu x ben 40 yıllık solcuyum senin gibi mücadeleci, işçi haklarını savunan birini görmedim."
