ülkü tamer

entry116 galeri11
    100.
  1. ismi her daim livaneliyle anılan "güneş topla benim için" ve "memik oğlan" gibi şaheserlerin asıl sahibidir. zülfü baba ise sadece besteye dökmüştür.
    ikinci yeni gibi toplumdan uzak ve kapalı anlatıma sahip bir topluluğa dahil olmasına rağmen, kaynağını halktan da alınan ve beşeri trajedileri de dile getiren, edebiyatımızın yaşayan güçlü kalemlerinden biriydi.
    (daha iki üç gün önce de trt müzikte memik oğlan türküsünü duyunca kendisinden söz etmiştik.) allah rahmet eylesin..
    3 ...
  2. 101.
  3. 102.
  4. iyi nişan alırdı kendini asan zenci
    Bira içmez ağlardı babası değirmenci...
    2 ...
  5. 103.
  6. Çok canım sıkılıyor kuş vuralım istersen.
    5 ...
  7. 104.
  8. BEN SANA TEŞEKKÜR EDERiM
    Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
    Ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün;
    Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
    Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
    Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.

    Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da.
    Ülkü TAMER
    Ruhu şâd olsun...
    15 ...
  9. 105.
  10. hiç tanımadığımız insanlar bazen hayatlarımızda çok önemli olabiliyor.
    çocukken okuduğum pek çok kitapta çevirmen olarak adı geçerdi. olmasaydı o güzelliklerle belki geç tanışacak belki hiç tanışamayacaktım.
    bu vesileyle kendisine teşekkür ediyor sevgiyle uğurluyorum.
    5 ...
  11. 106.
  12. tomris'in ve daha nice sevdiğinin vefatını gördükten, herkesin göçüp gitmesinden sonra kendisi de, gitmiştir. ruhu şâd olsun.
    2 ...
  13. 107.
  14. 108.
  15. Ülkü Tamer’in bana müsaade deyişiyle, Cemal Süreya bir kez daha gitti sanki. Kaçıncı uğurlayışım bilmiyorum. Yaşar Kemâl’i hâlâ uğurlayamadım örneğin.
    Bazı insanlar bir seferde uğurlanamıyor.
    Ülkü Tamer de şurada bir yerde meselâ, hâlâ müsaade istiyor.
    3 ...
  16. 109.
  17. 110.
  18. Yayıncı, çevirmen, oyuncu ve şairdir. Özgün üslubu, imgelerle kapali şiirleri vardır. Dili sadedir.
    Çok sayıda kitap çevirmiş ve şiir antolojileri yapmıstır.

    Soğuk otların altında, içime çektiğim hava değil gökyüzüdür, gök onları yaniltmaz şiirleridir.

    Alleben öyküleri adında hikayesi, mitologya, harry potter ve felsefe taşı adında çevirileri vardir.
    0 ...
  19. 112.
  20. iki yıl önce bugün, ölümü bile üşüterek hayatımızdan geçip gitmiş şair.

    “Bir ormanda tutup onu
    Bağladılar ağaca
    Yumdu sanki uyur gibi
    Gözlerini usulca

    Bir soğuk yel eser
    Üşür ölüm bile
    Anlatır akan kanı
    Beyaz sesiyle

    Diz çöktüler karşısına
    Sonra ateş ettiler
    Parçalanan yüreğine
    Yuva kurdu mermiler

    Bir soğuk yel eser
    Üşür ölüm bile
    Anlatır akan kanı
    Beyaz sesiyle

    Gelip kondu bir güvercin
    Ellerine o gece
    Kırmızı bir çelenk oldu
    Bileğinde kelepçe

    Bir soğuk yel eser
    Üşür ölüm bile
    Anlatır akan kanı
    Beyaz sesiyle”
    2 ...
  21. 113.
  22. çocuklar için alman grimm kardeşlerin masallarını türkçe'ye çeviren yazardır.
    0 ...
  23. 114.
  24. Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
    Ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün;
    Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
    Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
    Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.

    Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da.
    4 ...
  25. 115.
  26. Doğum günüymüş bugün. iyi ki doğmuş.
    Yenidoğan şiiri dönem dönem okuma ihtiyacı hissettirir bana. Anısına buraya da bırakayım.

    1.
    Mektupsuz koma beni.
    Bir daha, bir daha yaz adını mektubun sonuna.
    Bana güler yüzünü gönder.
    Yenidoğan’ı anlat.

    2.
    Günün hangi saatte battığını görememiştik,
    tepelerin arasındaydık çünkü,
    sen evlere bakıyordun,
    yüzündeki o çocuksu cesareti inceliyordum ben.

    Evler dağları sırtlanmıştı
    korumak için kendilerini çaresizlikten,
    ocaklar yeryüzünün çamurunu yakıyordu.

    Klarnetçiler, matbaa işçileri, bakkal karıları dolaşıyordu
    günün battığı saatten sonra sokaklarda.

    3.
    Saçlarının her teli bir dinamit fitilidir
    yokuşları çıkıp yorgunluğa bıraktığın an gövdeni.

    4.
    Mektupsuz koma beni,
    denizi deniz yapan sensin,
    ormanı orman yapan sensin,
    sensin tezgâhta kan dokuyan,
    gözlerinde serçeler yanan,
    bir aşktan bir dünya kuran sensin.

    Samanyoluna karışır gün ortasında attığın çığlık,
    hafta sonlarında yaktığın ağıt,
    tabutların ardında yürüdüğün yol,
    koparıp yüzüne attığın başak.

    Mektupsuz koma beni,
    yılların sana öğrettiğini sen bana öğret,
    parmaklarının gölgesini gönder.

    5.
    Sevgilim, sevgili dostum,
    yaşamayı pekiştiren bir çelik çivi olacak
    Yenidoğan’ın acısındaki maya.

    Sen o mayadaki umudu gördün.

    Yaslar donanmış babaların pencere önlerinde
    çocuklarına saksı sulattıklarını gördün.

    Damarlarını fabrikalarda bırakan kızların
    nişanlılarında yeni bir yürek bulduklarını gördün.

    Nasırların yanıbaşında tarlalar gördün.

    Kopan derilerin altında gökyüzü gördün.

    Gördün her şeyi,
    topladın her şeyi,
    acına renk katıldı çeyiz sandığında.

    Gülüne dipdiri bir sap takıldı.

    6.
    Mektupsuz koma beni.
    Aşkını uzun uzun anlat, utanma anlatmaktan,
    senin elin benim elimi tutsun,
    birlikte sıçratsın ayaklarımız
    Yenidoğan’ın çamurunu,
    aynı duvar halısına işlensin ceylanlarımız.

    Dostum benim, yokuşlu yolum, düzgün ovam,
    günün hangi saatte battığını görememiştik seninle,
    tepelerin arasındaydık çünkü,
    üstümüze keder çiseliyordu çünkü,
    saçak altlarına sığınıyordu çocuklar,
    her evin eşiğinde sessizlik vardı.

    O sessizliğin marşını öğret bana,
    gizli bir pınar gibi toprak altında akan
    ama bütün kıtaları dolaşan marşı.
    0 ...
  27. 116.
  28. " Yoksul çocukların hayal güçleri daha zengindir zengin çocuklarından, çünkü daha basittir oyuncakları... "
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük