hukuksal sonuçları olduğundan gibi bir cevabı olan sorudur.
halk olaylara karşı başına buyruk davranıp hükümetin yapması gereken şeyleri yaparsa hükümet ne işe yarayacak? sorun ülkücülerin astığım astık, kestiğim kestik tavırları değil.
sorun böyle bir olay varken, teröristler meydanlarda bangır bangır bağırırken bayrak açarken hükümetin neden bir şey yapmadığıdır.
teröristler camları indirip, arabaları yakarken, dükkanları yağmalarken polislerin onları neden sadece izlediğidir.
daha sonra aynı polisin neden gidip öğrencileri öldürürcesiye dövmesidir. hak isteyen işçilere neden eylem hakkı vermeyerek onları bahalle aralarında dövdükleridir.
asıl soru ve sorun bunlardır.
türkiye de birçok ilde bdp lilere, solculara , hatta kürt tarım işçilerine , inşaat işçilerine , oraya gelip yerleşmiş kürt kökenli yurttaşlara salyalarını akıta akıta , satırlarla , sopalarla saldıranları , linç girişimlerini yapanları , örgütleyenleri uzaylı zanneden birinin açtığı başlık.
devlet denen aygıtı idare edenlerin sorumluluğundaki bir meseleyi halkın bir kısmının çözmesini dilemek ya da düşünmek deliliktir. her iğrenç tecavüz sonrası yazılan onlarca "içerde siksinler" , "damat koğuşu" temalı entryler gibi çocukça hatta geri zekalıca bir öneridir. ülkücülere ve diğer yurtseverlere (hangi ekonomik doktrine inanırlarsa inansınlar) düşen devlet aygıtına hakim olan unsurların vatana ihaneti durumunda onlardan hesap sormaktır. ayrıca bu ülkenin yurtseverlerini bir takım insanımsı ile muhatap edecek bir sebep de yoktur. ne ülkücülerin ne de diğer yurtseverlerin dengi ya da eşiti değil bahsi geçen hayvan sürüsü...
toplumsal olaylarınızı yesinler sizin. klavye tuşlarına dokunmak dışında gidişata dur diyecek bir eylemde bulunmayan adamlar -ülkücüler niye susuyor? diyor.
ülkücüler susmuyor ülkücüler konuşacakları zamanı artık çok iyi biliyor. birkaç tane kendini bilmezin işlediği cürümlerin cezasını çekmektense o birkaç tane kendini bilmezi bertaraf etmeyi öğreniyor.
derin devletin maşası kontrgerilla mafya gibi aşağılık yakıştırmaların yapıldığı bir kurumu içinde olsun olmasın kimse sokaklara davet edemez.
-ülkü ocakları kahveye dönmüş, diye söylenen tiplerin iç dünyalarındaki ezikliği bilirim kolundan tutup götürmüşlüğüm vardır gel yancı ol diye. kahvehanedekileri davet et karşı durmaya o zaman ocaklı gençleri değil.
ülkücüler pkk lılarla savaşsın,
solcular eylem, protesto yapsın,
eee sorması ayıp böyle düşünenler bu ülke için ne yapacaklar. akıl verip köşeyemi çekilecekler?
ülkücülerin yanı sıra bu tarz engelleme politikalarını destekleyenler ne yarak yemektedirler demeden geçemiyor insan. yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal. akabinde faşistlikle damgaladığınız ülkücülere neden yoldaş olmuyorsunuz o halde? kavga etsin ya da küfür etsin demiyorsunuzda ne tür şekilde engelleme yapılabilir? konuşarak iktidarın başındakiler bile bu bölücülerle uzlaşamazken hangi şekilde bunlar engellenebilir ?
devlet bahçeli' nin ülkücüleri sokaklardan çekmesi üzerine ülkü ocakları kahvehanelerden farksız bir hal almıştır. toplumsal olaylarda kendini göstermesi ve gerekeni yapması gereken ülkücü gençler başıboş bir halde kalmıştır.
Ulkenin güvenliği&düzeni Polis ve Asker gibi resmi kurumlar tarafından yönetilmelidir. farklı arayıslar, grup çatışmaları daha büyük sorunları beraberinde getirir.
şimdi burada amacım, ülkücülere laf atmak değil. ülkücülerle sorunum yok. bazen kutluyorum kendilerini gerçekten. eskişehir'de birisi öcalan posteri açmak istedi. hemen müdahale ettiler. ee mersin'de ülkücü yok mu ? o kadar yakıyorlar, yıkıyorlar. istanbul'da yok mu ? taksim'i savaş alanına çeviriyorlar. neden müdahale edilmiyor ? facebook'ta bozkurt resimleri paylaşmakla, küfür etmekle mi ülkücü olunuyor. gitsinler kavga etsinler demiyorum ama neden meydan o orospu çocuklarına bırakılıyor anlamış değilim.
